
İbrahim Akkaya
Özgür 1 Mayıs için..
Milletvekili genel seçimine 35 gün kala 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı’na siyasi iktidarın yasakçı ve yasaklayıcı anlayışı ile kutluyoruz..
1 Mayıs işçi ve emekçi kesimi başta olmak üzere herkesin yarın endişesi taşıdığı bir süreçte karşılıyoruz..
Gerçek şu ki 2015 1 Mayıs’sında Türkiye tüm kurumları kuşatılmış, siyasi iktidar ve yandaşlarının güdümüne sokulmuş konumda.
İş kazalarının şampiyonu bir ülkeyiz..
Siyasi iktidar ülkeyi öylesine sıkıntılı bir sürece soktu ki işçiler ve emekçiler özgürce bayramı kutlayamıyor..
İnsanlar evlerinden korku içinde çıkıyor..
Anne ve babaların yüreği ağzında..
Halkın gözdesi ordu işlevsiz hale getirildi..
Yargı erki siyasi iktidarın güdümü altında..
Kamu kurum ve kuruluşları AKP iktidarının birer şubesi gibi..
Basın asla ve asla özgür değil..
Yandaş ya da candaş diye tabir edilenler sırtını iktidara dayamış durumda..
Öylesine teslimiyetçi oldular ki gazete manşetlerini bile AKP kurmayları atıyor..
Televizyon yayınlarına kimlerin çıkacağına iktidarın adamları karar veriyor.
‘Alo Fatih’ hattı sadece İstanbul’da değil ülkenin her yerinde hakim konumda..
AKP’ye biat etmeyenler ise Cüneyt Özdemir’in söylediği gibi büyük baskı altında..
Gerçek şu ki korku imparatorluğunun hakim olduğu bir ülke haline geldik..
1 Mayıs bağımsız, demokratik bir ülke, eşit, adil ve özgür bir toplum, yaşanılası bir dünyanın habercisi olarak tarif ediliyor..
Ediliyor da Türkiye’de değil bunları sağlamak, konuşmak bile neredeyse suç oldu..
Ülkeyi yönetenlerin 1 Mayıs’ın tarihsel anlamına sarılmak, sahip çıkmak, görünür kılmak ve pekiştirmek asi görevi olmalı..
1 Mayıs eskiden işçi sınıf başta olmak üzere çalışan tüm kesimlerin, yoksulların umutlarının çoğaldığı, dayanışmanın sağlandığı, hak ve özgürlüklerin genişlediği çok özel bir gün olarak bilinir ve kutlanırdı..
İşçiler, emekçiler 1 Mayıs’ a sahip çıktıkça, bugün olduğu gibi Taksim’de kutlamakta ısrar ettikçe egemenler de yasakçı ve yasaklayıcı politikayı uygulamaya koydular.
1 Mayıs’ı yasaklamak işçi ve emekçi kesimi başta olmak üzere toplumu tahrip etmek anlamına da geliyor.
Belki de bugün yasak ve yasaklayıcı iktidarın gölgesinde son kez kutlayacağız 1 Mayıs’ı..
Artık Antalya’nın da, Türkiye’nin de insana değer veren, kişi hak ve özgürlüklerine koşullar ne olursa olsun saygı duyan ve koruyan bir konumda olmalıdır.
İnsanlar artık korkusuzca sokağa çıkmalı..
Hak arama özgürce olmalı..
Ülkenin ve kentin kaynakları adil ve eşit dağıtılmalı, hukuksuzluğa olanak tanıyan her türlü yapı ortadan kaldırılmalı..
Artık Antalya’da ya da Türkiye’nin herhangi bir yerleşim biriminde çocuklar yatağa aç girmemeli..
İş cinayetleri son bulmalı, iş sağlığı ve güvencesi mutlaka sağlanmalı..
Gelir düzeyindeki makas kesinlikle daralmalı, ülkenin kaynakları bir avuç mutlu azınlığa değil de ülkenin sahiplerine eşit olarak dağıtılmalı..
En önemlisi artık 1 Mayıs’a yasak getirilmemeli..
Yasakçı zihniyete prim veren anlayışı terk edilmeli, dil, din, mezhep üzerinden siyaset yapan, bunu da sandığa avantaj olarak yönlendirenlere prim tanınmamalı..
Daha özgür, daha güvenli 1 Mayıs özlem ve temennisiyle..
Cop, biber gazı, gaz fişeği ve polis dayağına uğramamanız temennisiyle,..
TOMA’lar vasıtasıyla ıslanmamanız temennisiyle,..
Tüm işçileri, emekçileri saygıyla, sevgiyle selamlıyorum..
1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı kutlu olsun..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.