
İbrahim Akkaya
O hastalıklı zihniyet!
Cinayetlerinin dünkü adresi Antalya oldu..
Antalya Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan “Beyazzz’ isimli çamaşır fabrikasında meydana gelen patlamada 2 kadın işçi hayatını kaybetti, 3’ü ağır 17 işçi yaralandı.
Antalya için kara bir gündü..
Elbette inceleme yapılacak, kazanın patlama nedeni bulunacak..
Makine Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Ümit Büyükeşmeli’ye göre buhar kazanı maliyeti fazla olmayan ‘emniyet ventili’nin çalışmaması yüzünden oldu.
Başta maden kazaları olmak üzere anımsayın ölümlü iş kazalarını patronun maliyetten kaçmak adına güvenlik önlemlerini almayışından kaynaklandığı yadsınamaz bir gerçek..
Elbette hepimiz çok üzüldük dünkü ölümlü iş kazasına, daha doğrusu iş cinayetine..
Burada çarpı bir gelişmeyi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Antalyalı gazeteciler olarak önceki akşam Türk-İş İl Temsilcisi ve Tes-İş Antalya Şube Başkanı Hacı Mevlüt Ünal’ın davetlisiydik.
Atatürk Parkı’ndaki Alara Restoran’da buluştuk..
Hacı Mevlüt Ünal, “Basınla Dayanışma Gecesi’ni geleneksel hale getirdi.
Yararlı oluyor bu tür buluşmalar..
Önceki akşamın önemi bir başka..
Hacı Mevlüt Ünal, yemekli toplantıda yaptığı konuşmada, “ Antalya iş kazalarında Türkiye dördüncüsü” dedi..
Ardından basına da göndermede bulunarak, “ İş kazaları cinayetle eşdeğer, taşeron sistemiyle birlikte iş cinayetleri arttı. Ülkemizde iş kazalarında bir ya da birkaç kişi hayatını kaybedince haber oluyor, Antalya’da ölümlü iş kazalarının önüne mutlaka geçilmeli” diye konuştu..
Ünal’ın bu sözlerinden yaklaşık 9 saat sonra dünkü uğursuz patlama oldu, 2 kardeşimizi kaybettik, yaralılar var, hasar büyük, bu patlamanın yarattığı travmayı atlatmak hiç de kolay olmayacak.
Hacı Mevlüt Ünal, kendisini sendikacılığa adamış bir kişi..
Gözünü budaktan sakınmayan, dobra dobra konuşan ve söylediklerin arkasında durmayı da bilenen bir sendikacı Ünal..
Çok çarpıcı açıklamalar yaptı.
Özellikle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı İş Teftiş Kurulu Antalya Grup Başkanlığı ile ilgili sözleri ilginçti..
Ünal, 40 yıldır Antalya’da hizmet veren İş Teftiş Kurulu Antalya Grup Başkanlığı’nın Antalya’dan kaldırılarak müfettişlerin de Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Bursa gibi illerine gönderildiğini, Antalya’da bir temsilcinin bile olmadığını söyledi..
Gerçekten garip bir durum..
Daha da çarpıcı olanı İş Teftiş Kurulu’nun Antalya’da yeniden kurulması için yapılan girişimleri patronların önlemiş olmaları..
Diyor ki Hacı Mevlüt Ünal :
“ Bir işçi yasal sürenin üzerinde çalıştırılır, ücretini alamaz, sosyal hakları çiğnenir, baskı, hatta şiddet görürse Ankara’ya Bakanlığa dilekçeyle başvurmak zorunda. Başvurusunu yapsa ile müfettiş incelemesi için birkaç yıldan önce sıra gelmeyecek, sonar Antalya’ya gelip, inceleme yapıp, rapor yazması ve sonucunu alması yılan hikayesinden farksız”
Ünal’ın şu sözlerinin altını da çizmek gerekli :
“İş kazalarının gerekli tedbirler alınınca önlenebilir olduğu açıkken hala -kader yapacak bir şey yoktu- gibi yaklaşımları kesinlikle kabul etmiyoruz.. İş sağlığı ve güvenliği konusunda alınacak önlemleri bir maliyet unsuru olarak görüp ve böyle düşünmeye devam eden zihniyeti kınıyorum. İnsan odaklı düşünmedikçe, taşeronlaşma varsa tedbir alamazsınız. Taşeronlaşma, çalışma hayatının dengelerini bozmaktadır. Sendika yoksa tedbir alamazsınız”
Sorun o hastalıklı zihniyette..
Sadece kazanmayı düşünen, insan hayatına asla değer vermeyen o zihniyete lanet olsun..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.