Siyasal gündemi takip ederek ülke ve kent meselelerine kafa yorarken, ranta dönük düzenlemelerin de takipçisi olmaya gayret ediyoruz…
Çevreyi tahrip eden taş ve maden ocağı, mermer ocağı, HES, kıyıları işgal eden oteller, sosyal donatı alanlarını tadilatlarla kendilerine köşe dönme aracı yapanlar derken nereye yetişeceğimizi şaşırıyoruz…
Tabii bu kadar değil…
Tam bir yerin takibine başlayıp, kent adına önemli bir kazanım sağlıyoruz derken, hop yeni bir gündem…
İşte bugünlerde tam böyleyiz…
Doğayı tahrip edecek bir HES’in kurulumuna engel olmuşken, birkaç düzenleme hazırlığı gündeme bomba gibi düştü…
Biri SİT alanlarını bekleyen tehlike, biri de askeri alanları kent dışına çıkartarak yapılaşmaya ve ticarete açmayı planlayan düzenleme…
SİT alanlarını bekleyen tehlike, yasal boşluktan kaynaklanıyor. Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği düzenlemenin yerine AKP Hükümeti’nce yeni bir düzenleme yapılmadığından SİT alanlarının inşaata açılması riski var…
Üstelik yasal düzenleme yapmak için de zaman çok kısıtlı. Yasama yılı Ekim’de başlayacak ama mahkemenin verdiği süre, 14 Ekim’de doluyor…
14 günde yasa yapılıp, Meclis’ten geçer ve onaylanır mı bilinmez…
Ama 1 gecede yasa yapılıyorsa, yapılma şansı var…
Öte yandan diğer bir tehlike de askeri alanlara ilişkin…
Orduevlerinin şehir dışına çıkartılarak, kent merkezinde kalan arazilerinin değerlendirilmesi düşünülüyor…
Araziler ne olacak, nasıl değerlendirilecek, STK ve meslek odaları buna ne diyecek?
Bir sürü soru işareti bizi bekliyor…
Ne diyelim basını, STK’ları, yerel yöneticileri ve siyasileri yeni mücadele alanları bekliyor…
Haydi hep birlikte daha iyi bir kent, yaşanabilir bir ülke ve çevreci yatırımlar için mücadeleye…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.