
İbrahim Akkaya
Kucaklaşmalıyız, yardımlaşmalıyız, dayanışmalıyız
Çok zor günlerden geçiyoruz.
Her şey çok hızlı gelişiyor..
Herkes kaygılı, düşünceli..
Hiçbir konuda netlik yok..
Bir yanda cadı avına döndüğü gözlenen FETÖ/PDY operasyonları, diğer yanda terör olayları ve de Suriye’de sürdürülen operasyonlar..
Elbette işsizlik, ekonomik sıkıntılar ve de hızla tırmanan toplumsal gerginlik..
Böylesine sisli bir ortamda yapıcı mesajlar büyük önem taşıyor.
Bu mesajlardan birisini de Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği(ANSİAD)Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Erdoğan verdi.
Abdullah Erdoğan, 15 Temmuz kalkışma girişiminden sonra ülkede yaşanan birlik, beraberlik ve sağduyu ortamının sürekli hale getirilmesi gerektiğini vurguluyor.
ANSİAD Başkanı Erdoğan, bir süre önce de yapıcı bir açıklama yaparak, siyasetin dilinin değişmesi gerektiğini söylemiş ve “ Siyasiler arasında monolog değil, diyalog hakim olmalı’ demişti.
Antalya Patronlar Kulübü’nün Başkanı bir kez daha aynı noktaya değindi.
Şöyle diyor Abdullah Erdoğan :
“Bu ülkenin uzlaşmaya, ortak akla, bir arada olmaya ihtiyacı var. Diyalogla, sesimizi yükseltmeden birbirimizi eleştirebilmeliyiz. Karşılıklı hoş görü ve anlayış çerçevesinde iletişim kurmaya çalışmalıyız”
Ben Abdullah Erdoğan’ın görüşlerini önemsiyorum.
Çünkü ANSİAD Antalya’nın ön önemli sivil toplum örgütlerinin başında geliyor.
Hem ekonomiye önemli katkılar sağlıyor, hem de istihdam yaratıyor.
O nedenle de ANSİAD başkanının her sözü, her mesajı, her yorumu, diğer sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütleri gibi değerli..
Şurası yadsınamaz bir gerçek ki çok özel bir milletiz..
En zor koşullarda bile asla pes etmiyor, kırıp dökmüyoruz.
Bir takım kişi ve kuruluşlar dışında fırsatçılık da yapmıyoruz..
Toplumsal bir tehlike ile karşı karşıya olduğumuzda çabuk derlenip, toparlanıyor, halkın gücünün ne olduğunu bir şekilde dosta düşmana gösteriyoruz.
Dolduruşa da gelmiyoruz..
Kirli planlara, pis tuzaklara da prim tanımıyoruz..
Bu gücü de Ulusal Kurtuluş Savaşı ruhundan alıyoruz.
Bizi ayakta tutan da bu ruh..
İşte böylesine sisli bir süreçte birlik ve beraberliğe, dayanışmaya dünden daha fazla ihtiyacımız var..
Bizim bizden başka dostumuz yok..
Hep birlikte 15 Temmuz’u yaşadık, sözde dostlarımız yalnız bırakı bizi bu zor günlerde..
O nedenle daha sıkı sarılmalıyız..
Kucaklaşmalıyız, yardımlaşmalıyız, dayanışmalıyız..
Önümüz bayram, bu kentet ve ülkede yatağa aç girenler var..
Hala çöpten ekmek arayanlar var..
Dayanışmanın, birliktelik ön güzel örneklerini vermenin şimdi tam zamanı..
Darda olanların yanında olmak en güzel ibadet..
Kurban Bayramı’nda bize has yardımlaşmayı ortaya koymalıyız..
Kurban bağışlarını gerçekten ihtiyacı olan kişi ve kurumlara yapmalıyız.
Kurban derilerini ise eskiden olduğu gibi yurdumuzun göklerdeki güvencesi olan Türk Hava Kurumu’na(THK) vermeliyiz..
Yıllarca bizleri yurt cemaat, vakıf gibi yapılara yönlendirdiler..
Onlar da kurban derileri ve diğer bağışlarla güçlenerek Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmaya kalkıştılar..
Bizi kendi malımızla, paramızla vurmak istediler..
Bir daha o kötü süreci yaşamamak için kurban derilerini mutlaka Türk Hava Kurumu’na vermeliyiz..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.