Antalya-Kemer –Karayolu’nda dün sabah terör saldırısı yapıldı.

Ormanlık alandan 3 roket atan teröristler, ardından yolda hareket halinde olan bir akaryakıt tankerine el yapımı bomba attılar..

Saldırıyı hangi örgütün yaptığını tahmin etmek zor değil.

Çünkü bir süre önce de aynı bölgede askeri bir araç saldırıya uğramıştı..

Teröristlerin ormanlık alandan attıkları roketlerden birisi Çaltıcak Balıkçı Barınağı’na isabet etti.

Ekmeğini denizden kazanmaya çalışan bir balıkçı şirketinin ofisinde ve deposunda hasar meydana geldi.

Hain saldırıyı yapan PKK’lı teröristlerin bir süreden beri Antalya-Kemer karayolu paralelindeki ormanlık alanda saklandıkları biliniyordu.

Dünkü saldırı PKK’nın bu bölgede uyuyan bir hücresinin olduğunu ortaya koyuyor.

PKK’nın Antalya’yı hedef seçmesi düşündürücü..

Çünkü Antalya Türkiye’nin vizyon kenti ve turizmin başkenti..

Dünkü saldırıda ölen ya da yaralanan olmasa da haberin Avrupa ve dünyada yansıması elbette farklı olacak.

Operasyonlar nedeniyle zor süreç geçiren ve köşeye sıkışan PKK’lılar. Antalya gibi dünyanın tanıdığı bir kentte eylem yaparak seslerini duyurmaya, sempatizanlarına mesaj vermeye çalışacaklar..

Antalya açısından,  zaten çök kötü bir sezon geçiren turizm açısından kötü bir haber..

Turizmdeki rakiplerimiz ile politik açıdan sorun yaşadığımız ülkeler, başta Almanya olmak üzere Antalya saldırısını Türkiye’yi ve Antalya’yı karalamak açısından fırsata dönüştürecekler.

Endişe olmamız,kaygı duymamız çok doğal..

Ancak korkmadığımızı da göstermek durumundayız..

Panik yapmadan, galeyana gelmeden, kışkırtmalara taviz vermeden hareket etmeliyiz.

Bunu yaparken de dikkatli olmak, güvenlik güçlerine yardımcı olmak, çevremize de olumlu mesajlar vermek zorundayız.

Antalya’nın hedef seçilmesindeki bir başka önemli nokta da kentin yapısı..

Antalya, yerli ve yabancı her dilden, dinden ve ırktan kişiye ev sahipliği yapıyor.

Bunun için de çok hassas bir kent..

Antalya’yı karıştırmak isteyenler, böylesine sıkıntılı bir dönemi fırsata çevirmek, bazı kişi ve grupları yönlendirmek isteyebilirler.

Kuşkusuz Antalya çok özel bir kent..

Kentlilik bilincinin yüksek olduğu bir yer..

15 Temmuz hain darbe girişimi ve sonrasında olduğu gibi kederde ve tasada çabuk buluşan, ortak akılla hareket eden, birlik, beraberlik ve dayanışma duygularını ön plana çıkaran bir kent..

Şimdi de böyle bir süreci yaşıyoruz.

Antalya’yı yönetenler, Antalya’nın güvenliğinden sorumlu olanlar bu olayı en ince ayrıntılarına kadar inceleyip, mutlaka çözerler..

Bu noktada siyasi görüş ne olursa olsun, bir takım sıkıntılar, kırgınlıklar yaşanırsa yaşansın öncelik Antalya olmalı..

Herkes sorumluluk duygusuyla davranıp, bu sıkıntılı dönemin en az zararla aşılması konusunda üzerine düşenden fazlasını yapmalı..

Çünkü başka Antalya yok..

Bu kent, bu ülke bizim..

Hanilere, işbirlikçilere, dış ve iç düşmanlara fırsat tanımayalım.

Birlik olursak, omuz omuza verirsek her zorluğu aşarız..

Ümitsizliğe kapılmanın, kaygıları artırmanın anlamı yok..

Eninde sonunda güzel günler göreceğiz..

Güzel güler çok da uzak değil..