CHP Antalya eski Milletvekili  Nail Kamacı’yı şok eden dava için bu başlığı kullanmıştım..

Kamacı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Lokali’nde düzenlediği basın toplantısında keliklerin nasıl sızladığını bir kez daha anlattı..

Gerçek şu ki Nail Kamacı’nın hayatını alt üst eden kaza ve sonrasında açılan dava, dava süreci, temyiz süreci ve cezanın Yargıtay tarafından onanması ibretle okunması gereken bir film senaryosu gibi..

O talihsiz kazayı ve kazadan 5 yıl sonra açılan davayı anlatmadan önce Nail Kamacı’nın isyanını çok net olarak ortaya koyan şu sözlerini paylaşmak istiyorum:

“Kazada hayatlarını kaybeden aileler bazı CHP’liler tarafından dava açmaları için tahrik edildiler. Tahrik edenler hala siyaset yapıyorlar. Zamanında benim içim, -Çok fazla zıpladı önünü keselim- dediler.  Bu dava sonucunda hapis yatmayacağım ama hayatım kısıtlanıyor, kontrol altında olacak. Emekli maaşımda kesildi. Ben arabanın günahını ve aynı zamanda hatalı olan yolun bedelini ödüyorum. Ben kullanmıyordum de kurtul dediler ama o 3 cenazeye saygısızlık yapmadım”

Nail Kamacı’nın halk arasında ‘kan parası’ olarak bilinen ve faizi ile birlikte 800 bin liraya bulan para cezası yüzünden hayatının kısıtlanması, emekli maaşının bile kesilmiş olması, dahası babasının evine haciz gönderilmesi  ve 3 gün süre tanınması üzücü..

Asıl üzücü olanı ise 2001 yılında meydana gelen kazadan tam 5 yıl sonra iki aile tarafından Kamacı’nın iddiası göre ‘hala CHP’de siyaset yapan’ kişilerin tahriki ve yönlendirmesi ile dava açılmış olması..

Gündoğmuş’un Köprülü beldesi yakınlarında meydana gelen kazada dönemin CHP Antalya İl eski Başkanı Mustafa Çetinkaya, dönemin Merkez İlçe yöneticisi Mehmet Atmaca ve parti delegesi Mehmet Erdem hayatlarını kaybetmişlerdi.

Talihsiz kazada otomobili alkollü olduğu belirlenen Veysel Çakan kullanmıştı..

Çakan, 8 yıl ceza yemiş, 5 yıl yattıktan sonra tahliye olmuştu..

3 CHP’linin hayatını kaybettiği kazada faturanın büyüğü Nail Kamacı’ya çıkmıştı, daha doğrusu çıkarılmıştı..

Kazada hayatını kaybeden Mehmet Atmaca’nın oğlu Osman Atmaca, 3 ailenin dava açmamak için aralarında protokol imzaladıklarını, protokolün bir nüshasını almadığı için pişman olduğunu söylemişti..

Kamacı’nın söylediği gibi siyaseten kendisini kıskanan ya da önlerinde engel gören kişilerin dava açmaları için tahrik ettiği ailelerin protokolü unutup, kazadan tam 5 yıl sonra hem de zaman aşımına saatler kala dava açmaları gerçekten manidar..

Manidar olan diğer bir konu ise ilk tutanakta kazanın meydana geldiği yol için 8’de 3 oranında gösterilen kusurun sonradan değiştirilip, kusurun ‘de 8’nin araca ve sürücüsüne verilmiş olması..

Nail Kamacı’nın isyanına hak vermemek olanaksız.

Siyaset bu kadar mı kirlendi arkadaş?

Sırf önüne kesmek düşüncesiyle kazadan tam 5 yıl sonra aileleri dava açmaya zorlamak kabul edilir gibi değil..

Dahası iğrenç bir düşünce..

Siyaset böyle yapılacaksa yerin dibine batsın..

Unutmadan Mustafa Çetinkaya, Mehmet Atmaca ve Mehmet Erdem’in öldüğü kazanın faturası o yemeğin düzenleyen dönemin CHP Gündoğmuş İlçe Başkanı Abdullah Kıldan’a da kesildi partilileri tarafından.

“CHP iktidar olmadan ölürsem beni yakın” diyecek kadar partisini seven Kıldan’ı da bu uğursuz kaza ile suçladılar, yargıladılar partilileri..

Neymiş Kıldan o yemeği düzenlemeseymiş, o kaza da olmazmış..

CHP’de böyle bağnazlar var ne yazık i.,.

Bir kısım CHP’liler, şimdilerde Gündoğmuş’ta yaşantısını sürdüren Abdullah Kıldan’a tıpkı Nail Kamacı gibi yüklendiler, yüklenmeye de devam ediyorlar..

Yazımı her türlü olumsuzluğa rağmen siyasete devam kararı alan Nail Kamacı’nın şu sözleriyle bitirmek istiyorum:

“Parti üyesi(CHP) olmak zor iş, bu kaza hepimizin başına gelebilirdi. En büyük üzüntüm parti yoldaşlığı bu dava ile sarsıldı. Olay sonrası partiden 10 kişi aradı ve geçmiş olsun dedi. Bu beni çok üzdü.  Kimseden maddi bir destek istemedim ama manevi desteklerini hep bekledim. Bu davadan sonra 4 yıl siyasete ara verdim. Bu olayda hiçbir kurumun suçu yoktur aksine şahısların suçu vardır”