
İbrahim Akkaya
Kaleiçi kucaklamaya hazır !
Kalekapısı ile birlikte kentin tarif noktalarının en önemlisi konumundaydı.
Çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yaptığı için buram buram tarih kokardı.
Çok sıcak insanlardı Antalya’nın çekirdek kenti tarihi Kaleiçi’nin sakinleri.
Yerli olsun, yabancı olsun herkesi güler yüzle karşılar, samimi dostluk kurar, Kaleiçi’nin tarihini anılarıyla birlikte defalarca anlatmaya üşenmezlerdi.
Turiste asla yolunacak kaz gözüyle bakmazlar, bir bölümünü pansiyona dönüştürdükleri evlerinin konuklarına ikramda kusur etmezlerdi.
Tabiat ana ile birlikte her türlü iç ve dış saldırılara, talana rağmen ayakta kalmayı başaran Kaleiçi ve Yat Limanı ‘turizm oskarı’na layık görülmüştü.
1984 yılında kısa adı FİJET (Altın Elma)olan dünya turizm oskarı Antalya’ya verilmişti.
Tarihi Kaleiçi ve Yat Limanı ‘Tabiat Ana’ya, tarih hırsızlarına, kendilerine ‘turizmci’ diyen tarih katillerine rağmen ayakta kalmayı başarsa da kimliğini korumakta zorlandı.
SİT alanı olduğu için yapılaşmaya izin verilmeyince Kaleiçi sakinleri, daha güvenli konutlarda oturmak için bölgeyi terk etmeye başladılar.
Evlerin yenilenmesi, yani restorasyonu için hem proje, hem de yenileme çalışması yaptırmak çok pahalı olunca, insanlar ya ellerinden çıkarmaya, ya da ticari işletme haline dönüşsün diye kiralamaya başladılar.
Gerçek şu ki tarihi binalar satılırken de, kiralanırken de iyi para ediyordu.
Başta Koç ve Sabancı aileleri olmak üzere konak satın aldılar buradan.
Ancak bu furya zamanla çok tehlikeli bir hal aldı.
Kaleiçi, hızla kimliğini ve karakterini değiştirmeye başladı.
İşin içine bir de ‘ yetki karmaşası’ girince kaderiyle baş başa kaldı Kaleiçi..
Eskiden bir tek ’ Karanlık Sokak’ vardı Kaleiçi’nde, tüm sokakları kararmaya başladı.
Adım başı bar, adı başı gürültü, adım başı karanlık tipler ve de fuhuş mekanı haline geliverdi bu tarihi mekan.
Kaleiçi sakinleri olumsuzluklara daha fazla dayanamayarak evlerini terk ederken, Kaleiçi esnafı direndi, Kaleiçi’ni yaşatmak için maddi ve manevi özveride bulunurken, Kaleiçi’nin adını kirleten mafya bozuntuları ile uyuşturucu ve beyaz kadın ticaretine soyunan gruplarla da mücadele ettiler.
Bir dönem gündüz bile insanlar Kaleiçi’ne girmeye korkar oldular.
Anımsıyorum şimdi Başkent Ankara’yı yöneten Antalya eski Valisi Alaaddin Yüksel, yoğun şikayetler alınca tebdili kıyafetle Kaleiçi’ne giderek sorunları yerinde saptamaya çalışmıştı.
Son yıllarda Kaleiçi’ni kurtarmak, eski parlak günlerine kavuşturmak için merkezi ve yerel yönetimlerin çabalı olduklarını gözlemliyoruz.
Kaleiçi’nin yollarının düzenlenmesi, ışıklandırılması, özel bir güvenlik birimi kurulması takdire değer gelişmeler.
Kaleiçi’ne sahip çıkıldıkça karanlık tipler de bölgeyi terk etmeye başladılar.
Antalya’nın çekirdek kenti tarihi Kaleiçi’nde 4 mahallede ve yaklaşık 950 kişi yaşıyor.
Gerçek bir dönüşümü gözlemek keyif verici..
Kaleiçi’nin mimarisini bozmadan, tarihi dokuya zarar vermeden konaklar butik otellere dönüştürülüyor.
Kaleiçi’nin mimarlık tarihi ve geçmişine ilişkin yaşam tarzına son derece saygılı olan konaklama tesisleri ile birlikte lokantalar ve kafeler yeni sezona hazırlanıyor.
Kaleiçi makus tarihini yenmeye başladı.
Yerli, yabancı herkesi kucaklamaya hazır.
Buram buram tarih kokan bu tarihi mekan, sımsıcak kollarını açmış, dostlarını bekliyor.
Kaleiçi ve Yat Limanı’nın kurtarılması, halka ve turizme açılmasında katkısı olan herkese binlerce teşekkür borcumuz var.
Yerel yönetimlere buradan kocaman bir alkış..
En büyük alkış ise Kaleiçi’ni yaşatmak, gelecek nesillere en azından şimdiki haliyle bırakmak adına destansı bir özveride bulunan Kaleiçi esnafına..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.