Seçim hükümetinin bağımsız(!) İçişleri Bakanı Selami Altınok, koltuğuna oturur oturmaz, hepimizi dehşete düşüren açıklamalar yaptı.

Taze bakan Altınok, AKP’ye, elbette Saray’a muhalif olan herkesi terörle mücadele bahanesiyle tehdit etti, ‘kafalarınızı ezeceğiz’ dedi..

Ülkede huzuru ve güveni sağlamak görevi olan İçişleri Bakanı’nın kendirline muhalefet edenleri tehdit eden bu sözleri çok üzücü ve düşündürücü..

Sıkça söz ettikleri milli iradeyi yok sayarak, seçmenin 7 Haziran seçimlerindeki tercihini beğenmeyerek ülkeyi baskın bir seçime götürenlerin, bununla da yetinmeyip, “ Bize muhalefet ederseniz, hepinizin kafasını ezeriz” tehdidinde bulunması yarınlar için, en önemlisi de 1 Kasım erken genel seçimleri için kaygı verici bir durum..

Her defasında demokrasiden söz edenlerin demokrasiyi rafa kaldırıp, kafalarına göre bir yönetim biçimi dayatmaları, ülkenin huzur ve güvenini iyice yok ettiği gibi, bölücü örgüte de ‘sen rahatça eylem yap’ mesajını verme anlamına geliyor.

Bununla da bitmiyor seçim hükümetinin tehdidi..

‘Muhbir’ uygulaması ile kardeşi kardeşe kırdırmaktan çekinmeyeceklerini ortaya koyuyorlar.

Terör ve vergi kaçırmanın önlenmesi çabalarının ardına sığınıp, vatandaşı muhbirliğe özendiriyorlar.

Sözde suçluları ihbar ederek yakalatanlara para ödülü verilmesi gündemde..

Benzeri uygulama 12 Eylül askeri darbesi döneminde de olmuştu..

Vatandaş, hem para kazanmak, hem de askeri yönetimin gözüne girebilmek, aferin alabilmek için ihbar yarışına girmişti..

İş öyle bir noktaya geldi ki, husumet yaşadığı komşusunu, evden çıkaramadığı kiracısını, hatta kavgalı olduğu aile fertlerini ve yakın akrabalarını bile ‘ terörist’ diye ihbar edenler olmuştu..

Muhbirlik uygulaması ile pek çok kişinin hayatı kararmış, hapislerde çürümüş, insanlar suçsuz olduklarını kanıtlama olanağını bile bulamamışlardı.

12 Eylül ürünü olan siyasal iktidar, şimdi aynı yöntemleri devreye sokuyor.

Çok kaygı verici bir durum..

Dileriz aklı selim vatandaşlar bu tuzağa düşmez..

Dileriz AKP’ye alkış tutmayan, yandaşlık ve yalakalık etmeyen, hükümetin icraatlarını eleştiren, muhalefet edenler zarar görmez..

ANITKABİR BULUŞMASI

Çok zor süreçten geçiyoruz..

Terör tırmanıyor, kirli savaş yüzünden insanlarımız ölüyor…

Şehit haberlerinin ne yazık ki kanıksandığı günlerden geçiyoruz.

Gerçek şu ki ‘açılım safsatası’ ile terör örgütü ile masaya oturan, bebek katiliyle pazarlık yapan siyasal iktidar, devlet otoritesini sarstığı için kirli savaş her geçen gün hızını artırıyor..

Hükümet, ‘muhbir’ düzenlemesi ile kardeşi kardeşe kızdırmak istiyor..

Bununla yetinmeyip, herkesi fişleyeceğini gizleme gereğini bile duymuyor..

Vatandaş gergin, endişeli, acılı..

Ülkenin bu sıkıntılı günlerinde Başkent Ankara’da Anıtkabir buluşması gerçekleştiriliyor..

Türkiye Barolar Birliği, 5 Eylül Cumartesi günü(yarın)saat 14.30’da  çok önemli bir organizasyona imza atıyor.

‘Adli Yılı Milletimizle Açıyoruz. Teröre Karşı Hukukun Üstünlüğü ve Demokrasi İçin Yürüyoruz’ etkinliği için yapılan çağrıda şu görüşlere yer veriliyor..

“Teröre karşı toplumsal barış ve kardeşliğin, keyfiliğe ve dayatmalara karşı hukuk devletinin, diktaya karşı demokrasinin en önemli dayanağı, bağımsız ve tarafsız yargı bağımsızlığı ve tarafsız yargının en önemli güç kaynağı savunmadır.2015-2016 Adli Yılı’nda her vatandaşımızın, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğu için gurur ve güven duymasını istiyoruz. Yetmiş yedi milyon vatandaşımızın, hukukun üstünlüğü paydasında kucaklaşmasını ve parlak bir geleceği omuz omuza inşa etmesini arzu ediyoruz. Bu amaçla, yargının her türlü baskıdan arındırılması,yasama-yürütme-yargı kuvvetleri ayrılığının işlevli kılınabilmesi için bütün gücümüzle mücadele ediyor, gücümüzü milletten alıyoruz. Mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğimizi göstermek ve kararlılığımızı bir kez daha ifade etme için 5 Eylül 2015 Cumartesi günü Anıtkabir’de Aslanlı Yol’da buluşuyoruz. Doğruları duymaktan rahatsız olanlar, hukukun üstünlüğü yerine üstünlerin hukuku geçerli olsun iyenler, adli yıl törenini kanunla kaldırdı. Biz ise adli yılı milletimizle el ele açıyoruz. Haydi hep birlikte teröre hayır, hukuk devleti ve demokrasiye evet diyelim’