Türkiye’de son günlerin en önemli olayı ‘İmralı Müzakereleri’ olarak sunulmakta…

Yandaş basın ve medyada bu müzakereler Cumhuriyet tarihinin en önemli olayı ve ülkenin geleceği ve kurtuluşu için karşı çıkılmaması ve hatta desteklenmesi gereken bir hareket olarak bizlerin bilinç altına yerleştiriliyor.

Algı yönetimi herhalde bu olsa gerek…

Ülkemiz 1984 yılında tanıştığı PKK terörü ile yıllardır mücadele veriyor.

Bu güne kadar on binlerce insanını şehit vermiş veya kaybetmiş…

Mücadele terörle muhatap olan her ülkede olduğu gibi onun anladığı dilden yapılmış…

Ancak demokrasi kurallarından ayrılmamaya özen gösterilmiş.

Bu iktidar göreve geldiği tarihlerde PKK terörü, kararlı mücadele sonucu bitme noktasına gelmiş…

Ancak bu iktidar döneminde demokratikleşme ve hatta ileri demokrasi söylemleri ile ibre tersine döndürülmüş…

O kadar ki; sürekli uygulanan Pişmanlık Yasası, aflar, tavizler ve Habur’ da yaşanan teröristin ayağına Mahkeme götürme rezaleti…

Cumhuriyet’in Tunceli iline ısrarla Dersim söylemi, ardından Norşin ve diğer isimlerin gündeme getirilmesi (Norşin’ in  bir Ermeni kelimesi olmasına rağmen Kürtçe sanılmasına dair skandal..)

Oslo’da PKK ile görüşmeler…

Ülkenin Başbakanı tarafından bu olayın inkarı ve hatta ‘yapanda söyleyende şerefsizdir’  şeklindeki açıklaması,

Takiben ‘biz görüşmedik devlet görüşmüş..’ söylemi,

Türk Milleti adına karar veren Mahkemeler tarafından terörizm suçlaması ile ömür boyu hapse mahkum edilen, mahkumiyet kararına karşı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde yapılan başvurusu reddedilen ve İmralı’da iskan ettirilen terörist başının ev hapsi yönündeki talepler…

Bu arada 1984 yılından beri PKK terörü ile mücadele eden TSK’ nın üst düzey Komutanlarının emekli veya görevde ayrımı yapılmaksızın ‘terörist suçlaması ile’ tutuklanarak cezaevine konulması,

Israrla talep edilen Anayasa değişikliği ve Anayasadan Türklük, Türkçe, Bayrak ve İstiklal Marşını düzenleyen ilk 3 maddesinin tartışılması talepleri,

Şuanda büyük bir umut ile sonucu beklenen İmralı yani terörist başı ile müzakereler,

Tüm bunların anlamı ne olabilir…

Bana göre;

20.yüzyılın başlarında bağımsızlık mücadelesi vererek, bağımsız Türkiye Cumhuriyetinin sınırları başta olmak üzere tüm haklarını elde ettiği ve kendisine dayatılan Sevr koşullarını reddederek Lozan’da yaptığı müzakereler sonucu kazandıklarının; yüzyıl sonra PKK adlı terör örgütünün ve ona destek olanların istedikleri şekilde bir bir geri verilmesidir.

Bu müzakerelerde masaya; Türkiye Cumhuriyeti Devleti terör gibi en hain yolla sürdürülen savaşta yenik olan taraf,

Terörist başı ve terörle hak ve özgürlük (bağımsız devlet) talep edenler galip olan taraf olarak müzakere şartlarını sürdürmektedirler.

 ‘Analar ağlamasın’ teraneleri ile kabul ettirilmeye çalışılan ve haklı gösterilen terörle müzakere sonucunda ülkeye demokrasi hariç her türlü olumsuzluk gelecektir.

Görmeyenlere, duymayanlara, konuşmayanlara…

Velhasıl üç maymunu oynayanlara,

İzafe olunur.

Saygılarımla..