
İbrahim Akkaya
İki eylem ve orantısız güç
Nazik bir dönemden geçiyoruz.
Herkes diken üstünde, sürecin nasıl geçeceği ve sonuçlarının ne olacağı konusunda toplumda tedirginlik var.
Sürece bağlı olarak başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarından T.C. adının silinmesi, üniversitelerin resmi sitemlerinde aynı işlemin yapılması, bununla da kalınmayıp, Atatürk’ü unutturma çabaları olanca hızıyla devam ediyor.
Türk, Türkiye ve Türkiye Cumhuriyeti kavramlarının silinme girişimleri, Atatürk ilke ve devrimlerini yok sayma eylemleri toplumun her kesiminde büyük rahatsızlık yaratıyor.
Sivil toplum hareketinin yoğun olduğu Antalya ile birlikte ülkenin her kesiminde sıkıntı olmasına rağmen kimsenin sesini çıkarmayışı da dikkat çekici..
Bu sessizlik, izleme ve bekleme sadece toplumda değil, siyasi partilerde ve demokratik kitle örgütlerinde de gözleniyor.
Gerçek şu ki toplum sindirildi, ürkütüldü, korkuldu.
Kimse düşüncesini net bir şekilde ortaya koyma cesaretini gösteremiyor.
Korku imparatorluğunun giderek daha net bir şekilde etkisini gösterdiği yadsınamaz bir gerçek.
Bunda Cumhuriyet mitinglerinin düzenlenmesinde aktif rol oynayanların ‘Ergenekoncu’ suçlamasıyla tutuklanmalarının ve yıllarca Silivri Toplu Kamplarında çürütülmelerinin kuşkusuz payı büyük.
Bu kaygılı süreç sonunda neler olacak şimdiden kestirmek olanaksız.
İşte böylesine sıkıntılı bir dönemde bugün Antalya’da iki etkinlik var.
Birincisi ‘cadı avı’ yapıldığı iddia edilen Akdeniz Üniversitesi’nde..
Bir süre önce sınava türbanla girmek isteyen kız öğrenciye engel olduğu gerekçesiyle
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) Kamu Yönetimi Kentleşme ve Çevre Sorunları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof.Dr. Gülser Öztunalı Kayır hakkında idari soruşturma açılmıştı.
Suların bir türlü durulmadığı Akdeniz Üniversitesi’nde benzer bir olay nedeniyle Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç.Dr. İlker Belek’e maaş kesme cezası verilmişti.
İddialara göre üniversite yönetimi bununla yetinmeyip, İlker Belek’i üniversiteden uzaklaştırma çabalarını sürdürüyor.
Akdeniz Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği, İlker Belek’e destek vermek üzere bugün bir etkinlik düzenledi.
‘İlker Belek’le dayanışma’ adı verilen etkinliğe üniversite bileşenleri ve demokratik kitle örgütleriyle birlikte Antalya dışından da katılım olacak.
Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi 2. Başkanı Prof.Dr.Gülriz Erişgen, Merkez Konseyi Üyesi Osman Öztürk, Merkez Danışma Kurulu Üyesi Prof.Dr.Feride Aksu Tanık, Genel Pratisyenlik Enstitüsü Başkanı Özen Aşut, Üniversite Konseyleri Derneği Yöhetim Kurulu Üyesi Prof.Dr. Erhan Nalçaçı’da bugün etkinliliğe destek verecekler.
2B MAĞDURLARI PES ETMİYOR
2B olarak bilinen orman vasfını yitirmiş arazilerin satışına esas rayiç bedellere karşı Antalya bölgesinde uzun süredir protesto eylemleri yapılıyor.
2B mağdurları, her türlü engellemeye karşılık hak arama mücadelesinde pes etmiyor, yeni eylemler için de hazırlık yapıyorlar.
Bu eylemlerden birisi de bugün Antalya Defterdarlığı önünde saat 11.00’da gerçekleştiriliyor.
Çok yüksek rayiç bedelleri ödeyememe ve atalarından kalan toprakların ellerinden alınması endişesi yaşayan Aksu Köylüleri, Halkevleri’nin desteği ile bir süre önce gecekondu çadırında buluştukları Kepez halkı ile güç birliği yaparak seslerini duyurmaya çalışıyorlar.
Hak arama demokratik, yasal bir hak..
Ancak Türkiye’de böyle olmuyor.
Kolluk kuvvetleri orantısız güç kullanıyor.
2B mağdurları kolluk kuvvetlerinin orantısız güç kullanması nedeniyle sıkıntı yaşadı, gözaltına alındılar.
Bugünkü eylemlerde orantısız güç endişesi var doğal olarak.
Çünkü Polis Haftası kutlanırken, polis 1 Mayıs içinde bildiri dağıtan Karatay Lisesi öğrencilerine orantısız güç kullandı..
Öğretmenlerin tüm çabalarına rağmen polisin sınıflara kadar giderek öğrencilere şiddet uyguladığı, biber gazı kullandığı görüldü.
Karatay Lisesi yönetiminin ve öğretmenlerinin çabaları orantısız güce engel olamadığı gibi, öğrencilerini korumak isteyen öğretmenler de orantısız güçten ve biber gazından ne yazık ki nasiplerini aldılar.
Dileriz bugün bu tür üzücü olaylar yaşanmaz..
Kimsenin burnu kanamaz.
Çünkü toplum patlama noktasına kadar geldi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.