
Cengizhan Gököz
Hukukta uygulama hataları
Köşe yazılarımda, hukuka ve yargı uygulamalarına ilişkin düşüncelerimi sizlerle paylaşmaya çalışıyorum.
Bunu, 35 yıllık bir avukat ve hukukçu sorumluluğu ile gerçekleştirmekteyim.
Uygulamaların muhatapları, siz değerli okurlarım ve değerli insanlarımızdır.
Yasalara ve hukukun genel ilkelerine aykırı uygulamalar ülkemizin hukuk devleti iddiasını da etkilemektedir.
Eleştirdiğim konu, son yargı paketinde düzenlenen ‘basın yolu ile işlenen suçlarda kovuşturmanın geri bırakılması kararı verilebileceğine’ ilişkin uygulamadır.
Bu düzenleme esas itibari ile doğru bir düzenlemedir.
Basın yolu ile düşüncelerini açıklarken bu açıklamalarından dolayı haklarında hakaret, tehdit… vb. suçlamalar ile hakkında kamu davası açılanların kovuşturması yani yargılamasının ertelenmesine karar verilebilecektir.
Düzenlemede belirtilen sürede suç işleyen kişiler hakkında kamu davasına kaldığı yerden devam edilebilecek suç işlenmediği takdirde aynen hükmün açıklanmasının geri bırakılması uygulamasında olduğu gibi dosya işlemden kaldırılacaktır.
Eleştirimiz aşağıdaki uygulamaya yöneliktir;
Yargı paketinin yürürlüğe girdiği tarihte yargılaması beraat ile sonuçlanmış, yani kişinin kendisine atılı suçu işlemediği ortaya çıkmış, ancak karar karşı tarafça temyiz edilmiştir.
Bu durumda dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca ilgili daireye gönderilmeden yerel mahkemeye iade edilerek ‘kovuşturmanın geri bırakılması’ kararı verilmesi istenmektedir.
Bu durum iki açıdan hukuka aykırı ve sakıncalıdır.
-Bunlardan birincisi, beraat eden bir kişinin hakkında kovuşturmanın geri bırakılması kararı verilerek, 5 yıl müddetle o kişinin, davanın hukuksal ve psikolojik yükü altında bırakılmasıdır.
Ceza yargılamasında kişi aleyhine ve hukuki durumunu ağırlaştıracak düzenlemeler geçmişe etkili uygulanamaz ve uygulanmamalıdır.
-İkincisi ise, bir yargı kararının denetleneceği yer bir üst mahkeme yani Yargıtay özel dairesidir.
Burada yapılması gereken dosyanın öncelikle özel daireye gönderilip verilen beraat hükmünün hukuki değerlendirmesinin yapılması şayet beraat hükmü yerinde değil ise, dairenin kararı bozarak ve ancak düzenleme gereği kovuşturmanın geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiği hususunda yerel mahkemeye kararı göndermektir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının bu lazımeyi yerine getirmeden iddia makamı olarak yerel mahkemeye şu veya bu şekilde karar verilmesini istemesi hukukun temel ilkelerine aykırı olduğu gibi yargılama tekniğine de aykırıdır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının böyle bir yetkisinin olmaması gerekir.
Dileğimiz konunun özelliği ve önemi de dikkate alınarak yanlış uygulamadan dönülmesidir.
Saygılarımla..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.