“Alevilik Hz.Ali’yi sevmekse ben dört dörtlük Aleviyim”.
Bu sözler ülkemizin Başbakanına ait.
Daha öncede “Ülkede iki milyar ağaç diktik ,çevrecilikse ben çevrecinin daniskasıyım” şeklinde açıklamalar yapan Sayın Başbakanımız kendisini bu tür yöntemlerle en ileri insan hakları savunucusu ve demokrasi duayeni olarak ilan etti.
Öncelikle belirtmek gerekirse binlerce yıllık bir inancı ve kültürü taşıyan Aleviliği Hz.Ali’yi sevme noktasına indirgemek bu inanca karşı yapılan en hafif tabiriyle haksızlıktır.
Bir başka açıdan bakıldığında Alevi yurttaşlarımızın tüm inanç,kültür ve birikimlerini yok sayıp bu konuda kendisinin örnek alınması gibi bir talebinde dile getirilmesi gerçeği ortaya çıkar.
Hangi açıdan bakılırsa bakılsın bu açıklama sonuçta bir ruh halini ortaya koyar.
Ülkenin Başbakanı özel hayatta dahil her konuda kendisinin sözlerine ve bilgisine itaat edilmesini dolaylı olarak ülke insanın bilinç altına yüklemektedir.
Bu açıklama değerli Alevi yurttaşlarımızdan bir özrü gerektirir.
Bu tür açıklamalar bize geçmişte ülkeyi dikta ile yöneten birilerini hatırlatıyor.
Konuyu bir temel fıkrası ile değerlendirirsek ;
Temel,Fadime’ye arkadaşlık teklif eder.
Fadime, Temelin arkadaşlık teklifini reddeder.
Temel sebebini sorduğunda,Fadime kendisinin “lezbiyen” olduğunu söyler.
Temel;
“Ula Fadime Lezbiyen nedir?”diye sorduğunda,
Fadime “Temel ben erkeklerden değil hem cinslerimden hoşlanırım, kadınları severim” cevabını verir.
Bunun üzerine Temel;
“Fadime,eğer lezbiyenlik kadınları sevmek ise inan bana bende dört dörtlük lezbiyenim”der.
Amaca ulaşmak için herşey olmak mümkün değildir.
Bu nedenle bu tür açıklamalar Sayın Başbakanımıza olduğu kadar ülkeye ve bir takım değerlere zarar verir.
Saygılarımla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.