
İbrahim Akkaya
Herkes haddini bilecek !
Herkes haddini bilecek !
Atatürk’e, Cumhuriyet ve kurumlarına saldırmak, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne, yargıya, Anayasal kurum ve kuruluşlara çabuk atmak, iftira atmak, eleştirmek, moda oldu.
Bu modanın öncüsü gericiler, şeriat özlemcileriydi, iktidara geldiği günden bu yana da AKP’liler sürdürüyor bu kabul edilemez saldırı ve tehditleri sürdürüyorlar.
Bu tarz bir saldırı da Antalya’da gerçekleştirildi
Antalya Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası’nın(ASMO)milletvekili aday adayı olan üyeleri için düzenlediği tanıtım toplantısında AKP Milletvekili aday adayı Raziye Gök Aktaş, ağa babalarına şirin görünmek, bu yolla listeye girme hedefiyle Lozan Barış Antlaşması’na son derece çirkin bir saldırı gerçekleştirdi.
AKP Antalya Milletvekili aday adayı Raziye Gök Aktaş, “Lozan Barış Antlaşması’nın zaferini kutluyoruz fakat ülkemizde hala Lozan’ın hezimeti var” diye konuştu.
Aktaş’ın bu sözlerine toplantıda bulunan CHP’li milletvekili aday adayları Mustafa Erdem ve Mehmet Yılmaz çok sert teki gösterdiler.
CHP’li Erdem ve Yılmaz, AKP’li Göktaş’ın bu eleştirilerine, “Burası siyaset yapma yeri değil ve burada Lozan’ı konuşmak, eleştirmek kimsenin haddi değil” sözleriyle karşılık verip, protesto ettiler..
ASMO’nun iyi niyetle düzenlediği milletvekili aday adayı tanıtım toplantısında AKP’li kadın aday Raziye Gök Aktaş’ın Lozan’a yönelik sözleri nedeniyle hava birden bozuldu, tartışma giderek büyüdü.
Ortamın gerilmesi üzerine ASMO Başkanı Tevfik Fikret Erciyes devreye girerek, tartışmanın boyutlarının daha da vahim bir konuma gelmesini önledi..
Oysa ASMO Başkanı Erciyes, toplantıyı heyecanlı açmış ve üyelerinden ilk kez yoğun bir milletvekili aday adaylığı başvurusu yapılmış olmasının kıvancını yaşadıklarını söylemişti.
AKP’li Aktaş, Lozan’ı küçümseyerek, Lozan’ın zafer değil, hezimet olduğunu söyleyerek iyi niyetle düzenlenen bir toplantıyı sabote ederek, sinirlerin gerilmesine yol açtı..
AKP’li Antalya Milletvekili aday adayı Raziye Gök Aktaş, Türkiye’nin savaştan sonra masada mağrur uluslara karşı kazandığı ikici zafer olan Lozan Barış Antlaşması’nı ya bilmiyor, ya da önceden vurguladığım gibi Ankara’daki büyüklerine şirin görünmek, ‘ben buradayım, beni unutmayın, sizin izinizdeyim’ mesajını vermek için bu gafı yapıyor.
Aktaş’ı bilgilendirmek düşüncesiyle Lozan Barış Antlaşması’nı ana hatlarıyla anlatmak istiyorum.
Atatürk’ün önderliğinde tüm olumsuzluklara rağmen tarih sayfalarına geçen Ulusal Kurtuluş Savaşı sonrası itilaf devletleri, Türkiye’yi İsviçre’nin Lozan kentine davet ettiler. Atatürk, Lozan’a İsmet İnönü’nün katılmasını uygun gördü. Türkiye’nin Lozan’a katılmasındaki amacı Misak-ı Milli’yi, yani ulusal sınırları gerçekleştirmek, Türkiye’de bir Ermeni devleti kurulmasını önlemek, ülkeyi haraca bağlayan kapitülasyonları kaldırmak, Türkiye ile Yunanistan arasındaki Batı Trakya-Ege adaları nüfus değişimi, savaş tazminatı gibi sorunları çözmekti.
İnönü başkanlığındaki Türk delegasyonu, Türkiye ile Avrupa devletleri arasındaki sorunları, ki bu sorunlar ekonomik, siyasal ve hukuksal başlıklar altında toplanmıştı. Ermeni yurdu ve kapitülasyonlar konusunda anlaşma olmazsa görüşmeleri kesme düşüncesinde ısrarcı olmuştu.
Lozan’da Türk hükümeti, sadece Anadolu’ya saldıran ve İzmir’de denize dökülen Yunanlılarla değil, Dünya Savaşı’nda şimdi AKP’nin özlemini çektiği Osmanlı Devleti’ni mağlup eden devletlerle e karşılaşıp hesaplaştı.
Dahası AKP’nin özlemini çektiği Osmanlı’nın tüm tasfiye davaları ve borçlarıyla yüzleşmek zorunda kaldı.
Türkiye Lozan Barış Antlaşması ile hem topraklarındaki düşman çizmeleri ile kalıntılarını temizledi, hem de mağrur Avrupalılara savaşta olduğu gibi barış masasında da kolay kolay unutamadıkları bir ders verdi..
AKP’li milletvekili aday adayı Raziye Gök Aktaş, bunları bilmiyorsa öğrensin, açsın tarih kitaplarını okusun..
Yabancı yazar ve bilim adamlarının Türkiye’nin Lozan’ı nasıl zafere çevirdiğini anlatan yazılarını ve belgesellerini takip etsin..
Milletin vekilliğine talip olanın öncelikle bu cennet vatanı kurtaran, işgalcilerden temizleyenlere saygı duyması gerekir..
Herkes haddini bilecek.,.
Ağzından çıkanı kulağı duyacak..
Milletvekilliği saygın, onurlu bir görevdir..
O göreve talip olanlar bunun bilicinde olmalı, lafının nereye gideceğini bilmeli..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.