
İbrahim Akkaya
Haydi oradan !
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü çeşitli etkinliklerle kutladık.
Alışılmış görüntüler, kadının yüceliğini anlatan nutuklar atıldı, kadınlara yönelik projeler vitrine çıkarıldı, kadınlara övgüler düzüldü.
Bir de madalyonun öteki yüzü var ki, asıl sorun da orada..
İktidar partisi AKP’nin bir mensubu, Kırıkkale İl Başkanı Mehmet Demir, nasıl çağ dışı bir anlayışı benimsediğini, kadına hangi gözle baktığını şu sözlerle ortaya koydu :
"Kadınları hafifçe dövüp korkutabilirsiniz"
AKP’li Demir, sadece kadınların hafifçe dövülüp, korkutulabileceğini savunmuyor, kadına erkeğin malı, kölesi gözüyle baktığını da şöyle anlatıyor:
“Siz kadınları Allah’ın emaneti olarak aldınız. Onların namus ve ismetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır”
Bununla da bitmiyor AKP’li Kırıkkale Belediye Başkanı Mehmet Demir’in incileri.
Hazret şöyle buyuruyor :
“Sizin kadınlar üzerindeki haklarınız, aile namusu ve şerefinizi kimseye çiğnetmemeleridir. Eğer onlar sizden izinsiz razı olmadığınız kimseleri aile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe dövüp korkutabilirsiniz. Kadınların sizin üzerinizdeki hakları ise örfe göre hür türlü (meşru ihtiyaçlarını), yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir”
Mesajların hangi anlamlar taşıdığını varın siz yorumlayın.
Madem ki söz AKP’li başkandan açıldı, AKP iktidarının kadına yönelik kimi düşüncelerini de paylaşmak gerekir.
AKP iktidarının beslendiği alanlardan biri “cemaatçi kadın hareketi” olurken, 10 yıllık iktidarında AKP kadınlara saldırmaktan da geri kalmadı.
Kadına yönelik şiddet, tecavüz yasası, kürtaj tartışmaları derken kadınlar AKP’nin şiddetinden en fazla pay alan taraflardan oldu.
AKP’nin türbanla başlattığı süreç “kadını eve kapatmaya” doğru hızla ilerlerken, 10. yılını dolduran iktidarın kadın dosyası hayli kabarık.
“Eşitliğe inanmıyorum” diyen Başbakan Erdoğan, “Tecavüze uğrayan kadının bebeğine gerekirse devlet bakar” diyen Sağlık Bakanı, evli ve 3 çocuklu asgari ücretli vatandaşlardan vergi alınmayacağının ‘müjdesini’ veren Başbakan Yardımcısı, kadına yönelik şiddeti engellemek için ‘cami, kışla ve okul formülünde aydınlanma projesi’ başlatan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı, AKP iktidarının kadına bakışını temsil ediyorlar.
AKP için kadın erkek eşit değil
Gericiliği her alanda yaygınlaştıran hamleleriyle kadın düşmanlığını besleyen AKP iktidarında başbakan Erdoğan kadınların erkeklerle eşit olmadığını hemen her fırsatta dile getiriyor.
"Kadın kadındır erkek erkektir. Bunların eşit olması mümkün mü?. Bazı kadınlar ekranlarda kadın erkek eşitliği diyorlar. Bu eşitlik haklar konusunda eyvallah. Ama diğeri ise yaradılışa ters. Siz önce kadınlar arasındaki eşitliği halledin” demişti bir süre önce.
Başbakanın sıkça vurguladığı ‘kadın-erkek eşit değildir’ söyleminin uygulama alanı ise Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın kurulması oldu.
Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü’nün yerine kurulan bakanlığın kadın–erkek eşitliğini sağlamakla görevli olması beklenirken kadın “aile” kurumu içinde konumlandırılarak ötelenmiş oldu.
Soyut bir “aileyi koruma” tanımı içinde, kadına da korunması gereken ailede ‘3 çocuk doğurma’ görevi verilirken Dünya Ekonomik Forumu’nun 2011 raporu yaşanan durumu rakamlarla gösteriyor. Rapora göre kadın-erkek eşitliğinde Türkiye 135 ülke arasında 132. sırada. Türkiye’de her 10 kişiden 4’ü şiddet görüyor ve her gün ortalama 5 kadın cinayeti işleniyor.
Buna karşılık AKP iktidarı kadına şiddeti önleme olarak sürdüğü yasaya bile “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi” adını verirken, yasada şiddet gören kadının ikna, uzlaşma gibi yöntemlerle hukuki yollardan hakkını aramaktan vazgeçirilmesi isteniyor.
Kadınlara sağlanan “sığınakların” gizliliği ortadan kaldırılıyor ve adına yönelik şiddetin insan haklarına aykırılığına değinilmediği yasada şiddet gören kadınlara tedbir kararı verilebilmesi için gördükleri şiddeti ispatlamaları da isteniyor.
Gerçek şu ki kadına yönelik şiddet 10 yıllık AKP iktidarında yüzde bin 400 artış gösterdi.
AKP’li bir başkan kadının dövülmesi için fetva vermeye kalkışırsa, şiddet tırmanır, kadını yok sayan anlayış sürer gider.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.