
İbrahim Akkaya
Halkın örgütlü gücü ve Fenerbahçe
Ünlü gazeteci Cüneyt Ülsever diyor ki, "Türkiye'deki en etkili muhalefet Fenerbahçe"
Gerçekten de öyle, tam bir yıldır 25 milyon taraftarı ve takıma sempati duyanlar, müthiş bir direniş ortaya koyuyor.
Elbette Çarşı Gurubu'nu da unutmamak gerekli..
Antalyaspor'a sempati duyan, destekleyen birisiyim, hem de Fenerbahçe taraftarıyım.
Sarı lacivertli renklerin kulübü batırmak isteyenlere karşı verdiği mücadeleyi yakından izlerken, "Her şeye karşı" sloganı ile ünlenen Beşiktaş'ın Çarşı Grubu'na da ayrı bir sempatim, ayrı bir sevgi var.
Bunları söylerken, 3 yıldır Mardan çilesini çekmelerine rağmen takımlarını yalnız bırakmayan Antalyaspor taraftarları da övgüye hak ediyor.
Helal olsun evlerinden; işlerinden, aşlarından feragat ederek, kelle koltukta yolculuk yaparak Antalyaspor'un yanında yer alıyorlar.
Evlerine gece yarısı dönmüş olmalarına rağmen bir gün olsun isyan etmiyorlar, bazı münferit olaylar dışında takıma zarar verecek tavır ve davranışlardan kaçınıyorlar.
Antalyaspor taraftarları ile ilgili bir başka gözlemim de, stat anarşisi yaratmak, takımın adını kullanarak bir şekilde rant elde etmek isteyen kötü niyetli kişilere karşı da tepkilerini koyuyor, kırmızı beyazlı renklere olan sevgilerini her fırsatta gösteriyorlar.
Cüneyt Ülsever, şöyle yazıyor :
"Bir Fenerbahçeli olarak gururla söylüyorum ki, yaşadığımız olağanüstü dönemde gerçek muhalefetin ne olduğunu tüm Türkiye'ye Fenerbahçe taraftarı öğretti. Yine gururla ifade ederim ki bu gerçeği Cimbomlu, Kara Kartallı dostlarım da kabul ediyor. Halkın örgütlü gücünün ne anlama geldiğini hepimize Fenerbahçe gösterdi. Halkın haksızlığa karşı pervasız isyanı karşısında en haşin iktidarlar bile kendilerine çeki düzen vermek zorunda kaldılar. Fenerbahçe'yi bu ülkeye verdiği ders için kutlarım"
Evet olağanüstü bir dönemden geçiyoruz.
Türkiye hızla değişiyor, değiştiriliyor.
Devletin tüm kurum ve kuruluşları iktidarın güdümüne girdi.
Gururumuz ve onurumuz olan Türk Silahlı Kuvvetleri halkın gözünde küçük düşürüldü, Ordu'nun gözbebeği subaylar zindanlarda çile çekiyor.
Artık Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğundan söz etmek nerede ise olanaksız hale geldi.
Elbette görevini dürüst yapan, gözünü budaktan sakınmayan yargıçlar, savcılar var.
Sayıları ise her geçen gün azalıyor.
İktidarın güdümüne girmeyenler, hukuk kurallarını ne pahasına olursa olsun uygulayanlar görevlerinden alınıp, ya başka yerlere atanıyor, ya da haklarında soruşturma açılıyor.
Yıldırma, sindirme ve korkutma en büyük silah oldu.
Türkiye gerçekten korku imparatorluğuna dönüştürüldü.
İnsanlar, "bizden olanlar, olmayanlar" gibi kamplara bölündü.
Ülkede etnik bir çatışma yaratmak için her yöntem deneniyor.
Yasa dışı izlenme ve dinlenmeler nedeniyle insanların psikolojisi ciddi biçimde bozuldu.
İnsanların yatak odasına kadar girildi.
Pekala ne yapmak lazım ?
Susup seyirci mi kalacağız ?
Susup seyirci mi kalacağız ?
İşte bu noktada Fenerbahçe'nin direnişini rehber olmalı diye düşünüyorum.
Yani halkın gücünün ne olduğunu ortaya koymak lazım.
Bunları söylerken yasa dışı işler yapalım, kıralım dökelim demek istemiyorum elbette..
Yasalar çerçevesinde, hukuk kurallarına bağlı kalarak susup kabullenmek, bir gün sıranın bize geleceğini beklemek yerine düşüncelerimizi anlatmanın yolunu bulmalıyız.
Kimse aklından çıkarmasın ki örgütlü bir toplumu hiçbir güç yıkamaz..
Tarihte bunun pek çok örnekleri var..
En önemli örnek ise Atatürk'ün önderliğinde gerçekleştirilen Ulusal Kurtuluş Savaşımız..
Ulus olarak dünya devlerini dize getirdiğimizi unutmayalım..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.