Dün de yazdığımız gibi kısa adı AVM olan büyük alış veriş merkezleri, Antalya’nın gündeminin ilk sıralarını oluşturmaya devam ediyor.

AVM’lerle ilgili tartışmalar ise değişik platformlara taşınıyor, bir anlamda eleştiri okları başka yönlere çekilerek, birileri aklanmaya, birileri de suçlu ilan edilmeye çalışılıyor.

Bugün CHP’li Antalya Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Bekir Kumbul’un kulaklarını çınlatacağım.

Kumbul’dan söz edildiğinde değişik mekanlarda, değişik meclislerde farklı yorumlar yapılır.

Kimileri Kumbul’un 5 yıllık belediye başkanlığı döneminde dişe dokunur bir iş yapmadığını iddia ede, kimileri de Kumbul’u için “ Yemedi, yedirmedi, eski yönetimin borçlarını ödemeye çalıştığı için yatırım yapmadı” eleştirisinde bulunur.

 Gerçek şu ki çabuk unutan bir yapımız var.

Bir de geçmişi kötülemek, çamur atmak gibi bir alışkanlık edindik.

Yine de anımsatmakta yarar var.

Bekir Kumbul, belediye başkanlığı döneminde Antalya’nın geleceğini şekillendiren yatırımlar yaptı, kentin vizyonunu zenginleştiren projelere de imza attı.

Bir kere Antalya’yı vahşi çöplükten kurtardı..

Antalya gibi bir dünya kentinin girişindeki çöplük rezaletine son verdi, Kızıllı’da son derece modern bir çöp depolama merkezi kurdu.

Daha sonraki dönemlerde buranın işletilmesinde yapılan yanlışlıkların faturasını kimsenin Kumbul’a kesmeye hakkı olmadığına inanıyorum.

Bir diğeri Kumbul, Boğaçayı Köprüsü’nü başta DSİ ve TEDAŞ olmak üzere iktidara şirin görünmek isteyen kamu kurum ve kuruluşlarının engellemelerine rağmen yaparak çok büyük bir skandalın da önüne geçti.

Çünkü Boğaçayı Köprüsü’nün hizmete girmesinden hemen sonra Konyaaltı-Akdeniz Bulvarı’nda bulunan Karayolları’na ait köprü çöktü.

Eğer Kumbul, kendinden sonraki AKP’li yönetim adını silme becerisini(!) gösterse bile Boğaçayı Köprüsü’nü özverili bir çalışma ile bitirerek skandalın önüne geçti.

Çünkü Karayolları’na ait köprünün çökmesiyle Antalya’nın batı yerleşim birimleriyle bağlantısı kesilecek ve dünyaya rezil olacaktık..

Bunları yazarken asla Kumbul’un sözcülüğüne soyunmak gibi bir düşünceyi taşımıyorum, yiğidin hakkını yiğide vermek gerektiğini düşünüyorum.

CHP yönetimlerinde bir tek AVM’ye izin verildi o da eski Hal alanındaki Kipa’ya..

Kumbul zamanında yapıldı bu planlama, ancak kamu yararı da gözetildi bu AVM ile ilgili planlama yapılırken..

Çünkü Kipa, AVM’ye karşılık Haşim İşcan Kültür Merkezi’ni yaptı..

Böylece Antalya kültür ve sanat faaliyetleri için yetersiz kalan AKM’den sonra ikinci bir kültür merkezine kavuştu Kumbul’un planlaması.

İlginçtir tıpkı Boğaçayı Köprüsü’nde olduğu gibi İl Özel İdaresi İşhanı kolonları patladığı için boşaltılınca, Antalya Devlet Tiyatrosu buraya taşındı, Opera ve Bale’de bu merkezde faaliyetini sürdürüyor.

ASMEK’in önemli bir birimi de Haşim İşçan Kültür Merkezi’nde barınıyor.

Yani CHP’li Kumbul yönetimi kent içinde bir AVM’ye izin verdi ama kamu yararını gözeterek, Antalya’ya yeni bir kültür merkezi kazandırmış oldu.

Gelelim asıl meseleye..

Konuksever Mahallesi’nde yapımı planlanan AVM ile ilgili olarak kamuoyunda süregelen tepkilere karşılık, Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin Kepezaltı-Santral mahalleri için yaptığı planda bulunan AVM eleştiriliyor, birilerine kıyak yapıldığı iddiasıyla Konuksever’e olumlu oy veren parti gurupları aklanmaya çalışılıyor.

Burada bir AVM yapılacağı doğru, ancak kamu yararı gözetildiği de gözden uzak tutulmamalı.

Çünkü Büyükşehir Belediyesi, esnafın isteği doğrultusunda kentin sınır noktası sayılan bir bölgede AVM planlıyor.

Bununla da kalınmıyor, Büyükşehir bu alanı satarak, parasının Antalya’nın hizmetine harcayacak, yatırım yapacak..

Hem kentin varoşunda yeni bir çekim merkezi oluşacak, hem de kamu yararı gözetilerek buradan maddi kaynak yaratılacak.

Şimdi sormak istiyorum.

Bu iki örnekte kamu yararı var, bu iki AVM birilerinin kazancına kazanç katmanın ötesinde kamu yararı gözetilerek yapıldı ve yaptırılacak..

Pekala Konuksever’deki, önceki dönemlerde planlanan Terracity, Laura, Özdilek gibi AVM’lerin kamuya, devlet kasasına getirisi ne ?

Gerçekleri saklamak mümkün olmuyor..

Güneş balçıkla sıvanmaz, olaylara kamu yararı açısından bakmak daha akılcı olur diye düşünüyorum..