Gel 14 gün gel !

Zaman hızla tükeniyor..

Artık günlerin değil saatlerin, dakikaların, hatta saniyelerin bile önemi çok ama çok büyük..

Türkiye’nin kader seçimine sadece 14 gün kaldı..

İki hafta sonra Türk seçmeni tercihini yapacak..

Sandık başında oyunu rengi belirlerken kendisinin, çocuklarının, eşinin,yakınlarının, kentinin ve ülkesinin kaderini tayin edecek..

Tamam mı ?

Devam mı ?

Başka seçenek yok..

Ülkede yaşananları, ülkenin nereye, hangi noktaya sürüklenmek istediğini uzun uzun anlatmaya gerek yok..

Siyasal iktidarın niyeti de,hedefi de belli..

Tek adam dönemini 7 Haziran seçimleri ile resmileştirmek, yolunu aşmak, üzerindeki engelleri kaldırmak istiyor.

AKP ve Başbakan Davutoğlu, iktidarı korumaktan çok, bugün Antalya’da miting yapacak olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkan olması için çabalıyor..

Antalya’da da örneklerini gördüğümüz gibi devletin tüm olanakları iktidar partisinin, bağlı olarak da Erdoğan’ın kampanyasına kullanılıyor.

Valiler, kaymakamlar, yatırımcı kurum ve kuruluşların müdürleri başta olmak üzere kamu kurum ve kuruluşları AKP’nin seçim kampanyasını yürütüyor.

Antalya’da örneğini yaşadığımız gibi kamu çalışanları, belediye ve belediye şirketlerine çalışanlar, öğretmenler, öğrenciler, taşeron işçileri AKP’nin ve Erdoğan’ın mitingine katılmaya zorlanıyor.

Aslında bunlar bize yabancı değil.

AKP, 13 yıldır yapıyor bu işleri..

İzinden gittiği Netekim Kenan Paşa döneminde de, Özallı Anavatan döneminde de kamunun tüm olanakları seçimlerde kullanılmıştı..

AKP hükümranlığı daha ne kadar sürecek ?

Bunun yanıtını iki hafta sonra seçmen verecek..

Kamuoyu anketlerine göre AKP, kan kaybetmeyi sürdürse bile sandıktan birinci parti çıkacak gibi görünüyor.

AKP cephesi de bunun rahatlığı ile hareket ediyor..

Tehlikeyi gören ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘rehavet’ uyarısında bulunuyor.

14 kader günü var önümüzde..

Kararsız seçmen oranının yüzde 20 civarında olduğunu varsaydığımızda son anketlere göre oyu yüzde 38’in altına inen AKP’nin iktidardan gitme olasılığı da söz konusu..

Zor ama asla imkansız değil !

Neden mi ?

Türk seçmeni sürpriz yapmayı sever..

DYP’yi, ANAP’ı ‘asla yıkılmaz, seçim kaybetmez’ denilen süreçte sandığa gömmüştü..

Kıbrıs harekatının avantajı ile iktidara gelen DSP-MHP-ANAP koalisyonunu da seçmen bitirmişti.

Seçmenin sürpriz yaptığı, ‘asla seçim kaybetmez’ denilen siyasi partileri sandığa gömmesinde birinci etken ekonomiydi..

Bu seçimin de kaderini ekonomi belirleyecek..

AKP, önceki seçimlerde olduğu gibi ‘istikrar masalını, istikrar tehdidi’ni 7 Haziran için de kullanmaya çalışsa da ekonomi treni raydan çıkmak üzere..

Gelir uçurumu büyüyor, işsiz sayısı artıyor, toplumsal çalkantı hızlanıyor,.

İşte bu süreçte CHP ve MHP’nin ekonomi ağırlıklı program, proje ve vaatleri seçmeni ciddi biçimde etkilemiş görünüyor.

Sokakta rüzgar muhalefet partilerine doğru esiyor..

AKP’ye oy verenlerin önemli bir kesiminin de tercihini ekonomiye dayalı vaatler yönünde kuracağının ortaya çıkması 15 gün sonra farklı bir Türkiye’ye uyanacağımızın habercisi gibi görünüyor..