
İbrahim Akkaya
Fişleme rezaleti
12 yıldır iktidar olan AKP’nin 9 seçim kazanmasının nedenlerini sorgulamak kimsenin aklına gelmiyor.
Düşünmeyen, sorgulamayan, biat eden tek tip vatandaş profilini yerleştirmekte engel tanımaz bir tutum sergiliyor siyasal iktidar..
Muhalif sese, muhalif duruşa, en önemlisi de eleştiriye tahammülsüz siyasal iktidar..
Biat etmeyen, karşı duruş sergileyenleri sindirmek, korkutmak, gözdağı vermek için de yöntem olarak fişlemeyi devreye sokuyor.
Sosyal Güvenlik Kurumu’nda(SGK)’Biyometrik kimlik doğruma’ adı verilen avuç içi kimlik tarama sistemi için Danıştay 15. Dairesi’nin yürütmeyi durdurma kararı vermesi fişleme operasyonuna vurulan darbe olarak yorumlanmalı..
Ancak yargıyı baştan sona değiştiren, kendi yargısını oluşturma yolunda engel tanımayan AKP iktidarının Antalya’yı yakından ilgilendiren milli parkların yapılaşmaya açılmasını öngören yönetmelik değişikliğine dur diyen Danıştay’ı da yakında hizaya getireceğini de tahmin etmek güç değil.
AKP’nin çağ dışı anlayışı temsil eden 4+4+4 eğitim sistemiyle en önemli adımı attığı ‘kindar-dindar nesil’ yetiştirme projesinin temel taşını oluşturan imam hatip okullarına kayıt zorunluluğu getirmiş olması da laik demokratik cumhuriyeti değiştirme hedefinde kararlı olduğunu ortaya koyuyor.
AKP iktidarı iş dünyasında olduğu gibi eğitimde de yandaş sendikalar, arka bahçesi konumunda olan kimi birlik, vakıf ve derneklerle fişleme operasyonunu sürdürdüğü de biliniyor.
Milli Eğitim’de AKP’nin en önemli silahı yandaş Eğitim-Bir-Sen Sendikası..
Antalya ile birlikte Türkiye’nin hemen her yerinde bu sendika iktidar tarafından korunup kollanıyor..
Okul müdürleri, müdür yardımcıları ve öğretmenlerin büyük bölümü Eğitim-Bir-Sen üyelerinden oluşuyor.
Yandaş sendika tıpkı TOKİ gibi yetkilerle donatılmış ki Milli Eğitim Bakanlığı’nın sınavını kazandıktan sonra mülakata girecek olan öğretmen adaylarını fişliyor.
Eğitim-Bir-Sen tarafından hazırlanan ve Milli Eğitim Bakanlığı’na sunulan bir belge, fişleme rezaletini ortaya koyduğu gibi, öğretmen adaylarını ötekileştirme, ayrıştırma çabasının önemli bir ürünü olarak görünüyor.
Öğretmen adayları için yandaş sendikanın hazırladığı belgede sözlü sınava girecek adaylar için siyasi görüşleri öne çıkarılırken, bazı adaylar için ‘Alevi’ bazı adaylar için ise ‘militan’ gibi dehşet verici ifadeler kullanıldığı anlaşıldı.
Bakınız öğretmenlerin meslek kuruluşu Eğitim-Bir-Sen öğretmen adayları için hangi tanımlamalarda bulunuyor:
-Eğitim-Bir-Sen üyesi değil, her zamanın adamı. Kesinlikle değerlendirilmemeli.
-Tutarsız, güvensiz, iki yüzlü, defnesiz ve paracı. Kesinlikle barajın altında kalmalı.
-Üyemiz karakterli biri, kesinlikle değerlendirilmeli.
-Alevi,militan biri, barajı aşarsa ilçedeki kız lisesine atanabilir, her şekilde engellenmesi gereken biri.
-Ulusalcı, Eğitim-İş Sendikası Başkanı kesinlikle değerlendirilmemeli.
-Eğitim-Sen üyesi kesinlikle değerlendirilmemeli.
Hiçbir sendikaya üye değil, dengesiz, tutarsız ve hiçbir şekilde idarecilik yapamayacak biri.
Dehşet verici bir durum.
Yandaş sendikaya üye olanlar övgü, Eğitim-İş ve Eğitim-Sen üyelerine hakaret, aşağılama..
Alevi kökenli adaylara ise çirkin yakıştırmalar..
AKP iktidarında eğitimin ne hale geldiğinin, fişleme rezaletinin çizmeye çoktan aştığının belgesi bunlar..
Çocuklarımızı çağdaş eğitim istemeyen, ana okullarına bile türban getirilmesini isteyen yandaş sendikanın üyesi öğretmenlere emanet etmek gerçekten acı verici bir durum..
Milli eğitimi milli olmaktan çıkaranlara, buna çanak tutanlara ve seyirci kalanlara lanet olsun..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.