15 Temmuz darbe girişiminin tahribatının tahmin edilenden daha büyük olduğu yeni bilgilerle ortaya çıkıyor..

Hepimizi kaygılandıran bu çetenin tam son 6 yılda tam 21 milyon  vatandaşı fişlediği belirlendi..

2010 yılına kadar 6 milyon kişiyi fişlemiş çete..

Son 6 yılda ise tam 15 milyon kişiyi fişlemişler..

FETÖ, hepimizi fişlemekle kalmamış, bir de ölüm listesi hazırlamış..

FETÖ’nün şifreleri çözüldükçe çarpıcı detaylara tek tek ulaşılıyor..

Türkiye’yi ele geçirip, rejimi değiştirmeyi hedefleyen bu şer çetesinin cezaevlerinin kapasitesini 2 kata artırarak, kendilerine muhalif  gördüklerini hücrelere tıkmayı hedefledikleri de ortaya çıkıyor..

Fişle olayının bir diğer çarpıcı yönü ise 28 Şubat sürecinde fişlendiği bildirilen 4 milyon 300 vatandaşın FETÖ’nün ölüm listesine alınmış olması..

15 Temmuz darbe girişimi gerçekleşmemsi halinde FETÖ’nün 48 ay süreyle sıkıyönetim ilan edeceği, ilk 24 ayda işadamı, siyasetçi, gazeteci ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin yer aldığı kendilerine göre örgüte muhalif  9 bin kişiyi infaz etmeyi planladıkları da belirtiliyor..

Yönetim listesini bile hazırlamış örgüt.

Örnek olarak Korkuteli’nde  FETÖ’nün Antalya kasası olan kaçak kayınpederi Nevzat Ayvacı’nın evinin çatı katında yakalanan Antalya Ticaret ve Sanayi Odası(ATSO) Meclisi eski Başkanı İzzet Bayar, darbe sonrasında  Muratpaşa Belediye Başkanlığı koltuğuna oturacaktı..

FETÖ operasyonu kapsamında arandığını duyunca ‘ Umre’ye gidiyorum’ diyerek yurt dışına kaçtığı belirtilen Bayar’ın örgütün çağrısı ile döndüğü, yakalandığı çatı katında Muratpaşa Belediye Başkanlığı koltuğuna oturduğunda uygulayacağı projeler üzerinde çalıştığı öne sürülüyor..

Şayet 15 Temmuz darbe girişimi gerçekleşmiş olsaydı, İzzet Bayar 2009’da AKP’den aday olduğu Muratpaşa Belediye Başkanlığı koltuğuna ‘darbeci başkan’ olarak seçilmeden oturmuş olacaktı..

‘Antalya’nım kralı benim’ diyerek Antalya’daki görev sürecinde herkese kan kusturan eski savcı Osman Şanal’ın ise tıpkı İzzet Bayar gibi darbe komitesi tarafından Türkiye’ye dönme çağrısı yapıldığı, darbenin amacına ulaşması halinde Şanal’ın  bölge valisi olarak atanacağı da ele geçirilen belgelerden anlaşılıyor..

Darbe gerçekmiş olsaydı, Antalya’da kimin hangi göreve getirileceğini bir başka yazıda sizlerle paylaşacağım..

Görüldüğü gibi çok büyük bir tehlike atlatmışız..

FETÖ’nün 15 Temmuz gecesi asker ile vatandaşı karşı karşıya getirmek için askeri vur emri verdiği, böylece iç savaş başlatmak istediği de yakalananların ifadelerinden ortaya çıkıyor..

Türkiye’ye ve Türk halkına düşman olan bu çetenin halkın yumuşak karnı olarak din ve mezhep çatışmasını körüklemeyi de planladığı deşifre oldu..

Türk-Kürt, Alevi-Sunni çatışması yaratarak ülkeyi kan gölüne çevirmek, kardeşi kardeşe kırdırmak gibi hain bir planı devreye sokmak istediği de belirtiliyor..

Antalya’da yabancı turistlere yönelik saldırıların da bu kirli planların bir parçası olduğu tutuklanan darbecilerin ifadelerinden anlaşılıyor..

Ancak tehlike tam olarak geçmiş değil..

Terör örgütleri ile organik bağlı bulunan çetenin provokatörlerinin bir bölümünün aramızda olduğunu aklımızdan bir an olsun çıkarmayalım..

Provokasyonlara prim vermeyelim..

Tehlikenin kimden ve nereden geldiğinin belirsiz olduğu  bir süreci yaşıyoruz..

Bunun için de çok dikkatli olalım..

İşbirlikçilere, Antalya’yı ve Türkiye’yi karıştırmak isteyenlere fırsat vermeyelim..