"Sanat her zaman siyasetin üstündedir. Benim bu konuda bir tasarrufum olmayacağını herkes bilir. Siyasi bir yapıya sahip diye festivalden men edemeyiz. Bizim kapımız herkese açık"

Bu sözlerin sahibi AKP’li Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel..

Türel, 51. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin tanıtımı için İstanbul’da Yıldız Sarayı’nın Tiyatro Salonu’nda yapılan toplantıda kendisine yöneltilen soru için böyle yanıt vermişti.

Türel, o zaman öyle demişti ama şimdi durum değişti..

Ön jürinin yarışma filmi olarak seçtiği “Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek” sansür yedi ve yarışmadan çıkarıldı..

Bu filmin suçu AKP’ye çok büyük..

Çünkü Türkiye için milat anlamına gelen ve dünyanın dört bir yanında ses getirdiği gibi desek alan ‘Taksim Gezi Parkı Direnişi’ni anlatıyor da ondan..

Sandığa yansımasa da Gezi Parkı Direnişi AKP iktidarını bir hayli yıpratmışı.

O yüzdün de dönemin Başbakan’ı Recep Tayyip Erdoğan, Gezi Parkı protestolarını eleştirerek,  katılanları ‘vandallıkla’ suçladığı gibi, “ Sizi gidi geziciler sizi, gezsiniz iyi hep yatıyorsunuz. Ya engelleniyorsunuz, ya yatıyorsunuz” demişti..

Erdoğan, Taksim Gezi Parkı’nın bulunduğu alanda AVM için ağaç katliamı yapılmasına tepki olarak başlayan eylemlere katılanlara şu suçlamalarda bulunmuştu :

“ Ey geziciler, 10 tane ağaçla başladığınız değil mi ? Acaba hayatta bir yere bir tane ağaç diktiniz mi ?”

Polisin orantısız güç kullanımı yüzünden Gezi Parkı olayları sırasında Ali İhsan Korkmaz(19), Mehmet Ayvalıtaş(20)Abdullah Cömert(22)Ethem Sarısülük(26),  Mustafa Sarı(27), İrfan Tuna(47), Selim Önder(48) hayatlarını kaybetmişlerdi.

Bir de Berkin Elvan can vermişti Gezi olaylarında polisin attığı gaz kapsülünün başına isat etmesiyle..

Henüz 15 yaşındaydı Berkin Elvan..

Onu da terörist sınıfına koşmuşlardı diğer Gezi kurbanları gibi..

AKP Gezi’den çok korkuyor..

O nedenle de Gezi Direnişi ile ilgili olarak sık açılıyor, iddianamelerde eylemciler devleti yıkmakla suçlanıyor..

AKP’nin Gezi korkusu bu kez Antalya’da patlak verdi.

Türkiye’nin yegane sinema olayı kabul edilen Antalya Altın Portakal Film Festivali’ne Taksim Gezi Parkı olaylarını anlatan belgesel nitelikli “Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek” filmin festivalden çıkarılması damgasını vurdu..

Ön jüri tarafından yarışma filmi olarak seçilen ve Taksim Gezi Parkı olaylarını anlatan 'Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek' isimli belgesel, Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) hakaret ve cumhurbaşkanına hakaret suçlarını düzenleyen 125'inci ve 299'uncu maddelere aykırı olduğu gerekçesiyle yarışmadan çıkartıldı.

AKP’yi filmin tanıtımına yer alan şu ifadeler belli ki çok ürkütmüş :

"Türkiye, tarihinin en görkemli sivil ayaklanmalarından birine 2013 Mayıs'ının son günlerinde İstanbul'un kalbi Taksim Meydanı'nda şahit oldu. Şehrin merkezinde son yeşil alan olan Gezi Parkı'nın bulunduğu yere tarihi bir kışla ve alışveriş merkezi yapılması için ağaçların dozerlerle sökülmesiyle başlatılan yıkım, milyonlarca insanı sokağa döktü. Film, bu toprakların mozaiğini oluşturan ve Gezi'de yerini alan farklı yaşam tarzlarına ve ideolojilere sahip karakterlerin, kaderlerini değiştirme içgüdüsüyle, yeryüzünü nasıl hayal ediyorlarsa Gezi'de de öyle bir dünya kurmak için verdikleri mücadeleyi anlatıyor."

AKP’li Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin filmi festivalden çıkartmasına ün jürinin tepkisi de çok büyük.

Ulusal Belgesel Yarışması'nın Berke Baş, Ayşe Çetinbaş, Seray Genç'ten oluşan ön jürisi Gezi direnişini anlatan filmin yarışmadan çıkarılmasını şu açıklama ile protesto etti:

"Biz ön jüri olarak, bir belgesel filmin içeriği ne olursa olsun TCK'ya göre değerlendirilmesini ve listeden çıkarılmasını bir sansür olarak niteliyoruz. Böyle bir durumu kabul edilemez bulduğumuzu festival yönetimi ile paylaşmamıza ve bu durumun düzeltilmesini talep etmemize rağmen, festival yönetimi bu kararını değiştirmemiştir. Bu şartlarda, böyle bir sansürün hiçbir şekilde parçası olmayacağımızı ifade ederek bu kararı tanımıyoruz."

Şimdi anladınız mı AKP’li Büyükşehir yönetiminin yönetimin Antalya Kültür ve Sanat Vakfı’nı(AKSAV)dedikodulara dayanılarak yapılan suçlamalarla saf dışı bırakıp, kendi başına festival yapmadaki amacını..

Yani AKP’nin hoşuna gitmeyen filmin yarışma şansı yok..

Ama bölücü örgüte övgüler düzen filmler baş tacı..