'Tsunami olacak, sular çekildi'

Birileri felaket telalığı yapınca Demre'de, Kumluca'da, Kaş'ta, hatta Fethiye'de halk sokağa döküldü önceki gece..

İnsanlar can havliyle yüksek yerlere kaçmaya başlayınca panik giderek arttı, hatta karayollarında trafik bile kitlendi.

Toplumu paniğe, korkuya sürüklemekten keyif alanlar var, insanları bir söylenti ile sokağa dökenler, bu sorumsuzlukları nedeniyle utanmışlar mıdır bilinmez, halkımızın da bu tür söylentilere prim tanıması da olayın başka ilginç bir yanı..

Elbette tsunami paniğine neden olan gelişmeler var.

Şırnak'ta meydana gelen deprem bunun en son habercisi..

Bir süreden beri Akdeniz ve Ege'nin sallandığı da biliniyor.

Olaya bu açıdan bakınca da vatandaşa hak vermekte gerekiyor..

Şurası yadsınamaz bir gerçek ki deprem, sel, tsunami gibi olaylar doğal afetler, önceden yeri ve şiddeti bilinemediği için de gerekli önlemlerin alınması da olanaksız.

Konuya Antalya ölçeğinden bakıldığında ilginç bir durum var..

Antalya, Türkiye'nin deprem haritasına göre 2. derecede deprem kuşağında bulunuyor..

Akdeniz'in derinliklerinde sıkça depremlerin oluştuğu da biliniyor..

Komşumuz Fethiye'de geçen Pazar günü meydana gelen depremi Antalya'da da hissettik..

Demre, Kumluca, Kaş ve Fethiye'de önceki gece yaşanan panik, bir anlamda Pazar gününün devamı olarak algılandı vatandaşlar tarafından..

Herkesin yanıtını aradığı soru şu :

" Antalya'da bir deprem olursa neler yaşanır ?"

Elbette bu soruya en iyi yanıtı uzmanlar verir.

İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Cem Oğuz, Antalya'da yaşanacak 6.0 büyüklüğünde bir depremde 86 kamu binası ile 1988 öncesinde yapılan 85 bin binanın ciddi hasar göreceğini söylüyor..

Antalya'da kamu binalarına yönelik olarak yapılan depreme dayanıklılık testlerinin sonuçları gerçekten üzücü..

Oğuz'un işaret ettiği 85 bin yaşlanmış binaların çok azı çekme tehlikesi taşıdığı için yıkıldı, bazıları güçlendirildi..

Özellikle falez bandı üzerindeki binalar ile Antalya'nın eski yerleşim bölgelerinde olası bir depremde çok sayıda binanın hasar göreceğini tahmin etmek ise güç değil.

Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Kutlu Taner'in açıklamaları da hem dikkat çekici, hem de endişe verici..

Antalya'nın tarih öncesi ve afetsel dönemlerde 13 büyük deprem yaşandığını vurgulayan Kutlu Taner, Antalya açısından büyük tehlikeyi şu sözleriyle anlatıyor :

" Ben olsaydım, Arapsuyu, Yamansaz ve Kundu bölgesini imara açmazdım"

Olayın vahimliği de burada ortaya çıkıyor..

Çünkü son yıllarda Antalya bölgesinde en hızlı yapılaşma Kundu, Yamansaz ve Arapsuyu'nda yaşanıyor..

Özellikle Kundu'da çok yıldızlı turizm tesislerinin yapılması ve yenilerinin de yapılıyor olması, olayı bir deprem ve tsunamide nasıl bir facianın yaşanacağının sinyalleri olarak ta kabul edilmeli..

Antalya'nın hale Deprem Master Planı'nı yapamayışının yorumunu da yapmak gerçekten güç..

Kimi çevreleri göre beceriksizlik, bu planı yaptırmakla yükümlü olanlara göre ise oldukça pahalı bir çalışma ve hiçbir belediye bu kadar harcamayı yapacak gücü bulamaz..

Demek ki insan hayatı bu kadar ucuz.

Demre'de, Kumluca'da, Kaş'ta yaşanan panikten sorumlu olanlar başlarını kuma gömmeye çalışsalar da amaçlarına ulaştılar ve vatandaşı sokağa döktüler, insanların tsunami ve deprem korkusunu yenmesi elbette zaman alacak..

Psikolojilerinin ciddi biçimde bozulduğu bilinen bir gerçek..

Bu noktada sürekli deprem tellallığı ve adı "Deprem Dede"ye çıkan Ahmet Mete Işıkara'nın kulaklarını çınlatmak gerekli..

Başlattığı deprem tartışmaları ve gündemde kalma kaygısı ile sürekli büyük bir deprem için tarih vermesi, Antalya'da olduğu gibi böylesine asılsız söylentilerin yayılmasının yolunu açıyor..