
Gürkut Acar
Faşizmin felsefesi-2
Artık yaşadığımız siyasal düzenin adını açıkça koyalım: bu rejim faşizmin ta kendisidir.
Hitler Almanya’sında olduğu gibi; bizim de parlamentomuz tek kişinin emrine girmiştir, 15 Temmuz darbesiyle bizim de “Reistag Yangınımız” oluşturulmuştur. Tek fark orada parlamentonun yakılması, bizde bombalanması olmuştur.
Bizim de medyamız; iktidarın ağır baskısı altında ve emrindedir. Bizim iktidar karşıtlarımız da hapishanelere doldurulmaktadır, daha da doldurulacaktır. Muhalefetin bir kısmı tutuklanmış, Ana Muhalefet Partisi Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da hapisle tehdit edilmiştir.
Yüksek Mahkemeler sindirilmiştir. Anayasa Mahkemesi OHAL nedeniyle çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler için hiçbir denetim yapmayacağını açıkça ilan etmiştir.
Dinci iktidar insanların günlük yaşamına açıkça müdahale etmektedir. Devlet Opera ve Balesi’nin orkestra bölümündeki kadın sanatçılara, bundan on yıl önce “göğüs çatalları görünmeyecek kıyafetler giyilmesi” konusunda uyarıda bulunan dönemin DOB Orkestra Müdürü, viyolonsel sanatçısı Arzu Sugüneş, vekaleten genel müdür yardımcılığı görevine atandı. Kültür Bakanı Nabi Avcı atamayı onayladı.” ( 1 )
İrticanın günümüzdeki temsilcileri; giyim-kuşam konusunda yıllardır kadınların başörtüsünü siyasal bir simge gibi kullandıktan sonra, şimdi giysiye yasak getirenleri devlet yönetiminde terfi ettiriyorlar.
Acaba aynı kişi DOB’da türbanı yasaklasaydı terfi ettirilir miydi?
Türbanın kamusal alanda kullanılmasının Anayasanın layiklik ilkesine aykırı olduğuna karar veren Danıştay’ın 10. Dairesi kurşuna dizildi, bir yüksek yargıç öldürüldü, türbanlı stajyer avukatı Baroya almadığı için Gümüşhane Baro Başkanı Ali Günday öldürüldü(2), Anayasa ve Danıştay kararlarını uygulayarak türbanlı birkaç öğrenciyi sınava almadığı için Prof Dr. Rennan Pekünlü (3) mahkûm edilip hapse atıldı…
Hani giyim kuşam konusunda baskı yoktu?
15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra yaşadıklarımızın tamamı; 12 Mart 1971 darbe teşebbüsünden sonraki olaylarla aynen örtüşmektedir.
O zaman da medya üzerine baskılar inanılmaz boyutlardaydı, gazeteciler tutuklanmış, Cumhuriyet Gazetesi defalarca kapatılmıştı. O zaman da Anayasa tartışmaları doruk noktasındaydı. Ülkemizi çağının örnek hukuk devleti haline getiren, kuvvetler ayrılığı sistemini kabul etmiş 1961 Anayasası tam aksi yönde değiştirilmişti. O zaman da bir yazarın (Ord.Prof.Dr. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu) makalesi nedeniyle Türkiye’nin en büyük tirajlı dergisi Yeni Ortam kapatılmıştı. Önceki gün, Sanatçı Okan Bayülgen’in televizyon programı; bir davranışı iktidarı rahatsız ettiği için iptal edildi.
O zamanlar namuslu aydınlar sapına kadar direnmişlerdi. Bunlardan biri olan değerli Hukuk Profesörü H.V.Velidedeoğlu şöyle diyordu:
“Hele bir ülkenin yönetimi, özüyle sözü bir olmayan; işi, dediğini tutmayan; demagojinin dik alasını yapmayı beceren; abdestsiz namaz kılan; Tanrıya inanmadığı halde her sözüne “Allah” ile başlayan; insanları acımasızca öldürmeye ve ölmeye yolladığı halde “barış” sözünü dilinden eksik etmeyen utanmaz kişilerin eline geçerse, vatanını, ulusunu seven yurttaşların üzüntüsü sonuz olur, ülke felaketten felakete sürüklenir. Çünkü sosyal hastalıklar ve bu hastalığın en önemlisi alan ahlaksızlık da, tıpkı fizyolojik hastalıklar gibi, bulaşıcıdır. Baştakilerin ruh yapılarındaki hastalıklar topluma yayılmaya başlar. Tarihte devletlerin çöküş ve ulusların yok oluş nedenlerinin başında bu toplumsal hastalıklar, örnekleriyle gösterilir. Bu nedenle, devlet yöneticilerinde aranan temel nitelik, bilgi ve tecrübenin yanı sıra, doğruluk ve ciddiliktir( 4 ).
Madem ki durum budur; kurtulmak için ne yapmalıyız?
Faşizme karşı en önemli panzehir; kitle gösterileridir.
Bu nedenle; CHP’nin 3 Aralık Adana Mitingi yaşamsal önemdedir.
(1)20 Kasım 2016 Cumhuriyet Gazetesi
Selda Güneysu haberi,Sayfa:2
(2)26 Temmuz 2015 Orduyorum.com.
Evrim Yayınları Sayfa:196
( 3 )İzmir Ege Üniversitesi'nde, türbanlı
öğrencilerin şikayeti üzerine “Öğrenim
özgürlüğünü engellediği" gerekçesiyle aldığı
2 yıl 1 aylık cezası Yargıtay tarafından onandı.
( 4) 12 Mart Faşizmin Felsefesi, Evrim Yayınevi
Sayfa:196 “Utanma Duygusu ve Meclis Başkanlığı)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.