İbrahim Akkaya

İbrahim Akkaya

Elimiz kolumuz bağlanacak

Eyalet sistemine geçiş olarak da yorumlanan 'Bütünşehir Yasası'na yönelik tepkiler giderek artıyor.

Antalya'da 74 belde belediyesinin kapatılması ve çok sayıda köyün de muhtarlık statüsünü kaybederek, mahalleye dönüştürülmesi beldelerde yaşayan vatandaşları kızdırırken, siyaset cephesinden de sert eleştiriler geliyor.

Yasa ile Antalya ile birlikte 27 ilde bin 32 belde belediyesi kapatılırken, nüfusu 2 binin altında olan 559 belde belediyesi de köy statüsüne geçiriliyor.

Yani Türkiye'deki belediyelerin yarısı kapanıyor, merkez belediyelerine bağlanıyor.

Toplumda büyük huzursuzluk yaratan yasaya karşı AKP'li belediye başkanları da karşı çıkıyor.

Nitekim AKP'li Belek Belediye Başkanı Yusuf Mecek ile Side Belediye Başkanı Abdülkadir Uçar, tepkilerini korkusuzca ifade etmişler, AKP'li belediyeler olarak vatandaşlara yanıt vermekle zorlandıklarını söylemişlerdi.

CHP, Bütünşehir Yasası konusunda halkın ne düşündüğünü belirlemek amacıyla 14 Ekim Pazar günü belediyelerin önüne koyduğu sandıklarla referandum çalışması başlattı.

Yasa ilgili olarak halkın düşüncelerini almaya yönelik referandum çalışması 21 Ekim Pazar günü de yapılacak.

Belediyeler önüne sandık koyarak, halka "belde belediyeleri kapatılsın mı, kapatılmasın mı ?" sorusu yöneltilecek.

Türkiye'de tek partili bir yönetim anlayışı hakim olduğu için referandumdan çıkacak sonucun AKP hükümetini etkileyeceği de bilinen bir gerçek.

Çünkü iktidar partisi yüzde 50 oy oranına güvenerek tek başına karar alıyor, halkın, kanaat önderlerinin, muhalefet partilerinin görüş ve önerilerine kulak tıkayarak bildiğini okuyor.

Bütünşehir Yasası'na sert tepkilerden biri de MHP Manavgat İlçe Başkanı Halil Gubaş'tan geldi.

MHP'li Gubaş, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunulan Bütünşehir Yasası ile birlikte belde belediyelerinin kapatılmasına şiddetle karşı olduklarını vurgulayarak, "Tasarıyı hazırlayan AKP hükümetini kendi belediye başkanlarıyla bile istişare etmediği görülmekte, ben yaptım oldu mantığı her zaman ki gibi devam etmektedir" şeklinde konuştu.

MHP'li Gubaş, vatandaşların sorunlarını ilk elden dinleyen ve bu kapsamda çözüm arayan belde belediyelerinin tasfiyesinin tam bir düşüncesizlik örneği olduğunun da altını çiziyor.

Şurası bir gerçek ki hemen hemen her konuda olduğu gibi Türkiye'de büyük rahatsızlık yaratan bu yasa ve yasa ile sırtına binecek yeni yüklerden vatandaşın haberi olmuyor.

Bu noktada sadece yasayı hazırlayan AKP'liler değil, bu yasaya karşı çıkan CHP ve MHP'nin de suçunun olduğu bilinen bir gerçek.

Çünkü muhalefet partileri yasaya karşı çıkıyor ama, yasanın ne olduğunu, vatandaşın neler kazanıp, neleri yüklendiğini anlatmıyorlar, anlatamıyorlar.

CHP sözcülerinin "AKP bu yasayı bizden saklıyor, kapalı kapılar ardında hazırlanıyor, gece yarısı getiriliyor, oldu bitti ile kabul ediliyor. AKP'li milletvekilleri otomatik parmak kaldırıcı görevini yaparak neyi kabul ettiklerini bilmeden, nasıl yönlendirilmişlerse oylarını da öyle kullanıyorlar" şeklinde savunmalarının da tatmin edici olmadığını söylemek gerekli.

Madem ki muhalefet görevini üstlendiniz, madem ki milletin vekilisiniz, araştıracaksınız, bulacaksınız, AKP sizden kaçırıyorsa bile milletin vekili görevini yerine getirip yasaya ulaşacaksınız ve gerçekleri de halka anlatacaksınız. Halkın ne düşündüğünü belirlemek ve Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünden bu ülkenin sahiplerinin düşüncelerini anlatmak daha uygun olur düşüncesindeyim.

MHP için de aynı görüşleri paylaşmak fazla iyimserlik olduğuna inanıyorum.

Çünkü MHP, sıçrama, öne çıkma şansının en fazla olduğu son yıllarda kabuğuna çekilen, bununla da kalmayıp, AKP iktidarına koltuk değneği olmayı sürdüren bir anlayışı benimsedi.

Yani MHP, hem ülkücü tabandan, hem de kendisine umut bekleyen seçmenlerden iyice uzaklaştı, 4 Kasım'da yapılacak MHP Büyük Kurultayı'nda tam 9 genel başkan adayının bulunması da bunun en somut örneği..

Gelelim yasa ile halkın sırtına nelerin yüklendiğine..

Belde belediyeleri kapanıp, köy statüsüne, köyler de mahalle statüsüne geçince vergilerde yüzde 300 oranında artış olacak.

Çünkü elektrik faturaları, emlak vergileri, içme suyu katılım payı, defter tutma zorunluluğu, imar ruhsatı ve imar harçları gibi vergiler gelecek..

Bunun dışında Antalya'nın bütçesinin büyük bölümünü Büyükşehir Belediyesi yönettiği gibi, yatırım ve hizmetlerde belediyeler siyasi yerler olduğu için doğal olarak seçmen sayısı fazla olan yerleşim birimleri tercih edilecek..

Antalya merkezine uzak yerlerin Büyükşehir Belediyesi'ne ulaşmaları, sorunlarını anlatmaları, hizmet istemeleri hemen hemen olanaksız hale gelecek.

Sonuç olarak tablo karanlık, AKP iktidarı halkı düşünmek yerine, kendi projelerini hayata geçirmeyi düşünüyor.

Kim mağdur olmuş, kim hizmet alamamış, kim vergi yükünün altına girmiş pek umurunda değil..

Elimiz kolumuz bağlanıyor.

Tek çare var, halkın belediyesine sahip çıkması. 

 

 

 

 

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Akkaya Arşivi

Siyaset zor zanaat !..

27 Eylül 2019 Cuma 11:32

Yarın dizimizi dövmemek için..

26 Eylül 2019 Perşembe 10:33

Batan batana !..

25 Eylül 2019 Çarşamba 12:25

Yeni Parti Kasım’da geliyor

24 Eylül 2019 Salı 11:04

Anket oyunları !..

12 Eylül 2019 Perşembe 11:38

7 yürekli gazeteci..

11 Eylül 2019 Çarşamba 13:00

Devlet Kapısı’na saldırı

09 Eylül 2019 Pazartesi 11:48

İYİ Parti’de nefesler tutuldu

07 Eylül 2019 Cumartesi 13:09