Bugüne kadar sizlere ülkemizin genel sorunları ve Antalyamızın yerel sorunlarını ‘ELEŞTİRİ YORUM’ başlığı altında eleştirel bir bakışta yorumlamaya çalıştım
Yazılarımda en çok öne çıkardığım husus ülkeyi yöneten siyasal iktidarın iç ve dış siyasette ülkemizi çok kötü duruma getirdiği içte kuvvetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığı ilkelerinin ve kurumlarının yok edildiği Hukukun üstünlüğü ve Hukuk devleti kavramının bir tarafa bırakılarak ‘Diktatörleşme’eğilimine girdiği noktalarındadır.
Tüm bunları demokratikleşme ve Askeri vesayeti dolayısı ile darbeleri önleme adına yaptığını iddia eden siyasal iktidarın hedefi Türkiye Cumhuriyetinin felsefesi ve onu kuran başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere silah ve siyaset arkadaşları olmuştur.
Demokrasiyi 4-5 yılda bir yapılan seçimler ve seçilen siyasi partinin liderinin ‘astığı astık kestiği kestik ‘ bir anlayışla Hukuk ve yargı denetiminden muaf her istediğini yapabildiği iktidara yönelik yargının verdiği iptal,soruşturma,yargılama ,tutuklama mahkumiyet kararlarını Milli iradeye müdahele,vesayetçilik ve hatta darbecilik olarak gösteren zihniyet ülkeyi anti demokratik bir hale sokmuştur.
Beraber yürüyüp beraber ıslanıp beraber kazandıkları ikditarlarında polise yargıya ve bürokrasinin kilit noktalarına yerleştirdikleri yapı sayesinde ülkenin Atatürkçü Laik Cumhuriyete inanmış Demokrat aydınlarını ceza evlerine atarak sindirmeye çalışan İktidar Türk Silahlı Kuvvetlerinin üst düzey komutanları ve mensuplarını ceaza evlerine göndererek sözde çözüm adı altında Başkanlık sistemi görüntüsü altında ülkeyi özerk yapı federasyon konfederasyon ve hatta bağımsız Devlet kurdurarak bölünmenin eşiğine getirmiştir.
17 Aralık 2013 tarihinde başlayan bir soruşturma sonucunda iktidara mensup bir çok Bakanın ve çocuklarının yer aldığı iddia edilen ve hatta ucu Başbakanın oğluna kadar uzandığı söylenilen yolsuzluk iddiaları ve sonucunda gerçekleşen tutuklamalar ve istifalar Ülkede iktidara bakışı çok etkiledi.
İddia edilen olayların gerçek olup olmadığının araştırılmasının yolunu açmak yerine soruşturmayı engellemek için polis müdürleri Savcılar Hakimlerin görev yerlerini değiştirmeye yönelen iktidar bununlada yetinmeyerek Adli kolluk yönetmeliğini değiştirmek ve HSYK ‘yı tamamen Adalet bakanlığına bağlamak için yasa yolunu seçmiştir.
Gerekçe olarak gösterilen paralel yapı ise tamamen iktidarları döneminde oluşturdukları cemaat mensuplarından meydana gelen yapıdır.
Ülkenin yolsuzluk üzerine kurulan ekonomisi ekonomik anlamda da bizleri içte ve dışta yoksullasştırmıştır.
Dış politikada dost bir Devlet dost bir komşu bırakmayan icraatler ile Türkiye onlara göre onurlu bize göre ‘Yurtta sulh Cihanda sulh’ ilkesine aykırı bir sonuç doğurmuştur.
Tüm bu gelişmeler karşısında önümüzdeki yerel seçimlere katılma ve siyasi mücadeleyi siyasette verme düşüncesine sahip oldum.
Bu anlamda çok keyifle yazdığım ve beni sizlerle buluşturan yazılarıma bir müddet ara vereceğim.
Girdiğim bu mücadelede şahsıma vereceğiniz desteğe şimdiden teşekkür eder, tekrar görüşmek üzere saygılar sunarım.
AV.Cengizhan Gököz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.