
İbrahim Akkaya
Düşünmek, konuşmak yazmak suç..
Öylesine olaylar oluyor ki, darbe dönemlerini bize mumla aratır cinsten.
İçte ve dışta itibarımız yerlerde sürünürken, halk umutsuz, şaşkın ve endişeli.
Kimsenin yüzü gülmüyor.
Sinirler alabildiğine gergin.
Herkes patlamaya hazır bomba adeta.
Ufak bir kıvılcımda ortalık yangın yerine dönecek gibi.
Çünkü yarın kaygısı var herkesin.
Korku imparatorluğu her geçen gün etkisini daha da çok hissettiriyor.
Bu kritik dönemle ilgili kaygılarını söyleyenler ‘vatana ihanet’ le suçlanıyor.
Siyasi otoriteyi eleştirmek suç.
Suçları yazmanın bile suç olduğu bir süreci yaşatıyorlar bize.
Düşünmek suç.
Yazmak suç.
Konuşmak suç.
Dahası AKP’li olmamak bile suç.
Anlamsız ve bizi uzaktan yakından ilgilendirmemesi gereken olaylara şahit oluyor, faturayı öremek durumunda kalıyoruz.
Bir garip paylaşım savaşı yaşanıyor.
İktidar ve şimdi köprüleri atmaya hazırlandığı eski ortağının post ve rant mücadelesi hepimizi geriyor.
Onlar vuruşuyor çilesini biz çekiyoruz.
Bakmayın hükümetin her şeyi güllük gülistanlık göstermeye çalıştığına.
İşin sonuna bakmak lazım.
Şunun şurasında yerel seçimlere 60 gün kaldı.
Seçim sonrasını düşünmek bile ürkütüyor insanı.
Gemi çoktan su almaya başladı.
Ne devlet otoritesi kaldı.
Ne de kamu kurumlarına saygınlık.
Nereye baksanız lime lime dökülüyoruz.
Kamu kurum ve kuruluşları iktidar partisi AKP’nin birer şubesi haline dönüştü.
İş üretmek, vatandaşa hizmet etmek hak getire, varsa yoksa AKP’yi sevimli göstermek.
Yerel seçimler yaklaştıkça kamu kurum ve kuruluşları daha aktif bir şekilde siyasete katılıyorlar.
AKP için Antalya seçimi çok önemli.
Bir yanda 2009 seçimlerinin rövanşını alma çabası var.
Çünkü Başbakan Erdoğan’la birlikte AKP’liler bir türlü sindiremedi Antalya Büyükşehir Belediyesi seçimlerinde CHP’ye yenilmeye bir türlü hazmedemediler.
5 yıl geçti aradan hazımsızlık azalacağı yerde adeta tavan yaptı.
AKP’liler Büyükşehir koltuğunu kaptırdıkları
CHP’ye kızıyorlar.
Rant kapısının ellerinden uçup gitmesine çok içerliyorlar.
Oysa AKP’ye sandıkta sadece CHP değil, Antalyalılar tokat attı.
O seçimde MHP’lisi de, DP’lisi de, İP’lisi de, ÖDP’lisi de, Anavatan’lısı da, partili olan da olmayan da CHP’ye verdi oyunu
Antalya’nın kaynaklarının yandaşa bölüştürülmesine bu kentin sahipleri izin vermediler altın değerindeki oylarıyla.
30 Mart’ta Antalya’da aynı dayanışmanın yaşanacağına kuşku yok,.
Siyasi partilerin yetkilileri, sandıkta uzlaşma-dayanışma-birleşme konularını kabul etmeseler de, Antalyalılar, bu kentin sahipleri, 2009’da olduğu gibi yerel seçimlerde sandıkta AKP’den kurtulmak için gereğini yapacaklar.
AKP, yerel seçimlere güvenoyu gözüyle bakıyor.
Yaşananlardan sonra AKP’ye kim ne kadar güveniyor bunu sorgulamanın en net oylu da sandık olacak.
30 Mart bu açıdan çok önemli.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.