Dokuma Fabrikası alanının halkın kullanımına açılması için ciddi ve kararlı bir mücadele sergilenmişti.

Burada ne yapılacağının ise ortak akılla belirleneceğine karar verilmişti.

Kepez Belediye Meclisi de Antalya’nın bu paha biçilmez alanında ne yapılmasına gerektiğine karar vermesi için ‘Dokuma Danışma Kurulu’ oluşturmuştu.

Kurul meslek odalarının çok değerli başkan ve temsilcilerinden oluşuyor.

Danışma Kurulu, Antalyalıların fikirlerini almak için de kahvaltılı toplantılar düzenliyor.

Buraya kadar her şey iyi..

Ancak genel havaya bakıldığında toplantıların dostlar alış verişte görsün anlayışı ile yapıldığı görüntüsü ortaya çıkıyor..

Önceki gün düzenlenen toplantının konukları arasında bulunan Kepez Belediyesi eski Başkanı Mehmet Atay, çok önemli noktalara parmak bastı.

Atay’ın Dokuma alanıyla ilgili çekincilerini aktarması kurulun bazı üyelerinin keyfini kaçırdığı da gözlendi.

Mehmet Atay, alanla ilgili hukuki sürecin devam ettiğini vurgulayarak, Dokuma’nın iki ayrı biçimde değerlendirilmesinin doğru olmadığını vurgulayarak, şunları söyledi :

“Orayı kaçıralım, başka türlü kullanalım amacı varsa bu işin figüranı olmayacağımı açıkça söyleyeyim”

Atay’ın bu sözleri kafalarda soru işareti doğurdu..

Toplantılara katılanlar ile bundan sonraki süreçte davet edilecek olanların, “Biz bu işin figüranı mı olacağız” endişesi taşıdıklarının da itirafı gibiydi.

Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü’nün göreve geldiği günlerdeki sözünün arkasında durup, Dokuma’yı halka açma konusundaki fikirlerinin değişmediğini gözlemek sevindirici.

Ancak sonuçta Tütüncü siyasetçi..

Önümüzdeki de genel seçimler var, sayılı gün çabuk geçer, ardından yerel seçimler gelecek..

Tütüncü, Dokuma’nın kapısını Antalya’ya açmak için doğal olarak acele ediyor..

AKP’ye ve kendisine siyasi açıdan avantaj sağlamayı düşünüyor ve kendi açısından, partisi açısından haklı..

Acele edelim ama büyük düşünmek de, kalıcı bir proje ile burada Antalya’nın yeni bir cazibe merkezi oluşturmak da önemli..

ATAY NE DEMEK İSTEDİ ?

Bu noktada Kepez Belediyesi eski Başkanı Mehmet Atay’a katılıyorum..

Atay’ın Dokuma ile ilgili çalışmaların koordinasyonunu yürüten Mimarlar Odası Başkanı Osman Aydın’a yönelik eleştirilerini gözardı etmemek gerekli..

Atay, “Osman Aydın’a sitemim var. Kent Konseyi Başkan Yardımcısı iken ki tavrı ile şimdiki tavrı farklı” dedi.

İnsanlar da fikirleri de değişiyor zamanla..

Günümüzde bir çok örneği var..

Osman Aydın, Atay’ın sözlerine, “Kimseye ihanet içinde değiliz. Sizden sonra Özelleştirme İdaresi’ne geçti, işin garibi sizin plan da yok oldu. Ondan sonra biz buranın mücadelesin verdik. Son anda burası belediyenin olmuştur. Yoksa satılmıştı. Şuanda kentin 250 dönüm arazisinin nasıl bu kente kazandırırız onun peşindeyiz” diyerek Atay’ın tepkisini göğüslemeye çalıştı.

İyi niyetle yola çıkıldı..

Dileriz havanda su dövülmez..

Dileriz Dokuma’ya, Kepez’e ve Antalya’ya yakışır bir planlama olur..

Eğer bu alan birilerinin kişisel egolarının tatmin malzemesi olursa hesabını vermek de kolay olmaz.

Dokuma konusunun takipçisi olacağımızı defalarca söyledik yazdık..

Olayın içine kişisel ego ve siyasi düşünce girerse bunca mücadele, bunca emek de boşa gitmiş olur.

Böyle bir olasılık şimdilik söz konusu olmasa da, Antalya’da örnekleri var..

‘En iyi ben bilirim, benden sonrası tufan, ben ne dersem o’ mantığı hakim olduğu sürece Dokuma konusuna endişeli yaklaşırız..

Birileri bu işi yüzüne gözüne bulaştırırsa, içinden çıkılmaz bir noktaya taşırsa hesabını da sorarız..