197 gün sonra sandık başına gideceğiz.

Yerel seçimler Antalya’nın ve ülkenin geleceğinin şekillenmesi açısından çok büyük önem taşıyor.

Bir anlamda seçmen, Antalya’nın ve Türkiye’nin geleceğini tayin edecek.

30 Mart 2014 Pazar günü sandıktan çıkacak sonuç toplumsal barış açısından hayati değer taşıyor.

Hem ülkenin birliği, hem de son yıllarda endişeleri artıran etnik bölücülük konusunda bir kırılma noktası olacak yerel seçimler.

Bütünşehir Yasası, Antalya’nın da aralarında bulunduğu önemli yerlerde il sınırının Büyükşehir olmasını öngörüyor.

Antalya’da 74 belediyenin kapanması ile birlikte Büyükşehir sınırları Gazipaşa ile Kaş arasındaki çok büyük bir alanı kapsıyor.

Yasa kırsal kesimi ‘şehirli’ yapıyor.

İlk bakışta sevimli görünse de, hem köylünün sırtına yeni vergi yükleri getiriyor, hem de hizmet alma şansını zora sokuyor.

Çünkü Antalya İl Özel İdaresi kapanıyor, İl Genel Meclisi yasal statüsünü kaybediyor, Büyükşehir Belediyesi’ne bağlanıyor.

İşler de bu noktada tıkanıyor.

Köylerin tüzel kişiliği kalkıyor mahalle oluyor.

Düşününün bir kez Gündoğmuş’un Akyar Köyü, içme suyu derdini kime nasıl anlatacak ?

Kaş’ın Gelemiş Köyü’nün yol sorununu kim nasıl ve ne kadar sürece çözecek ?

Vatandaş derdini kime, nasıl ve hangi koşullarda anlatacak ?

Dahası artık köylü abone olmak, suyu para ile içmek zorunda.

Sulama suyu da artık bedava değil çiftçiye.

Antalya merkezindeki kanalizasyon şebekesinin borcuna şehirli yapılan köylü vatandaş ortak olacak.

Köylerin ortak malı olan meralar paralı olacak.

Köylerin imar sorunu ortaya çıkacak..

Vatandaş planın dışında ev ve ahır yapamayacağı gibi, çap ve ruhsat almak için para ödemek durumunda kalacak.

Borç batağında olduğu iddia edilen Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin borçları da şehirleşen köylünün sırtına yüklenecek.

Şehirli olmanın iyi yanları var ama bu yükleri de gözardı etmemek gerekir diye düşünüyorum.

Eskiden derdini beldesinin başkanına kapısını bile çalmadan anlatan, çözüm arayan ve kısa sürede bulma olanağı olan köylü vatandaş için 197 gün sonra çileli bir süreç başlayacak.

Elbette Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna oturanın da işi çok hem de çok zor.

Antalya gibi Türkiye’nin en büyük kentine eşit oranda hizmet üretmek büyük zorluk.

Antalya’nın bir de coğrafi yapısını düşününce Bütünşehir’i yönetenlerin bu kadar yükün altından kalkmalarının zor olduğu da gözleniyor.

CHP, bir süre önce Anayasa Mahkemesi’ne Bütünşehir Yasası’na itiraz etti ve iptali için başvuruda bulundu.

Anayasa Mahkemesi’nin bu itiraza ilişkin kararını önümüzdeki günlerde açıklaması bekleniyor.

Başta Side, Belek, Tekirova, Göynük, Kalkan gibi turizm merkezi konumundaki beldeler olmak üzere kapanması gündeme gelen 74 belde belediyesi nefesini tuttu, yüce mahkemenin kararını bekliyor.

İtiraz kabul edilirse sorun yok, ancak itiraz Anayasa Mahkemesi’nden dönerse sıkıntılar giderek artacak.

Antalya’da son aylarda pek hareket görünmese de İzmir, Aydın gibi illerde belediyelerin kapanmasını önlemek için yoğun çalışmalar yapılıyor.

CHP’nin yaptığı referandumda Antalya’da kapanması söz konusu olan 74 belde belediyesine vatandaş sahip çıktı, “belediyemizi kapatmayın’ mesajı verdi Ankara’ya.

Dileriz yüce mahkeme Türkiye’de yeni bir çalkantıya neden olacak bu yasayı iptal eder.