Muharrem Yellice

Muharrem Yellice

DEVELERİ OYNATIRIZ

Kalemle kağıtla kurulan

Tek devlet yok!

Tabi ki:

“ Kalem kağıt nedir?

Birer oyuncak !

Zafer süngülerle yazılır ancak”

Türk’ün suskunluğu, zafiyet mi

Sayıldı..

Öyle mi anlaşıldı

SENCE

Behey

Ahmak?

Tarihe bir bak bakalım

Kaç kere dikilmiştir

Karşına koca TÜRK

Burma bıyığıyla kalpağıyla!

Ders çıkarmaz mısın

Tarihten?

Bak sana

Tarihî bir fıkra anlatayım

Ders al bu yaşanmış olaydan

Diklenme , olur olmaz zamanda.

Senin iyiliğin için bu fıkra

Bence hava hoş.

Rus ihtilali 1917

Kafkasya.

Azerbaycan- Ermenistan- Gürcistan

Coğrafyalarının bulunduğu alanın

O zaman ki adı,

Maverâ –yı Kafkasya!

O zaman bu alan,

Dünya Devletlerince, TÜRKİYE

Olarak adlandırılmakta

Öyle, bilinmekteydi.

22 Nisan 1918 de bağımsızlığını

İlan etti; Mavera-yı Kafkasya!

Meclis, Ermeni, Azeri, Gürcü

Millet vekillerinden oluştu.

Bu devlet 35 gün yaşadı

Etnik guruplar bağımsızlığını

İlan edip ayrı ayrı devletçik oldular.

1918 Birinci Dünya Savaşı

Osmanlının paylaşımı savaşı bitti.

Kafkasların ve Osmanlının

Paylaşımı için

Batum da, Emperyalist devletlerce,

Tam 20 adet toplantı düzenlenir

Bu toplantılardan sonuncusu

Üç gün sürer.

Toplantıya, Osmanlıyı temsilen

Okuması yazması olmayan

Doğu Anadolu Aşiret reislerinden

Mevlüt Ağa katılır.

Üç gün boyunca Osmanlının,

Ve Kafkasları parçalama planlarını dinler.

Osmanlı Devleti temsilcisi Mevlüt Ağa,

Söz alıp hiç konuşmaz!

Galip devlet temsilcileri, üçüncü günün sonunda

Müstehzi tavırlarla ,“ SEN NE DERSİN BU paylaşıma

MEVLÜT AĞA” Diyerek söz verirler.

Mevlüt Ağa, ağır ağır kürsüye gelir, şöyle başlar söze.

Üç gündür benim ülkemi paylaşan planlar yaptınız.

Ülkemi kağıt üzerinde paylaştınız. Ben dinledim

Şimdi müsaadenizle size bir fıkra anlatacağım.

Lütfen dinleyin.

Bilirsiniz

Eskiden,

İpek yolu, yani kervan yolu benim

Coğrafyamdan geçerdi .

Türk’ün kontrol ettiği bu güzergahta,

Belli aralıklarla kervansaraylar olurdu.

İshak paşa sarayı da , kervanların uğrak yeriydi

Ağrıda.

Kervan, develerin arkada, eşeklerin önde olduğu

Bir yük taşıma şeklidir.

Bir kervan, ipek yolu güzergahında yol alırken

Bir vadiden geçerken , bir deve ile eşek yük taşıyamaz

Hale gelir.

Kervancı deve ile eşeği

Salıverir vadiye. Yani azat eder

Günler geçer, sene-i devriye olur.

Bahar gelir , yeşillenir vadi.

Suların çağlaması

Kuşların cıvıltıları

Rengarenk vadi

İlham verir

Eşeğe!

Semiren eşek koşarak gelir deve ’ye !

“Deve Kardeş !

Ben şarkı söyleyeceğim”

Deve, devran geçirmiş. tecrübe kazanmıştır.

“Aman eşek kardeş ,yapma.

Şarkını bir kervancı duyar

Yüke koşar bizi,

Bozulur vadideki rahatımız

Akıllı olalım bozmayalım rahatımızı

Kardeş kardeş rahat yaşıyoruz

Bir şikayetimiz yok hayattan…”

Tamam der eşek. Döner vadiye

Oynar koşar, yatar, yuvarlanır

Şevke gelir, duramaz, gönlü şarkı söylemek

İster derinden.

Tekrar koşar deveye. Bir böyle. İki böyle. Üç böyle.

Dayanamaz deve, kızgınca; söyle beee der.

EŞEK,

Nameli bir şarkı söyler. Dağlardan geri döner

Şarkının nameleri ! Namenin ahengiyle dolar vadi!

Tam o anda ;bir kervancı geçmektedir vadiden!

Şarkının geldiği yere yönelir kervancı.

Bir de ne görsün! Semiz bir deve, birde semiz eşek!

Alır yüke! tırmanır sarp dağlar. Deve ve eşek hamdır

Zorlanırlar yoldan .Eşeğin çarıkları da yoktur naldan!

Kan revan içinde kalır eşeğin ayakları

Yürüyemez tek bir adım!

Kervancı ; alır eşeğin yükünü

Koyar devenin üstüne!

Tırmanırlar, Zigana dağlarının zirvesine.

Her yer uçurum, kervan zor geçmektedir yoldan

Eşeğe semeri de yüktür. Adım atamaz haldedir.

Kervancı merhametli adamdır .Semeri de alır koyar

Devenin üstüne!

Yola devam edilir. Eşek yüksüzde yürüyemez

Eşeği de alır kervancı devenin üstüne koyar!

Dağın zirvesindedir kervan

Gözler bakarsa aşağı

Uçuruma

Kararır gözler

Döner başlar

Böyle bir

AN!

Eşek sıkı sıkıya yapışmıştır korkudan devenin hamutuna

Deve seslenir aşağıdan üstündeki eşeğe,

“Eşek kardeş, benim

OYNAYASIM GELDİ”

Aman deve kardeş, ne olur oynama,

Görüyorum uçurumu, bin bir parça olurum

Kıyma olurum yok olurum, kurda kuşa yem olurum.

Deve dinlemez, eşeğin mazeretlerini

Ve

OYNAR!

Büyük devletlerin, mahrur elçilerine

“Biz develeri oynatırız

Eşekler,

Başının çaresine baksın “

Der,

Okur yazar olmayan, eşraftan MEVLÜT AĞA

Bundan tam 117 yıl önce!

Anlayana

SİVRİSİNEK SAZ

ANLAMAYANA

DAVUL ZURNA AZ

Eğer böyleyse plan,

Eşekler başının çaresine baksın

Biz ,DEVELERİ OYNATIRIZ.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Muharrem Yellice Arşivi

Osmanlı'da Filistin’de toprak meselesi

25 Ağustos 2025 Pazartesi 10:57

Osmanlı'da Filistin’de toprak meselesi

24 Ağustos 2025 Pazar 16:12

ŞAİRLER VE İSLÂM

12 Ağustos 2025 Salı 11:23

ŞEHİRLEŞME 7 - Hasan Subaşı

25 Haziran 2025 Çarşamba 09:47

Trump, Evanjelizm ve Yeni Dünya Düzeni

11 Haziran 2025 Çarşamba 14:58

GİRİT ADASININ BARIŞLA KAYBI!

10 Haziran 2025 Salı 10:54

YÖRÜK TÜRKMEN FESTİVALLERİ

07 Haziran 2025 Cumartesi 10:04