
İbrahim Akkaya
Dedikodu ve karalama siyaseti
Seçimlere artık sayılı saatler kaldı.
Antalyalı 30 Mart Pazar günü sandığa giderek, Antalya’yı 5 yıl süreyle yönetecek başkanları seçecek.
Oy kullanmak en önemli vatandaşlık görevi.
Son genel ve yerel seçimlerde Antalya’da oy kullanma yüzdesi diğer illere göre bir hayli düşüktü.
Oysa Antalya hem Türk Siyasi Tarihi’nde önemli bir yere sahip, hem de kentlilik bilinci en yüksek yerlerden birisi.
Oy kullanma yüzdesinin düşük olması, Antalya’nın bu özellikleriyle örtüşmüyor.
Kamuoyu anketleri Antalya’da kararsız seçmen sayısının fazla olduğunu ortaya koyuyor.
Antalya’nın 30 Mart yerel seçimlerine katılma oranını yükseltmesinin yanında, kararsız seçmenlerin de tercihlerini yapması hem siyasi partiler, hem de belediye başkan adaylarınca isteniyor ve bekleniyor.
Gerçek şu ki seçimlerin propaganda döneminde Antalya’nın imajını zedeleyen bazı üzücü olaylar meydana geliyor.
Bir yandan partilerin ve adayların seçim araçları ile afişlerine çirkin saldırılar yapılıyor.
Diğer yandan ise inanılmaz bir dedikodu siyaseti yapılıyor.
Partilerine ve adaylarına siyasi rant kazandırma düşüncesinde olan kimi kirli kişiler ve guruplar bu eylemlerini her türlü uyarı ve Antalyalıların tepkisine rağmen sürdürüyorlar.
Bu kişi ve guruplar tansiyonun yükselmesine neden oldukları gibi partilerin ve adayların gerilmesine, seçim ortamının bozulmasına yol açıyorlar.
Son günlerde dedikodu ve karalama siyaseti iyice arttı..
Karalamakta, başka partiler ve adaylarla ilgili yalanlar üretmekte mahir olan bu kişiler ve guruplar, Antalya’da toplumsal barışa gölge düşürdükleri gibi, partileri, adayları ve ekiplerini düşman kardeşler konumuna düşürme çabasına devam ediyorlar.
Seçime 2 gün gibi çok ama çok kısa bir süre kaldı.
Pazar akşamı birileri kazanacak, birileri kaybedecek, birilerinin umuları da bir başka seçime kalacak.
Değer mi hiç bu kadar yalan, iftira ve dedikodu..
Değer mi hiç görüntü ve gürültü kirliliği yaratarak Antalya’nın huzurunu bozmaya.
Seçim bitecek hepimiz bu kentte yaşayacağız.
Dün oluğu gibi bugün de yarın da kederde ve tasada birleşecek, aynı ilke ve idealler için mücadele edeceğiz.
Elbette seçimi kazanmayı herkes ister, ama kazanmanın yolu anti demokratik yollardan asla geçmiyor.
Antalya, bu tür kirli işlere, çirkin saldırılara sahne olacak bir kent değil.
Bu bir siyasi yarıştır.
Kimse kimseyi düşman gibi görmemeli..
Çağdışı bu anlayışını devam ettirmekte ısrar edenler kadar,onlara sempati ile bakan, oları teşvik edip, sırtını sıvazlayanlar da suçlu..
Son 2 günü dostça, kardeşçe geçirelim.
Kimsenin canının acımadığı, gururunun incinmediği bir seçim yapalım.
Kim kazanırsa, kim ipi göğüslerse hep birlikte alkışlayalım.
Sandıkta kazanan ve başkanlık koltuğuna oturanlar yanlış yaparsa da hesabını hep birlikte ama bize yakışır, Antalya’ya yakışır bir şekilde soralım.
Kimse aklından çıkarmasın ki 30 Mart bir genel seçim değil, 30 Mart bir yerel seçim, yani Antalya’yı yönetecek isimlerin seçimi..
30 Mart’ı genel seçim havasına sokarak birilerinin ekmeğine yağ sürmeyelim.
Kim hizmet etmişse, kim Antalya’yı yönetmeye layık ise, kim güven veriyorsa, kim rüştünü ispatlamışsa o kişiyi seçelim.
Antalya’ya da, Antalya seçmenini de bu yakışır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.