Seçime 25 gün kaldı, tansiyon iyice yükseldi.

Kavgadan medet uman, nifak tohumları saçarak bundan siyasi ikbal elde etmeye çalışanlar yine sahneye çıktı.

Antalya’nın çeşitli mekanlarında 30 Mart yerel seçimleri sabote etmek için bazı kötü niyetliler, siyasi partileri, belediye başkan adaylarını, belediye meclisi üyesi adaylarını tahrik ederek havayı bulandırmaya çalışıyorlar.

Bunda başarılı olurla mı, olmazlar mı tartışma konusu.

Bu çirkin oyunları daha önce de sergilemeye çalıştı bu kişi ve guruplar.

Hedeflerine ulaşamadılar, Antalyalılar ve siyasi partiler ile adaylar bu oyuna gelmedi, bu çirkin tezgahlara prim tanımadı.

Geride kalan 25 günde neler olur şimdilik kestirmek güç ama Antalya’nın sağ duyulu sahiplerinin bunlara yol vermeyeceği düşüncesini taşıyanlar da çoğunlukta.

Antalya’nın yönetimine talip olanların tek düşüncesi hizmet üretmek, kamu yararını gözeterek Antalya’nın geleceğinin daha sağlıklı şekillenmesine katkıda bulunmak.

Farklı düşüncelerin olması çok doğal.

Sorunlara bakış ve çözüm yolları konusunda da değişik hedefler seçilebilir.

Önemli olan Antalya’nın çıkarlarını ön planda tutmak.

Şurası yadsınamaz bir gerçek ki toplumun belkemiği konumunda olan esnaf ile dar gelirliler ciddi sıkıntı içindeler.

Özellikle Antalya esnafı AVM’ler yüzünden çok zorlu bir dönemden geçiyor.

Her yeni AVM bin esnafın kapısına kilit vurması anlamına geliyor.

Düne kadar kendi işinin efendisi olan esnaf bugün el kapısında evinin nafakasını sağlamaya çabalıyor.

Antalya, her geçen gün rant mafyasının denetimine giriyor.

Antalya’nın kaynaklarını atalarından miras kalmış gibi kullanmak isteyen kötü dışarıda sermaye grupları ile onların kentteki uzantıları, istedikleri almak için engel tanımayan bir şımarıklıkla hareket etmeye, topluma yanlış mesajlar vererek sempati toplamaya çalışıyorlar.

Şüphesiz 30 Mart yerel seçimlerinde oluşacak belediye meclislerinde büyük sermaye ile rant mafyasının temsilcileri de yer alacak.

Ayrıca paylaşım sırasının kendisine gelmesini bekleyen kişi ve guruplar da sandığa ağırlık koyma çabasını sürdürüyorlar.

30 Mart yerel seçimleri Antalya açısından hayati önem taşıyor.

Antalyalılar, sandık başında bu kentin ve ülkenin geleceğini tayin edecek tarihi bir karar verecekler.

Antalyalı seçmenin omuzlarında böylesine çok önemli bir görev var.

Öncelikle sandığa giderek vatandaşlık görevini yapmak, ilke, bilgi, beceri, deneyim gibi çok önemli kıstasları da göz önünde bulundurmak durumunda seçmen.

Doğal olarak siyasi partiler ile adaylara da sorumluluk düşüyor.

Ortamı germeden, oy kaygısı ile dedikodu üretmeden projelerini anlatmak, seçmene en iyi hizmeti vereceklerinin mesajını ulaştırmak durumundalar.

Unutulmamalı ki halk kavga istemiyor.

Seçmen gerginlik istemiyor.

Zaten çok sıkıntılı bir süreci yaşıyoruz.

Bu sürece olumsuz tavır ve davranışlarla katkıda bulunmak toplumsal barışı tehdit edeceği gibi, rejimi değiştirmek isteyen kişi ve grupların da ekmeğine yağ sürer.

Siyasi etiğe aykırı davranışlar, istenmeyen olayların körükleyicisi olabilir.

Herkesin sağduyulu davranması, kişi ve hak ve özgürlüklerini yok sayan, tehdit eden olaylardan uzak durması lazım.

Bu kent bizim, Antalyalı bilinciyle hareket etmek en temel görevimiz.

Bir kez vurgulamakta yarar var:

Başka Antalya yok.