Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel; Boğaçayı’nın tabanını oyarak denizi içerilere sokup bir marina, çekek yeri, yat limanı ve lokanta, eğlence yerleri, yapılması hayalini “Çılgın Proje” olarak sunmaktadır.

                   Birkaç gün önce de Boğaçayı’nda bu konuda bir kurul olarak incelemelerde bulunduklarını gazetelerden öğrendik.

                   Bu konuda en önce söylenmesi gereken; bu projenin rahmetli Gemi Mühendisi ve Gemi Mühendisleri Odası Başkanı Selçuk Sarı’nın aklının ürünü olduğudur.

                   Ancak bu konuda yaptığı araştırmalar; büyük sorunların çıkacağına  O’nu ikna etmiş olacak ki çok yerde dillendirdiği bu hayalin gerçekleşmesi için ısrarcı olmadı.

                   Boğaçayı; Antalya Körfezinin dünyada bulunmayan çakıllı sahilini yaratan bir akarsudur. Dağdan sürükleyerek getirdiği kum ve çakıllar Konyaaltı sahiline malzeme olarak eklenmekte ve sahil yaşayan bir varlık gibi sürekli takviye almaktadır.

                   Bu takviyenin kesilmesi, son derece dik olan ve birden derinleşen Konyaaltı sahilindeki kum ve çakılların dalgalarla yenilmesi suretiyle sahili yok edebilir.

                   Ayrıca yeraltından gelecek deniz suyunun bölgedeki tatlı su kaynaklarını olumsuz etkileyeceği, civardaki bütün bahçelerin tuzlanma tehlikesiyle karşı karşıya kalacağı bir gerçektir. Hurma, Çakırlar, Bahtılı ve civarındaki portakal ve nar bahçeleri kuruyabilir.

                   Uzun vadede değişen iklim koşulları nedeniyle kısa zamanlı fakat yüksek yoğunluktaki yağışların oluşmasıyla meydana gelecek bir sel baskınının büyük tahribata ve felakete yol açacağı da düşünülmelidir.

                   Bu kadar riskli bir projeye halkın milyarlarca parasının yatırılması ileride giderilmesi mümkün olmayan zararlar oluşturabilir.

                   Eğer böyle bir proje uygulanacaksa bunun yeri Aksu nehrinin denize döküldüğü yerdir, Boğaçayı değildir.

                   Diğer yandan Antalya’da trafik gittikçe sıkışmaktadır. Yapılan yollara, üst ve alt geçitlere rağmen sıkışıyor. Örneğin; şehrin merkezine yüz dönümlük bir kent meydanı yapmak yerine yanlış tercih ile Stadyum yapılması, önceki gün Antalyaspor Maçında Meltem Mahallesini adım atılamaz hale getirmiştir.

                   Böyle olacağını daha stat yapılmadan yazdığımı iyi anımsıyorum.

                   Ne söylediğimizi dinlemeden “istemezükçü” ilan edildik. Oysa stadyum kuzeyde bir yere yapılsaydı on sene sonra orası da kentin içinde kalacaktı.

                   İnsanlarımıza araçlarını kent merkezine getirmekten caydıracak daha hızlı, daha ucuz ve daha güvenli başka bir çare sunmalıyız. Bunun adı “Metro”dur…

                   Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımız bir çılgın proje yapmak istiyorsa; Antalya şehri, İstanbul gibi felç olmadan, metro planlamasını ve çalışmasını yapmalıdır. Çünkü bugün zarar eder diye bekleyip trafik felç olduktan sonra çare aramak marifet değildir.

                   Böyle bir başlangıç; “Çılgın” değil “Akıllı” bir çalışma olarak herkes tarafından takdir edilecektir.

         Tek başına hükümette olan, tek başına bütünşehir belediyesinde iktidar olan Sayın Başkan, bu fırsatı metro planlaması ve inşaatı (hiç olmazsa bir kısmı için inşaat) kullanırsanız gerçekten “büyük adam” olduğunuzu kabul ettirirsiniz.

         “Çılgın Proje” akılsızca yapılan ve geleceği feda eden “büyük çıkar projesi”  demek değildir; “Çılgın Proje” akıllıca yapılan ve halkın geleceğini planlayan büyük proje demektir…