CHP üyelerinin tarihi görevi

CHP, uzun bir aradan sonra Pazar günü ön seçim yapıyor.

40 bin civarındaki CHP üyesi sandık başına gidip, milletvekili adaylarını belirleyecek.

Hakim gözetiminde ön seçim kararı CHP Antalya Örgütü’ne ilaç gibi geldi..

CHP’liler vekillerini kendi oylarıyla seçmenin gururunu yaşıyor.

Bu gurur ve heyecan her CHP’linin yüzüne yansıyor.

Diğer partilere üye olan ya da sempati duyanlar CHP’deki bu heyecan, bu gurur ve yenilenme hamlesini kıskanarak izliyor.

CHP, yargıç gözetiminde ön seçim yaparak gerçek anlamda bir ‘demokrasi dersi’ veriyor.

CHP Antalya’da Çetin Osman Budak’ı 3. sıra kontenjan adayı göstermiş olsa da CHP’liler yıllardır özlemini çektikleri ön seçim gerçekleştirileceği için bu dert emiyorlar.

Tersine Budak gibi önemli bir ismin CHP adayı olmasından mutlular.

Yiğidi öldürüp hakkını vermeli..

CHP’de ön seçim kararı alınmasının en önemli aktörü Deniz Baykal.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendisine Antalya listesinin birinci sırasını önermesine rağmen, “ Ön seçim yapalım, ben de ön seçime katılmak, ön seçim heyecanını yaşamak istiyorum’ yanıtını vererek, parti içi demokrasiye olan güvenini de ortaya koydu.

Baykal, ön seçimle ilgili şu çarpıcı yorumu yaptı :

“Ön seçimin bir kaçınılmaz gereklilik olduğu kanısındayım. Ön seçimi uygulamamız lazım. Yani hiç birimiz partinin tabanından daha akıllı değiliz”

On seçim kararının açıklanmasından hemen sonra seçim bölgesi Antalya’ya gelen Baykal, ilk kez milletvekili aday adayı olmuşçasına heyecanlı bir şekilde çalışmalarını sürdürüyor.

Baykal, ‘Sandıktan çıkabilme riski de var, ne düşünüyorsunuz ?” sorusuna ise şu yanıtı veriyor :

“ Yenilip, yenilmemenin ötesinde gerçek, doğru siyasetin işlemesini önemsiyorum,. Siyasetin sırtını iktidar odaklarına dayamış, kamu kaynaklarıyla iş çevirme siyasetiyle değil, taban siyasetiyle işlemesini çok önemsiyorum”

Pazar günü sandık başına gidecek olan CHP üyesine tarihi bir görev düşüyor.

CHP’liler, “Kendi vekilimi seçeceğim’ gurur ve heyecanını duyarken, tercihini yaparken de bilinçli ve sorumlu davranması gerektiğini de unutmamalı..

CHP’nin son dönemde Antalya’da yaşadığı sıkıntılı sürece neden olanlar ile onların yedeği konumundaki isimlere böyle tarihi bir görev anlayışı içinde vize vermemeli, partiyi kamuoyu önünde yıpratan, CHP’li ve CHP’lileri yakışıksız sözlerle suçlayan, kişisel çıkarları ve kirli çıkar ilişkileri partiyi alet eden, yalan, dolan, entrika siyaseti yapanları ayıklamayı, ‘benim vekili’ diyeceği kişilik ve birikime sahip isimlere prim vermemeli..

CHP’lilerin ön seçim avantajını Pazar günü en iyi şekilde kullanacaklarına, CHP’ye yakışır bir liste oluşturacaklarına inananların arasındayım.

Pekala CHP ön seçim keyfi yapıp, Pazar günkü şölene hazırlanırken, diğer partilerde durum ne ?

AKP ve MHP’de bu durumu gözlemek kolay..

İki parti bir kez daha merkez yoklaması yapılmasını, bu yetmiyormuş gibi, ‘ithal aday’ denilen isimlerin listelerinde yer alacağını bilmeleri sıkıntılarını artırıyor.

AKP’de büyük bir olasılıkla ‘Bakan ağabey’ formülü yine uygulanacak.

Muhtemelen Avrupa Birliği Bakanı Volkan Bozkır AKP Antalya listesinin zirvesinde yer alacak..

AKP kulislerinde ‘kontenjan’ diye dayatılan ithal aday sayısının ikiye, hatta üçe çıkacağı da konuşuluyor.

MHP’de ise Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin ‘İmaj danışmanı’ olarak bilinen Zühal Topcu’nun Antalya listesinin birinci sırasına konulması kesinleşmiş gibi..

Bununla da sınırlı değil MHP’de genel merkez dayatması..

MHP Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin ile Bahçeli’nin basın danışmanı Metin Özkan’ın da Antalya listesine paraşütle indirilmesi söz konusu..

AKP ve MHP’deki bu sisli havaya bakınca CHP’nin 7 Haziran’ı daha umutlu beklediğini söylemek kahinlik olmaz.

Bir önceki seçime göre 14 Antalya milletvekilinin partilere dağılımında bu kez farklı bir tablo ortaya çıkacağını söylemek yanlış olmaz.