
İbrahim Akkaya
Çevreye verdiğimiz rahatsızlık nedeniyle özür dileriz!
Halk TV’den izliyorum, İstanbul Beşiktaş’ta polis, plastik mermi, biber gazı ve tazyikli sudan kaçarak bir apartmanın girişine sığınan vatandaşa “gel bir şey yapmayacağım” diye sesleniyor.
Bizim halkımız uysaldır..
Bizim halkımız cin fikirli değildir, saftır.
İnanıyor polise ortaya çıktığı anda kendisini çağıran polis silahını ateşliyor, silahtan çıkan biber gazı fişeği vatandaşın saçını sıyırıp duvarda patlıyor..
Kafasına isabet etse yaşaması mucize olurdu herhalde.
Eylemcilere orantısız güç kullanan polisin silahından çıkan plastik mermiler yüzlerce kişiyi yaraladı..
Çok sayıda eylemci hastanelerde tedavi görüyor.
Hatay’da 22 yaşındaki Abdullah Cömert, TOMA denilen polis aracından açılan ateş sonucu ağır yaralandı..
CHP üyesi olduğu anlaşılan Abdullah Cömert kaldırıldı hastanede hayatını kaybediyor.
Polisin Cömert’i kurşunla öldürdüğü ortaya çıkıyor.
Talihsiz gencin babası oğlunun eylem sırasında görüntülendiğini, fişlendiğini, hedef seçilerek öldürüldüğünü iddia ediyor, yetkililerden ses yok..
Antalya’da geçen cumartesi günü Gazi Bulvarı’nda AKP İl binası önünde Taksim Gezi Parkı direnişine destek eylemi yapa gençlerin arasında bulunan 18 yaşındaki Vedat Oğuz, polisin silahından çıkan biber gazı kapsülünün gözüne gelmesiyle yaralanıyor..
Akdeniz Üniversitesi’nde tedavi gören ve ameliyat edilen talihsiz genç ne yazık ki sağ gözünü kaybediyor.
Vedat Oğuz’a önümüzdeki günlerde protez göz takılacak..
Antalya’daki eylemlerde yüzlerce kişi polisin orantısız güç kullanması sonucu yaralandı..
Bazı kişilerin durumu kritik.
Halen 5 kişi yoğun bakımda..
Polisle eylemciler arasında yaşanan çatışmalarda çok sayıda araç zarar gördü.
Biber gazından ve plastik mermiden eylemle uzaktan yakından ilgisi olmayan vatandaşlar yaralandı.
İşyerleri zarar gördü, özellikle Dokuma semtinde oturanlar günlerdir biber gazı soluyor.
Gazi Bulvarı’nda bulunan parklar, yeşil alanlar, kamu ve özel kişilere ait işyerleri zarar gördü, camları kırıldı, duvar yazıları ile görsel kirlilik ortaya çıktı.
Kaldırım taşları söküldü, ışıklı reklam tabelaları kırıldı tahrip edildi.
Otobüs durakları kullanılamaz hale geldi.
Kamuya ait kimi araç parçalandı.
Ağaçlar, refüjler büyük ölçüde zarar gördü.
Trafik saatlerce aksadı, öğrenciler ve öğretmenler okullarına, memur ve işçiler işyerlerine ulaşmakta zorlandılar..
Emekliler, toplu taşım araçlarında saatlerce beklemek zorunda kaldılar.
Çarşı, pazara çıkanlar korku dolu anlar yaşadılar..
Bebekler, yaşlılar, solunum yolu rahatsızlığı bulanlar ile kalp hastaları zor günler geçirdiler.
Eylemcileri bekleyen anneler, babalar, sevgililer, akrabalar ve komşular kötü bir haber almanın sıkıntısı ise uykusuz, yorgun ve bitap düştüler.
Evine ekmek, çoluğunun çocuğunun nafakasını kazanmak zorunda olan esnaf kepenk kapatmak zorunda kaldı.
Antalya’da polisin orantısız güç kullanımından etkilenmeyen birey hemen hemen yok gibi..
Hastaneler devlet terörü kurbanlarıyla dolup taştı.
Yüzlerce kişi karga tulumba gözaltına alındı, sorgulandı, fişlendi..
Bırakın yakınlarını avukatlar bile görüşmedi gözaltına alınan eylemcilerle..
Daha da acısı savunma hakkını kullandırmak isteyen bazı avukatlar tıpkı Ergenekon-Balyoz davalarında olduğu gibi gözaltına alındı, eylemcilere gibi nezarethanelere konuldu.
Çocuklarını, anne, baba ve yakınlarını, yavuklulularını, arkadaşlarını görmek isteyenlere zor kullanıldı, hakaret edildi.
Eylemcilere gıda yardımı yapmak isteyenler coplandı, tekmelendi, hakaret edildi.
Bugün 5 Haziran Dünya Çevre Günü.
Çevreye verdiğimiz rahatsızlık nedeniyle özür dileriz !
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.