
Gürkut Acar
Cesaretten mi? korkudan mı?
İktidarın CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’na 28 yıl hapis cezası verilerek aynı duruşmada tutuklanmasıyla ilgili uygulaması; bir kızgınlığın ifadesi değilse bir çılgınlığın ifadesidir.
İktidarın hangi konuda çılgına döndüğü artık belli olmuştur: “15 Temmuz 2016 Fetullah Gülen Terör Örgütü’nün darbe teşebbüsünün gerçek bir darbe değil; kontrollü darbe olduğuna ilişkin CHP’nin ısrarlı açıklamaları!
Bunun dayanağını ne oluşturuyor?
CHP’nin TBMM Darbe Komisyonu Kararına muhalefet şerhi…
Bildiğiniz gibi AKP’li TBMM Darbe Araştırma Komisyonu Başkanı: “15 Temmuz, milletin iradesini yok etmeye, demokratik kurumları bertaraf etmeye matuf, devlet yönetimini gasp etmeyi amaçlayan topyekûn bir saldırıdır. Bu saldırıya karşı en başta iradenin sahibi olan milletin bizzat kendisi direnişe geçmiş, bu sayede kanlı darbe girişimi bastırılarak milli irade prangaya vurulmaktan kurtarılmıştır." Bu arada MİT'in raporunda da "FETÖ’ nün 170 ülkede faal olduğu, ana karargâhının ABD'de bulunduğu ve yabancı istihbarat servislerinin şemsiyesi altında çalıştığı"nı söylüyor.
Böyle ise nasıl oluyor da TBMM binasına atılan bomba tek bir bombadan ibaret olup, kış bahçesine denk geliyor?
Nasıl oluyor da Kaçak Saraya tek bomba atılıyor o da bahçeye düşüyor?
Pilotlar bu kadar acemi mi? Kendilerine tek bomba bırak, korkutalım yeter mi denilmişti? Böyleyse neden?
Neden sadece Ankara ve İstanbul’da kalkışma oldu da diğer İllerde bir teşebbüs olmadı?
Neden AKP’nin bakanlarından, milletvekillerinden, Genel Merkez yöneticilerinden tek kişi bile gözaltına alınmadı?
Bunlarla birlikte binlerce soru, yanıtsız durumdadır.
CHP’nin; TBMM
Darbe Komisyonu Kararına muhalefet şerhi; tam da bu duyarlı noktadan iktidarı
vurmuştur: “Bu
konuda en açık kanıt darbeden 4 ay önce Fuat Uğur’un Türkiye gazetesinde 24
Mart 2016, 2 Nisan 2016 ve 21 Nisan 2016 tarihlerinde yazdığı üç yazısıdır.
Fuat Uğur’un yazılarında kamuoyuyla paylaştığı bilgiler 15 Temmuz hain darbe
girişiminde ve sonrasında aynen gerçekleşmiştir. Fuat Uğur ve benzeri
yazarların darbeden aylar öncesi paylaştığı bu yazılar MİT için açık istihbarat
kaynağı olup, Fuat Uğur’un bildiklerini MİT’in bilmiyor olması düşünülemez.
Kanlı darbe girişimi sonrası düzenlenen savcılık iddianamelerinin
incelenmesinden cemaatin darbe hazırlıklarına 2015’in son aylarından itibaren
başladığı anlaşılmaktadır. Darbeye hazırlık faaliyetleri Adil Öksüz, Kemal
Batmaz, Hakan Çiçek, Nurettin Oruç ve Harun Biniş tarafından yürütülmüştür.
Adil Öksüz ve diğer planlayıcılar, darbe girişiminden çok önce cemaat
bağlantısı devlet tarafından bilinen isimlerdir. MİT’in ’TSK bünyesinde
istihbarat toplayamadığından darbe girişiminin tarihi konusunda net bir
istihbarata önceden ulaşılamadığı’ savunması geçerli kabul edilmemektedir.
Çünkü güvenlik ve istihbarat makamları tarafından bilinen ve takip edilmesi
gereken ’cemaatin hususileri’ olarak adlandırılan başta Adil Öksüz, Kemal
Batmaz, Hakan Çiçek, Nurettin Oruç ve Harun Biniş asker değil sivil kişilerdir.
Darbeye hazırlık ve planlama toplantılarının çoğu askeri bölgelerde değil sivil
bölgelerde yapılmış ve binlerce asker bu toplantıya iştirak
etmiştir."
CHP Milletvekili Aykut
Erdoğdu; MİT Müsteşarlığının TBMM
Araştırma Komisyonuna yönelik yazdığı 22 Mayıs 2017 tarihli yazısında
"MİT’in daha önce dış makamlarla paylaşılan notlarda cemaatin darbe
girişiminde bulunabileceğini bildirdiğini, ancak TSK bünyesinde istihbarat
toplayamadığından darbe girişiminin tarihi konusunda net bir istihbarata
önceden ulaşılamadığı’’ bilgisinin yer aldığını belirten Erdoğdu, bunun
darbenin bilindiğini ve beklendiğini şüpheye yer bırakmayacak şekilde ikrar
ettiğini savundu.
Erdoğdu,
bu durumun darbe girişiminin öngörülen bir olay olduğunu tarihi bir gerçeklik
olarak ortaya koyduğunu öne sürdü.”
“Erdoğdu,
darbe girişiminden bir gün önce Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın
MİT Müsteşarı Hakan Fidan’la Özel Kuvvetler Komutanlığı 4. Dönem Özel Kuvvetler
İhtisas Kursu Mezuniyet törenine katıldığının, önceki yıllarda bu törene
katılma geleneği olmadığı halde tören sonrası Fidan’la Özel Kuvvetler
Komutanlığı bahçesinde yaklaşık 6,5 saat boyunca baş başa görüştüğünün
ifadelerle ortaya çıktığını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Kara Kuvvetleri
Komutanı’nın 15 Temmuz günü İzmir rogramını erken keserek rutin YAŞ görüşmeleri
için Ankara’ya çağrılması ve aynı uçakta hain darbe girişiminin başındaki en
yüksek rütbeli subay olan Orgenaral Akın Öztürk’ün olması ve aynı gün darbe
girişiminin başlaması izaha muhtaç bir durumdur. İhbarcı O.K. ’aynı cemaatten’
vurgusuyla ’kalkışmanın bir cemaat operasyonu ve bir darbe girişimi’ olduğunu
açıkça söyleyerek durumun vahametini ortaya koymuştur. Bu koşullar altında MİT
Müsteşarı’nın Cumhurbaşkanı ve Başbakan’a derhal bilgi vermesi ve güvenlik
birimlerini teyakkuz haline geçirmesi gerekirken bu görevini ihmal etmiş olması
anlaşılamamaktadır."
Genelkurmay
Başkanı Akar’ın savcılığa verdiği ifadesinde ve TBMM Araştırma Komisyonuna
gönderdiği yazısında, olayın öğrenilmesini müteakip alınabilecek tüm önlemleri
aldığını bildirdiğinin altını çizen Erdoğdu, "Ancak alınan bu önlemlerin
yetersiz olduğu ve Genelkurmay Başkanı ve bazı kuvvet komutanlarının darbeciler
tarafından enterne edilerek rehin alındığı da üzücü bir gerçek olarak
karşımızda durmaktadır. TSK’nın komuta kademesinin önemli bir kısmı düğünlere
katılmış ve düğünlerde derdest edilerek enterne edilmiştir. Bu durum izah
edilememektedir." değerlendirmesinde bulundu. Erdoğdu, sözlerini
şöyle sürdürdü:
"Öngörülen
darbe girişimi 15 Temmuz günü öğleden sonra saat 14.20 itibarıyla öğrenilmiş,
ancak belirtilen bilgi ve bulgular ışığında gerekli bilgilendirmelerin
yapılmadığı ve etkin önlemler alınmadığı anlaşılmıştır. Bu ihmaller zinciri
sonucunda 15 Temmuz hain kalkışması önlenmeyen darbe girişimi olarak tarihe
geçmiştir. 15 Temmuz hain darbe girişimi bütün muhalefet partilerinin, sivil
toplum kuruluşlarının, kamu kurumlarının ve halkımızın kahramanca girişimi ile
bastırılmış ve bu direniş sırasında 249 yurttaşımız şehit, 2 bin 301
yurttaşımız gazi olmuştur." Erdoğdu, darbe girişimi sonrası
gelişmelere de değinerek, iktidarın darbe tehdidini bertaraf ettikten sonra
bütün muhalefeti dışlayarak bir olağanüstü hal darbesi yarattığını ileri
sürdü. Raporda bu konuya ilişkin de detayların bulunduğunu belirten
Erdoğdu, darbe girişiminin sonuçlarından faydalanılan ve kullanılan bir olay
olduğunu iddia etti. Erdoğdu, "Sonuç olarak muhalefet şerhimizde
detaylarıyla anlatıldığı üzere 15 Temmuz hain darbe girişimi öngörülen,
önlenmeyen ve sonuçları kullanılan bir kontrollü darbe olarak tarihe
geçmiştir.”diyor. (*)
Bu gerçeklerin kamuoyuna duyurulmasına karşı, Enis Berberoğlu
tutuklanarak gündem değiştirildi. Aslında tartışılması gereken yukarıda alıntı
yaptığım CHP’nin Darbe Araştırma Komisyonu’na verdiği muhalefet şerhidir.
Uzun bir alıntı oldu ama biliyorsunuz biz Türk’üz ve “bilgi sahibi
olmadan fikir sahibi olmaya” çok meraklıyız. Önce bilgi sahibi olalım dedim…
İktidarın bu hamlesi cesaretten mi, yoksa
korkudan mı?...
(*)https://www.chp.org.tr/Haberler/4/miletvekilimiz-sayin-enis-berberoglunun-tutuklanmasi-hakkinda-basin-aciklamasi-60063.aspx
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.