İktidarın meclise taşıdığı yeni yerel yönetimler yasa tasarısı değişik siyasi ve sosyal çevrelerde farklı yorumlara yol açıyor.

Özellikle Ana Muhalefet Partisi CHP ile MHP tasarıya sıcak bakmıyor. MHP genel başkanı ve yöneticileri her fırsatta bu tasarının yasalaşması halinde ülkenin doğu ve güneydoğu bölgelerinde sonuçta bölünmeye yol açacak federasyon yapısının temellerinin atılacağını belirtiyorlar. Yasayı savunanlar Büyükşehir belediyelerinin yetki alanlarının genişletilmesi ve küçük belediyelerin kapatılmasının hizmetin kaliteli verilmesi açısından önemini vurguluyorlar. Belediyeciliğin bir ihtisas işi olduğunu ve küçük beldelerde özellikle sahil beldelerinde sit alanlarının kültürel miraslarının çevrenin çok iyi korunamadığı, planlı yerleşim gerçekleştirilemediği, bu yerlerin Büyükşehir sınırları ve yetkileri kapsamına alınarak bu olumsuzlukların ortadan kaldırılabileceğini savunan bu düşünce sahiplerine katılmak mümkündür. Gerçekten Antalya özelinde bir kısım belde belediyelerinin turizm başta olmak üzere planlı yerleşim, çevrenin korunması, sosyal ve kültürel belediyecilik açısından bir çok olumsuzluk yarattığını görmekteyiz.

Bu yörelerde önceden muhtarlık yapan kişilerin bir anda belediye başkanı seçilmesi, belediyecilik konusunda altyapısı ve yeterli bilgisi olmadan  göreve başlaması, olumsuz örnekleri arttırmıştır. Belediyecilik bir bilgi birikimini ve bu bilgiyi destekleyecek yetişmiş uzman personeli gerektiren bir olgudur.

Siyasal iktidarın her konuda olduğu gibi gündeme getirdiği bir olumlu gelişme, derinlemesine incelendiğinde bizlerin farklı sonuçlara varmamızı sağlamaktadır. Nitekim bu yasayı;

* Israrla talep edilen anayasa değişikliği

* Bu değişiklikte öne çıkarılan başkanlık sistemi

* Buna bağlı federasyon düşüncesi

* Anadilde eğitim

* Yerel yönetimlerin tahsil ettiği vergilerini doğrudan kendilerinin tasarruf etmesi

* Özel idarelerin kaldırılması

* Bir kısım muhtarlıkların kaldırılması

Ve benzeri düşüncelerle birlikte değerlendirdiğimizde amaç farklılığı ortaya çıkmaktadır.

Yasaya BDP nin destek vermesi bu anlamda fikrimizi teyit eder bir durumdur.

Kapatılması düşünülen bir kısım belde belediyesinin açtığı davalar sonucu mahkemelerin vereceği kararlardaki görüş işin hukuki boyutunu ortaya koyacaktır.  Yasanın Anayasaya aykırılığı bu noktada tartışılabilir.  Bu tartışmada Anayasa'ya aykırılık ortaya çıkıp iptal kararı verilse dahi ülkeyi demokratikleştirme adı altında bölme düşüncesinde olanlar önce Anayasa Mahkeme'sindeki hakim yapısını ve daha sonra bu yasanın aykırı bulunduğu Anayasa maddesini değiştirerek sonuç almaya kalkacaklardır.  Geçmişte bunun örnekleri mevcuttur. 

İnsanımızın kendisini yönetenlerle ilgili daha dikkatli ve özenli bir bakışa sahip olması gerektiğinin önemi burada ortaya çıkmaktadır.

Diğer örneklerde olduğu gibi bu yasa hakkında bilgisi veya fikri olmayanların ve en vahimi ilgisi olmayanların bu yasa değişikliği ile yapılacak seçim, seçim tarihi için yapılacak muhtemel referandum, başkanlık sistemi ile ilgili muhtemel referandumda ne kadar belirleyici olabileceğini tahmin etmek herhalde çok güç olmayacaktır.  

Tüm okurlarımın Kurban Bayramı'nı kutluyor ve önümüzdeki Cumhuriyet Bayramı'nın insanlarımıza ülkesine ve Cumhuriyetine sahip çıkma bilinciyle kutlu olmasını diliyorum.

Saygılarımla