
İbrahim Akkaya
Bu kin, bu nefret neden ?
Son yılların en zorlu, en çalkantılı günlerini yaşıyoruz.
Herkes gergin, herkes endişeli, sinirler gergin..
Pek çok nedeni var elbette..
Ekonomik sıkıntı zirve yapmış durumda.
Acı ama gerçek yatağa
aç girenlerin sayısı son dönemde iyice arttı, hatta katlandı.
İşsizlik toplumun en büyük derdi..
Her 4 kişiden birisi
işsiz..
Genç işsizler ordusuna her gün yenileri katılıyor.
Antalya’da olduğu
gibi ülkenin her yerinde hırsızlık, gasp, dolandırıcılık, şiddet, taciz,
mobbing günlük olaylar haline geldi.
Sokaklar artık güvenli değil..
Tehdidin ne zaman nereden geleceği belirsiz..
Bu sıkıntılı kaygı verici sürece bir de referandum kavgası eklendi.
36 gün sonra sandığa
gideceğiz..
Anayasa değişikliği ve başkanlık sistemi için tercih yapacağız..
Yapacağız da ortalık toz duman..
Referandumda hayır oyu vereceklerini söyleyenler ile vermeyi düşünenler resmen baskı altında..
AKP ve MHP, sandıktan
‘evet’ oyu çıkması için asla kabul edilemeyecek eylem ve söylemlerde
bulunuyorlar.
Olayı öyle bir noktaya getirdiler ki ‘hayır’cıları açık açık tehdit ediyorlar..
Tehditle kalsalar iyi, suçlamaların ardı arkası kesilmiyor..
AKP ve MHP sözcüleri, ‘hayır’cılara ‘vatan haini, terörist, çukur, FETÖ’cü, PKK’lı, DEAŞ’lı, DHKP’li, Kandilci’ gibi yakıştırmalarda bulunuyorlar.
Huzurun pamuk ipliğine bağlı olduğu süreçte halkı kamplaştıran, kutuplaştıran, ötekileştiren, ayrıştıran bu yakıştırmalar referanduma 36 gün kala ortamın iyice gerilmesine yol açıyor.
Yani ‘evet’ diyen
vatansever, hayır diyen düşman..
Referandumun propaganda döneminin eşit şartlarda olmadığını söylemeye gerek yok.
Gazete sayfaları, köşe yazıları, televizyon ekranları, ‘evet’ i savunanlara açık, ‘hayır’a kapalı..
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak, bu konuya dikkat çekerek, şunları söylüyor:
“ “Türkiye OHAL koşullarında bir
referanduma zorlanıyor ve bir yandan da halkın doğru bilgilenmesini sağlayacak
özgür tartışma ortamı dinamitleniyor, zehirleniyor. ‘Hayır’ı anlatmak
isteyenlerin toplantıları şiddet içeren müdahalelerle engelleniyor.
Kutuplaşmayla, milleti tehdit ederek sonuç almaya kalkanlar, Türkiye’ye kötülük
yapıyor”
Bununla da
bitmiyor dertler..
Daha vahim
olaylar yaşanıyor..
CHP’nin ‘hayır araçları saldırıya
uğruyor, beton blokların desteği ile prangaya vuruluyor, ‘hayır’ı anlatmak için
yapılmak istenen toplantılar, Olağanüstü Hal gerekçe gösterilerek engelleniyor.
MHP Genel Başkan Adayı Sinan Oğan’a
yönelik saldırı ne kadar çirkinse, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ‘Ülkücü
hiçbir işi yarım bırakmaz’ sözleri de o derece kaygı verici..
AKP ve MHP,
ortamı öylesine gerdiler, ‘hayır’ cephesini düşman gibi gösterdiler ki maskeli,
çember sakallı guruplar 8 Mart’ta kadınlara saldırıyor, kendilerine ‘ülkücü’ diyen bir grup kepaze ‘hayır’ toplantısı basıyor.
Pekala bu kin bu
nefret neden ?
Sandıktan evet’
çıkması için yapılan bu planlı saldırıları düzenleyen, cesaret veren veya
destekleyenler, ülkeyi bir iç savaş ortamına sürüklediklerinin farkında mı ?
İbrahim Akkaya olarak 16 Nisan
referandumunda ‘hayır’ oyu vereceğimi açıklar ve yazarsam, vatan hainimi
olacağım, terörist miyim, mağdurlarından birisi olduğum halde FETÖ’cü müyüm ?
PK’lı mıyım ?, DAEŞ’li miyim ?, DHKP-C’li miyim ? Çukur muyum ?, AKP ve MHP’nin düşmanı mıyım ?
Kandille ilişkin mi var ?, Terörist
miyim ?
Yazık gerçekten
çok yazık..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.