BU KADAR İSRAF HANGİ GELİŞMİŞ ÜLKEDE VAR?

  Yıllarca önce bu köşeden Antalya’nın alt yapısını oluştururken “Galeri Sistem” uygulanmasını ısrarla talep etmiştik. Nedir “Galeri Sistem” : bir yol yapılırken, alt yapısına bir otomobilin rahatça geçebileceği büyüklükte menfez yapılması ve ileride doğacak, yeraltına alınması zorunlu olan her işin bir daha yapılan yol bozulmadan, kazılmadan bu galeriden geçirilmesidir.

         Böylece bir yol, bir kere yapılıyor, bir daha kazılmıyor…

         Biz nasıl yaptık?

         Tam galeri sistemi kamuoyunda kabul ettirmiştik ki, o zamanki belediye başkanı: “ben yağmur suyu drenaj kanallarını ihale ettim, dönemem” dedi. Böylece yağmur suyu kanalları için yolları kazdık. Halen de tamamlanmamış olan kanallar için birinci kez yolları bozduk.

         Daha sonra “Kanalizasyon Sistemi”  zorunlu hale geldiğinden ikinci kez bütün Antalya’yı köstebek yuvasına döndürerek yıllarca ıstırap çektik. Bölüm, bölüm yapılması gereken işi, her yanı kazarak toptan yapmaya kalktığımız için hepimiz burnumuzdan soluduk. O zamanki Belediye Başkanı; önemli ve büyük işleri yaptığı halde neden Belediye Başkanlığını kaybettiğini bir türlü anlayamadı…

         Böylece tüm Antalya yollarını, sokaklarını ikinci kez bir daha kazdık, bir daha yaptık.

         Bu arada Antalya’nın Posta, Telefon, Telgraf (PTT) alt yapısı şehrin gelişmesine yetmediğinden yenilenmesi gerekiyordu. Bunun için Antalya Cadde ve Sokaklarını bir kez daha kazdık, yeniden üçüncü kez yaptık…

         Aradan zaman geçti, doğal gaz geldi, Antalya sokaklarını ve yollarını bir de bunun için kazdık, yeniden yaptık… Böylece aynı yolları dördüncü kez kazdık. Yamalı sokaklarda epeyce çile çektik…

         Bir süre sonra, fiber optik kablolarla, internet yayını yapılması için aynı sokakları kısım, kısım da olsa, şerit şeklinde de olsa bir kez daha kazdık. Bu kabloları geçirdik. Sokaklar yeniden yamalıklı hale geldiler. Bunların tamiri ya da yeniden yapılmasıyla aynı sokakları beşinci kez yapmış olduk.

***

         Önümüzdeki yıllarda; On milyonluk Antalya’nın içme suyunu sağlamak için belki Manavgat Oymapınar Barajından, belki de Karacaören Barajından gelecek içme suyu şebekesini yenilemek gerektiğinde ne yapacağız?

         İçme suyu için bütün kentin sokaklarını yeniden köstebek yuvasına mı çevireceğiz?

         Yoksa daha derinde, büyük “Köstebek Makineleriyle” kanallar açarak mı yeni şebekeyi döşeyeceğiz?

         Böyle ise neden şimdiye kadar bunu yapmadık?

         Ya trafik sorunu? Antalya’nın trafiği için Metro zorunludur. Aksi halde İstanbul gibi, bu yüzden bir gün yaşanmaz hale gelecek.

         Biz hep yazdık, söyledik, haykırdık, “Buraya 5M MİGROS’u yapmayın” dedik, dinlemediniz. Buraya “Stadyum yapmayın, bu yüz dönümlük son araziyi Kent Meydanı yapalım, Antalya’nın kent meydanı yok” dedik, dinlemediniz; “İstemezükçü bunlar” dediniz.

         Şimdi, ismini Arena koyduğunuz stadyumda maç yapıldığında, Meltem Mahallesinin yaşanmaz hale geldiğini görüyorsunuz. Biz hep haklı çıktık. Ancak, Meltem Mahallesi halkını da bu mücadelede yanımızda bulamadık. Çünkü onlara; “evleriniz değerlenecek, değerleri artacak” dediniz.

         Yaşamanın bir ıstırap haline geldiği, mahallede evin değerlense ne yazar, değerlenmesi ne yazar?

         On milyonluk Antalya’ya doğru giderken geleceği nasıl kurtaracağız?

         İlle de yumurta, kapının ağzına geldiğinde mi çare arayacağız?

         Bir yolu beş kez bozup beş kez yapan bir gelişmiş ülke gösteriniz…

***

         Eyyy Amerika!, demiyorum (!).

         Eyyy Avrupa!, demiyorum(!).

         Eyyy iktidar, ne zaman gelecekle ilgili ciddi bir projeni göreceğiz?

         Hep günü kurtarmak ve bunu yaparken yandaşlarını zengin etmek ve işleri seçmenin gözüne sokarak oy avcılığı yapmak için çalışıyorsun…

         Sahi, şu Arena Stadyumundan artan kılçıksız, ballı arsayı kime peşkeş çekeceksiniz, hangi yandaşınıza?...

         Biz neden gelişmiş ülke olamıyoruz?

Birincisi bilim ve aklı bırakıp hurafelerle uğraştığımız için…

İkincisi yöneticilerini yanlış seçen ve kandırılan bir ülkenin başı beladan kurtulmaz…

Üçüncüsü bu kadar israfa dağ dayanmaz…

 

        

        

        

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürkut Acar Arşivi

Yurttaşı enayi yerine koymak

28 Nisan 2021 Çarşamba 19:37

Bu sefer kaçıncı?

26 Nisan 2021 Pazartesi 06:30

Amirallere zulüm

13 Nisan 2021 Salı 06:48

Güvenlik soruşturması

05 Nisan 2021 Pazartesi 06:38

Papalagi

31 Mart 2021 Çarşamba 06:30

Örsan Öymen'e açık mektup!

19 Mart 2021 Cuma 06:38

Bu kaçıncı?

01 Mart 2021 Pazartesi 06:39

AKP'den sonra da Türkiye var olacak

15 Şubat 2021 Pazartesi 06:35