
İbrahim Akkaya
Bizim kuşak çok şansız !
“Herkes, ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal veya başka bir görüş, ulusal veya sosyal köken, mülkiyet, doğuş veya herhangi başka bir ayrım gözetmeksizin bu Bildirge ile ilan olunan bütün haklardan ve bütün özgürlüklerden yararlanabilir. Ayrıca, ister bağımsız olsun, ister vesayet altında veya özerk olmayan ya da başka bir egemenlik kısıtlamasına bağlı ülke yurttaşı olsun, bir kimse hakkında, uyruğunda bulunduğu devlet veya 203 İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ülkenin siyasal, hukuksal veya uluslararası statüsü bakımından hiçbir ayrım gözetilmeyecektir. Yaşamak, özgürlük ve kişi güvenliği herkesin hakkıdır”
Birleşmiş Milletler tarafından 10 Aralık 1948’de ilan edilen ve Türkiye’nin de imzasının bulunduğu ‘İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ bu ifadelerle başlıyor..
Evet bugün 10 Aralık İnsan Hakları Günü..
Son zamanlarda Türkiye’de insan hakları ihlalleri konusunda çarpıcı iddialar ve yorumlar var..
Kimilerine göre Türkiye’de insan hakları ciddi biçimde ihlal ediliyor.
Kimi çevrelere, siyasal iktidara, yandaşlara ve havuz medyasına ise her şey güllük gülistanlık..
Hatta Türkiye’nin özgürlükler ülkesi olduğunu söyleyenler var..
Pekala uluslar arası kuruluşlar insan hakları konusunda bizim için ne düşüyor ?
Uluslararası Af Örgütü, Türkiye’de insan hakları ihlallerinin aylardır süren çatışmalar ile ifade ve basın özgürlüğüne ilişkin kaygılara dikkat çekerek, ciddi biçimde kötüye gittiğini vurguluyor.
AF Örgütü’nün raporuna göre Türkiye’de ifade özgürlüğü ciddi biçimdi zarar görüyor, barışçıl toplanma özgürlüğü hakkı ihlal ediliyor, polisin aşırı güç kullanımı ile gözaltında kötü muamele vakalarında artış söz konusu.
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Kampanya ve Savunuculuk Direktörü Ruhat Sena Akşener ise, basının hükümet tarafından uygulanan eşi benzeri görülmemiş bir baskıyla karşı karşıya kaldığını öne sürüyor.
Akşener’e göre, Terörle Mücadele Kanunu ve hakaret gibi muğlak suçlamalarla tutuklama ve gözaltılar oluyor ve bu kaygı verici durum sosyal medyayı da kapsıyor.
Raporda, şu dikkat çekici ifadelere yer veriliyor :
“Eleştiriye tahammülsüzlük, hükümetin hedef aldığı medya şirketleri ve dijital dağıtım ağlarına yönelik kimliği belirlenemeyen saldırganlar tarafından saldırıya uğrayan gazete ve gazeteciler üzerinden baskı kuruluyor”
Uluslararası Af Örgütü, raporda Türkiye’de yargı bağımsızlığına yönelik ihlallerin 2014’ten 2015’e daha da arttığına dikkat çekerek, hakim ve savcıların siyasi amaçlı atamaları ve yer değişiklikleri zaten bağımsız ve tarafsız olmayan yargıya daha da zarar vererek devam ediyor” ifadelerine yer veriyor.
FETÖ terör örgütünün Türkiye’de tüm kurum ve kuruluşlar gibi yargıyı nasıl perişan ettiğini, ülkeyi nasıl bir uçuruma doğru sürüklediğini düşünürsek yargıya olan güvenin yok olduğunu, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının nasıl ortadan kaldırıldığını daha iyi anlarız.
İşte böylesi bir tabloda 10 Aralık İnsan Hakları Günü’nü kutluyoruz.
Hiç de iyi bir tablo yok karşımızda.
İnsanların kendisini güvenli hissetmeyişi de bir hak ihlali..
Kim ‘İçim rahat, huzurluyum, yarın endişem yok” diyebiliyor ?
Kaç kişi başını yatağa huzur içine koyabiliyor ?
Kaç kişi iş, aş, gelecek kaygısı olmadan yaşayabiliyor ?
Kaçımız ülkenin huzur ve güvenli olduğunu, komşularımızla sıfır sorun yaşadığını iddia edebiliyor ?
Hepimizde bir korku, bir huzursuzluk, her an kötü bir şey olacakmış kaygısı var..
Gerçek şu ki insan hakları konusunda bizim kuşak çok talihsizlikler yaşıyor.
Herkesin haklarının ihlal edilmediği bir ortamda yaşamak en doğal hakkı..
Bizim kuşak bu şansını yitirdi, dileriz bizden sonraki kuşaklar bizim gibi acı çekmez, korkular içinde yaşamaz..
10 Aralık İnsan Hakları Günü yine de kutlu olsun..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.