Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “ At izi it izine karıştı’ demişti.

Yerden göğe kadar haklı..

Gerçekten de izler çok karıştı..

Bir garip olduk..

Şiddet, taciz, saçma sapan, abuk subuk açıklamalar toplumu fena gerdi.

Herkes patlamaya hazır bomba gibi..

Toplumu derinden yaralayan terör ise bitmek bilmiyor, tersine artıyor.

Acıdır şehit haberlerini kanıksar olduk..

Yandaş basın ise her şey güllük gülistanlık havasını yaratmak için çabalayıp duruyor..

10 canımız gidiyor, yandaş basında bu haber iki sütuna düşüyor.

Haberi hiç vermeyen gazeteler de var..

Böylesine sıkıntılı dönemde sorunlar bitmediği gibi bazı kendini bilmezlerin asla kabul edilemez açıklamaları gerginliği tırmandırıyor.

Bir müdür bozuntusu çıkıyor İstiklal Marşı’ndan sonra ‘Andımız’ı okumak isteyen öğrencilere ağza alınmadık hakaretler yağdırıyor.

Okulunu ‘Dingo’nun Ahırı’na benzeten bu müdür müsveddesi öğrencilere hakaret ettiği gibi “Kimden talimat aldınız” saçmalığı ile adres göstermeye çalışıyor.

Bir başka müdür bozuntusu ise Diyanet İşleri Başkanı’nın yerine fetva veriyor.

Diyor ki :

“ Bir kadın evinden süslenip çıkıp evine dönene kadar kaç erkeğin şehvetini tahrik etmişse o kadar erkekle zina yapmış gibidir”

Bu nasıl eğitimci ?

Bu adam nasıl gelecek nesilleri sağlıklı yetiştirebilir ?

Daha da vahimi bu garip adamların, bu edepsizlerin, bu densizlerin iktidar tarafından korunması, kollanması, sırtının sıvazlanması..

İstanbul’da şort giydi diye hemşire Ayşegül Terzi’ye uçan tekme atan adama arka çıkılıyor, kahraman muamelesi yapılmak isteniyor.

Sizi bilmem ama ben çok kaygılıyım.

Antalya’da bu ve benzeri olayların patlak vermesinden endişeliyim.

Özellikle be toplu ulaşım araçlarından yana kuşkularım var..

Birisi çıkıyor şoföre şemsiye ile saldırıyor..

Diğeri şoförü bıçaklıyor..

Bir başkası ‘otobüsteki uçan tekmeyi unutmayın’ tehdidinde bulunuyor.

At izi çoktan it izine karıştı..

Herkes kafasına ne eserse onu yapıyor..

En korkutucu olan ise bazı ruh hastalarının kendisini savcı hakim yerine koyarak cezayı kesme hakkını kullanma cüretini göstermesi..

İşe ve eve toplu ulaşım aracıyla gidiyorum..

Herkes sinmiş, kabuğuna çekilmiş halde..

Etrafına bakma cesareti bile yok..

Yolcularla araç sürücüsü arasında yaşanan tartışmayı bile yatıştırma çabasına girmiyor insanlar, kötü bir şey olacakmış korkusu herkesi bezdirmiş..

Tablo bu kadar olumsuz isen Antalya sokaklarında bela arayan tipler kol geziyor.

Gruplar halinde sokakları arşınlayan bu kişiler olay çıkarmak, birilerine çatmak için fırsat kolluyor adeta..

Biz neden böyle olduk ?

Bu hale nasıl geldik ?

Kimler ayarımızı bozdu ?

Bu psikolojiden nasıl çıkarız ?

Birbirimizle nasıl barışırız ?

Bu sorulara kafa yormamız lazım..

Antalya’nın kanaat önderleri el atmaları bu zorlu sürece..

Yarın geç olmadan..