
İbrahim Akkaya
Biz bu filmi gördük !
Türkiye’nin orman varlığı açısından lider İli durumunda olan Antalya’da son yıllarda meydana gelen yangınlarda kaybımız çok büyük oldu.
Yapıla araştırmalar orman yangınlarının önemli bir bölümünün insan odaklı olduğunu ortaya koyuyor..
Bu da ormanların vahşice yakıldığını bize gösteriyor..
Sizi bilmem ama ben Kumluca, Adrasan, Olimpos yangınlarının kasıtlı olarak çıkarıldığını düşünüyorum..
Koruma altına olan bu alanları imara açmak gibi çok kirli bir anlayışın sahibi olanlar ya da sonların yönlendirdiği kişilerin ormanı kundakladığına inanıyorum.
Bir de siyasi yönü var orman yangınlarının..
Akdeniz ve Ege bölgelerindeki orman yangınlarını bölücü örgüt PKK’nın maşalarının çıkarıldığı öngörüleri vardı..
15 Temmuz darbe girişimi sonrasında orman yangılarını PETÖ’cülerin de başlattığı
İddiaları ortaya atılıyor, elbette doğrulanmamış bilgile bunlar..
Yüreklerimizi yakan Kumluca, Adrasan, Olimpos yangınlarında tam 300 hektarlık bir alan kül oldu..
Bu cinayetten kimler karşı çıktı, kimler rant elde etti bilemeyiz..
İşte bu noktada yanan ormanlık alanların ağaçlandırılması talebinin kampanyaya dönüştüğü bir gelişmeden söz etmek istiyorum..
Ayakta alkışladığım bir kampanya başlatıldı sosyal medyada..
“Otel yapmayın, villa yapmayın ağaçlandırın’ kampanyanın adı..
Dün akşama kadar 15 bin 289 kişi imzası ile destek verdi bu kampanyaya..
İmza platformu change.org'da kampanyanın amacı şöyle açıklanıyor :
"Adrasan, Kumluca ve Olimpos'ta yangınlardan dolayı tahrip olan ağaçlık alanların Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından kamuoyuna şeffaf bir şekilde sunulmasını ve bu yangınlarda tahrip olan bölgelerin yine ilgili makam tarafından en kısa sürede ağaçlandırılıp koruma altına alınacağının teminatını talep ediyoruz"
Dileriz yetkililerin “Yanan araçlar kesinlikle ima açılmayacak, mutlaka ağaçlandırılacak. Bu konuda kimsenin en ufak bir şüphesi olmasın” açıklamaları lafta kalmaz..
Çünkü biz bu filmi önceleri de gördük..
Çok değerli orman alanları yandı, yetkililer, kamuoyunun gazını almak adına süslü açıklamalar yaptılar..
Yanan orman alanlarının ağaçlandırılacağını, rant amaçlı planlamalar söz konusu olmadığını söylediler, garanti de verdiler..
Aradan zaman geçti, verilen sözler unutuldu, yanan-yakılan alanlar imara açıldı..
Antalya’nın dört bir tarafını çevreleyen, kentin iklimini bile değiştiren dev beton bloklar bu sözlerin yerine getirilmeyişi sonucu dikildi.
Antalya’nın ‘beton şehir’e dönüşmesinde kuşkusuz en büyük etken orman varlığının pis ellerin marifetiyle yok edilmesi, kazançlarını her şeyin üstünde tutan, üretimi askıya alıp kolay yoldan para kazanmak için inşaat işine soyunan büyük şirketlerin akıllı evlerinin payı büyük..
Antalya orman alanlarının hızla yol edilmesi, ranta kurban verilmesi nedeniyle giderek yaşanması zor bir kent haline geliyor..
Ormanların, yeşil dokunun azalması, betonun öncelikli tercih olması yüzünden Antalya artık nefes alamıyor..
Antalya’nın kendine has rüzgarlarından artık eser yok..
Bu gidişe dur denmezse, belediye meclisleri, çamaşır değiştirir gibi imar planlarını talepçinin istekleri doğrultusunda değiştirmeye devam ederse Antalya, Antalya olmaktan çıkar..
Herkes aklını başına almalı..
Bunları niçin mi söylüyorum ?
Hükümetin 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında ülkeyi ve Antalya’yı çok değiştirmesi beklenen uygulamalar için torba yasalar, kanun hükmünde kararnameler çıkarma uğraşını sürdürdüğü için..
Olağanüstü durumdan olağanüstü işler çıkması endişesi var toplumda..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.