Dün sessiz bir eylem gerçekleşti Antalya’da..

Sivil Toplum Örgütleri ile iş dünyası çağrılı oldukları halde ‘Antalya Yüksek İstişare Konseyi’nin ilk toplantısına katılmadılar.

Katılmama nedeni ise Konsey’in başkanlığına Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği’nden(ANSİAD)ihraç edilen işadamı Muharrem Koç’un getirilmiş olmasıydı..

Antalya açısından önemli bir oluşumda aslında konsey..

Antalya Valisi Muammer Türker ve Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’i imzasıyla oluşturulan ‘Antalya Yüksek İstişare Konseyi’nin hedefleri de büyük tutulmuştu.

Konsey, sürdürülebilir kalkınma anlayışıyla Antalya’nın küresel vizyonuna ışık tutacaktı..

Kentin sosyo- ekonomik ve sektörel sorunlarına çözüm önerileri üretecekti..

Bunun için de büyük yatırımları ele alacaktı..

Daha da önemlisi kentlilik bilinci sosyal dayanışmanın gelişmesi için çaba harcayacaktı..

Ayrıca sivil toplumla yakın ilişkiler kurarak katılımcı yönetim anlayışının güçlenmesine çalışacaktı..

Konsey, yerel yönetimler ile sivil toplum kuruluşları arasında koordinasyonu güçlendirecek ve fikir birliği sağlayacaktı.

Konseye 28 kuruluş ile 30 işadamı davet edilmişti..

Çağrılı işadamlarının önemli bir bölümünün AKP’ye yakın, hatta AKP üyesi  isimlerden oluştuğunu da söylemek gerekli..

Şimdi gelelim asıl meseleye..

Antalya Valiliği, şehirde bulunan sivil toplum kuruluşlarını bir araya getirerek ortak akıl toplantıları yapacağı bir konsey oluşturdu.

Konsey başkanlığına ise işadamı Muharrem Koç’un getirildiği bildirildi.

Koç’un konsey başkanı olarak açıklanmasıyla kızılca kıyamet koptu..

Koç, Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği’nden(ANSİAD) ihraç edilmişti.

Koç’un ihraç nedenleri arasında derneğin şeref ve haysiyetini rencide edici fillerde bulunmak, üyeler arasında huzursuzluk yaratmak, yönetim kuruluna hakaret etmek gibi nedenler bulunuyordu.,.

Haklı olarak ANSİAD Başkanı Ali Eroğlu, isyan bayrağını açtı:

Eroğlu, konseyin başına getirilen Muharrem Koç’un geçmişte kendi üyeleri olduğu, ancak yönetim kurlu kararıyla üyeliğine son verildiğini vurgulayarak, tepkisini şu sözlerle göstermişti :

“ANSİAD üyelerinin ve yönetim kurulu olarak böyle bir kişinin yönetimine tevdi edilmiş bir konseyde bulunmayı çok doğru bulmadığımızın bilinmesini isteriz”

Bir diğer tepki de Antalya Barosu Başkanı Alper Tunga Bacanlı’dan gelmişti.

Bacanlı, şu açıklamayı yapmıştı :

“Konsey başkanlığını iş adamı Muharrem Koç’un 2 yıl süreyle yürütmesinin kararlaştırıldığı bildirilmiştir. Antalya Barosu’nun şehir ve ülke meselelerine duyarlılığı Valilik Makamının malumudur. İnsan hakları, kadın ve çocuk hakları, çevre, imar meseleleri başta olmak üzere şehrimizin tüm sorunlarına büyük bir azim ve kararlılıkla sahip çıkmaya devam etmek arzusundayız. Ancak böylesi geniş yelpazeye dayanan yüksek kurulun başına, hiçbir kurum ile istişare edilmeden, bir iş adamının getirilmesini doğru bulmadığımızı, bu amaçla kurulan bir konseye, ancak Antalya valisi yahut görevlendireceği bir vali yardımcısının başkanlık etmesi halinde katılacağımızı ve katkı koyacağımızı bildiririz”

İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Cem Oğuz ise konsey başkanlığının ölü doğduğu görüşünde olduğunu bildirmişti.

Cem Oğuz’un görüşleri şu şekilde :

“Bir iş adamının konseye başkan olarak atanmasının doğru değil. Anladığım kadarıyla bu kurulda sivil toplum örgütleri, meslek kuruluşlarının tamamı yer alacak. Bu konsey gibi bir şey, bu kurulunca başkanlığını ya vali yapar ya da belediye başkanı yapar, onların dışında birinin atanması yanlış. Yani kim atıyor, niye atıyor? Böyle bir atama yapıldıysa biz de tepki koyarız. Konseye kimin başkanlık yapacağını ancak oraya gelen sivil toplum kuruluşları, meslek odaları kurum ve kuruluşlar arasında bir aday çıkarılarak seçilmesinin daha demokratik olacağını düşünüyorum. Benim düşüncemi almadan bu başkan diyorlar. Başkan ölü doğmuş”