
İbrahim Akkaya
Antalya’ya yakışmayan işler
Antalya’da garip şeyler oluyor son günlerde.
Önce 3 lise öğrencisini bildiri dağıttılar diye okuldan attılar.
3 gencin suçu 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü için bildiri dağıtmak.
Polis gözaltına alıp bıraktı Onur Girginer, Fecri Ataseven ve Seyit Cem Çakmak’ı.
Karatay Lisesi’nde okuyan 3 genç ve yakınları olay kapandı diye sevindiler.
Ancak Kepez Milli Eğitim Müdürlüğü bırakmadı olayın peşini.
Disiplin Kurulu toplanıp 3 fidanı ‘siyasi örgütler adına bildiri dağıtmak ve düzenlenmiş eylemlere katılmak’ suçundan okuldan atılmalarına karar verdi.
Suçları Deniz Gezmiş ve Che Guevara’nın fotoğrafları bulunan bildiriyi dağıtmaktı..
Bununla da bitmedi gariplikler..
Antalya Milli Eğitim Müdürlüğü okuldan atılma olayına kamuoyu tepkili yaklaşınca, 3 gencin okuldan uzaklaştırılmasının yasaya uygun olduğunu açıklayarak savunma yaptı kendince.
Ardından da 3 gencin başka liselere yönlendirildiği, böylece eğitimlerini sürdürmelerinin sağlandığı vurgulandı..
Helal olsun size !
Vatan size minnettar !
İkinci olay da çok garip..
Önceki gün Orman Bölge Müdürlüğü yerleşkesi içerisinde bulunan Yeşil Balon Çocuk Yuvası örgüt evini basar gibi tahliye edildi..
Görüntüler kabul edilir gibi değil..
Minicik çocuklar büyük korku içinde onları sığındıkları sınıflardan silahlı orman muhafaza memurları zorla çıkarıyor..
Oysa yuva Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı olarak tam 10 yıldır hizmet veriyor..
Bürokrasi hazretleri yuvayı tahliye etme kararı almış..
Nedeni de yuvanın bulunduğu alana yemekhane ve sosyal tesis yapma kararının alınması..
Tahliyeye yuvanın işletmecisi ve veliler direnç gösterdiler.
İmza kampanyası ile seslerini duyurmaya çalıştılar..
Ama sağır sultanlar oralı bile olmadı..
Kamu kurumları hiçbir dönemde böylesine baskıcı bir yönetim anlayışı benimsememişti.
Orman işletmesi önünde daha önce de özellikle üniversite öğrencilerinin barındığı misafirhaneyi tahliye etmek için yangın çıkarıldığı iddiaları da konuşulmuştu..
Okurlarımızdan zaman zaman ‘Hep sorunları, sıkıntıları yazıyor, hep muhalefet ediyorsunuz, Antalya da hiç mi iyi bir şey olmuyor mu ? “ şeklinde mesajlar alırız..
Elbette iyi şeyler olunca yazarız, alkışlarız ve destekleriz.
Ancak böylesine skandal olaylar yaşanan bir kentte iyi şeylerin fazla değeri kalmıyor..
Bir başka kötü örnek..
Hatta bir vahşetin belgesi..
Duacı Köyü’nde bulunan eğitim merkezine sahipleri tarafından bakılması veya tedavilerinin yapılması için bırakılan ve ücretleri de takır takır ödenen köpeklere dayaklı eğitim verildiği basına yansıdı..
Antalya gibi sadece Türkiye’nin değil, Avrupa’nın, hatta dünyanın gözünün üstünde olduğu bir kentte bu olaylar olurken, görmezlikten gelip, pembe tablo çizmek olanaklı mı ?
Sıkça yazarım ‘ Antalya sahipsiz bir kent’ diye birileri çok kızar, hatta kimi yerlere beni şikayet eder.
Kervan yürür, bundan sonra da yürüyeceğinden kimsenin kuşkusu olmasın..
Başta da ispiyoncu takımı..
Tüm bunlar olurken Antalya sözde akil insanları ağırladı..
Antalya’da protesto ve tepkilerden çekindikleri için 7 yıldızlı Mardan Oteli’nde konakladı atanmış akiller..
İnanılmaz bir koruma ordusu vardı arkalarında..
Anadolu Park’ta düzenlenen “Antalyalı ne diyor ?” toplantısına tepkilerden ürktükleri için arka kapıdan girmek zorunda kala akilleri protesto için gelen gurubun iki katı polisin olması dikkat çekiciydi.
Sivil polisler hariç.
Akillerin Valiliği ziyareti öncesinde ise yolun trafiğe kapatılması ve vatandaşların polis marifetiyle Cumhuriyet Meydanı’ndan uzaklaştırılması ise ibret vericiydi.
Devletin vatandaşından korktuğunun en belirgin örnekleriydi bunlar..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.