
İbrahim Akkaya
Antalya’nın gelecek kaygısı
Pazarların özelleştirilmesi ile ilgili çalışmaların son aşamaya geldiği, Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan Bütçe Komisyonu’nda benimsendiği de bildiriliyor.
Pazarcılar, doğal olarak endişeli, kiraların artacağını, gelirlerinin büyük ölçüde düşeceğini, eve ekmek götürmekte daha da zorlanacaklarını düşünüyorlar.
Esnaf kuruluşları da özelleştirme girişimlerine tepkili..
Onlara göre pazaryerleri alış veriş merkezlerine dönüşecek.
Esnaf temsilcileri tepkili.
Diyorlar ki, “Pazaryeri diye 3 katlı mekanlar yapılıyor, buraların parası pazarcıdan alınıyor. AVM benzeri bir sistem”
Yani özel pazaryerleri kurulacak.
Fiyatların nasıl şaha kalkacağını varın siz kestirin.
Pazaryerlerinin özelleştirilerek özel sektöre devrinin düşünüldüğü de ileri sürülüyor.
Olayı Antalya özeline indirgediğimizde pazarlar konusunda büyük sıkıntılar yaşandığı bilinen bir gerçek..
Esnaf temsilcileri çok katlı pazarların yapılmasına yönelik tepkilerinin adresi olarak belediyelere gösterseler de, belediyelerin sokak pazarları gibi Antalya’ya yakışmayan ve hijyeni yok sayan uygulamaları ortadan kaldırmayı amaçladıkları da biliniyor.
Antalya’da sokak pazarlarına vatandaş da karşı çıkıyor..
Çünkü alt yapısız olarak kurulan pazarlarda çevre kirliliği ötesinde pazarcı esnafının olumsuz tavırları kent sakinlerini doğal olarak rahatsız ediyor.
Antalya’da vatandaşların yargıya başvurarak bazı pazarların kurulmasını engelledikleri de herkesçe biliniyor.
Sıkıntılar ortaya çıkınca gözler belediyelere dönüyor.
Belediyeler, bir yandan vatandaşın taleplerini, diğer yandan da şikayetlerini değerlendirmek durumunda kalınca çözüme ulaşmaları da zorlaşıyor.
Pazarcılar Odası ile pazarcılar arasında yaşanan sıkıntılar ise giderek huzursuzluğu artırıyor.
Pazaryerinin özelleştirilmesi durumunda ortaya nasıl bir tablo çıkar şimdilik kestirmek güç.
Ancak pazaryerleri konusunun mutlaka kalıcı bir çözüme ulaştırılması gerektiği de yadsınamaz bir gerçek..
Antalya, özelleştirme uygulamalarından yana oldukça dertli..
Kentin ve ülkenin önemli bir döviz kapısı olan Ferrokrom Fabrikası’nın özelleştirilmesiyle başlayan furya, Dokuma Fabrikası ve Tekel binasıyla ile devam etti.
Özelleştirme ile Antalya’nın elinden alınan son kamu alanı ise Adnan Menderes Bulvarı’nda Andızlı Mezarlığı’nın karşısında bulunan eski Tekel Deposu oldu..
Özelleştirme İdaresi, Muratpaşa Kaymakamlığı binasının yapılması istenen, bu nedenle son olarak develi bir eylem de yapılan bu alanı sessiz sedasız ihale yoluyla sattı..
Burada kısa adı AVM olan büyük bir alış veriş merkezinin yapılacağı da kamuoyunda konuşuluyor.
Bu satışın ilginç yönü ise Özelleştirme İdaresi’nin Antalya’nın bu çok değerli alanını kime sattığını, kaça sattığını gizlemiş olması.
Görüldüğü gibi her taşın altından AVM’ler çıkıyor.
Yapılan her AVM yüzlerce esnafın iflasına yol açıyor.
Antalya’nın dinamikleri esnaf kuruluşları işin ciddiyetini henüz kavrayamamış olsa da Konuksever Mahallesi’nde yapımı planlanan ve Antalya’nın hatta Türkiye’nin en büyüğü olacağı söylenen AVM’ye karşı direnişlerini sürdürüyor.
Bu AVM için ilk kıvılcım CHP’li İl Genel Meclisi Üyesi Songül Başkaya’dan geldi, ardından Muratpaşa Belediyesi ve Muratpaşa Belediye Başkanı Süleyman Evcilmen, yürütmenin durdurulması için dava açtılar..
Mimarlar Odası Antalya Şubesi’de Konuksever’deki AVM için yargı yolunu seçti.
Şehir Plancıları Odası Antalya Şubesi’de planlamanın hukuksuz olduğu görüşünü açıkladı ve yürütmenin durdurulması için dava açacağını bildirdi.
Tüm bunlar olurken, başta esnaf kuruluşları olmak üzere kimi kişi ve kuruluşlardan, ayrıca planlama konusunda haklarında iddiaya atılan, hatta suçlamalarda bulunanlardan ses çıkmadı.
Görüldüğü gibi Antalya’nın dinamikleri kentin kaynaklarının ranta dönüştürülmesi için çaba gösterirken, onlara destek olan, omuz verenlerin sayısı bir hayli az..
Bu da Antalya’nın geleceği açısından kaygı verici bir durum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.