
İbrahim Akkaya
Antalya kaçış başladı
Antalya’yı terk edenlerin birinci tercihi İzmir.
Neden mi kaçıyorlar ?
Antalya Antalya olmaktan çıktığı için.
Bir zamanlar herkesin rüyalarını süsleyen ve yaşanabilir kentler arasında ilk sıralarda gösterilen Antalya çarpık yapılaşmanın, hızlı betonlaşmanın ve sağlıksız nüfus artışı ve büyümenin sancılarını çeken bir kent haline geldi.
Beton kent oldu Antalya..
Nefes almak güçleştiği gibi gürültü kirliliği de hat safhaya ulaştı..
Trafik derseniz tam bir rezalet..
Trafik pik saatlerde kilitleniyor.
Yayalar için durum daha da vahim.
Yaya kaldırımları kentin pek çok yerine otopark olarak kullanılıyor..
Bu olumsuzluğa yetkililer seyirci kalmakta ısrar ediyor.
Bir zamanlar Türkiye’nin en huzurlu kenti olarak anılan Antalya’da sokaklar, parklar, insan yoğunluğunun olduğu bölgelerde tartışma, kavga eksik olmuyor..
Bir de madde bağımlığı sorunu var ki en büyük dert..
‘Torbacı’ denilen tipler hemen her yerde faaliyette..
Okullar ve çevresi bu tiplerin adeta mekanı gibi..
Parklar derseniz özellikle akşamları korku filmlerini aratmayan görüntülere bürünüyor.
Herkes tedirgin, köktü bir şey olacakmış hissi ile yaşamak zorunda kalıyorlar.
Toplu ulaşım araçları ise evlere şenlik.
Otorite yok olmuş, saygısızlık diz boyu..
Herkes kafasına göre takılıyor.
Hakkını arayan, yanlışları ikaz eden vatandaşa düşman gibi davranıyor sürücüler..
Onların belalısı ise madde bağımlıları ile ‘süreç’ denilen bölücü örgütle müzakerelerin şımarttığı bazı arsızlar.
Haklı olarak ürküyor sürücüler, yolcular da tedirginlik içinde izliyor bu durumu..
Antalya’nın kamburu AVM’lerde ise iğne atsan yere düşmez bir görüntü söz konusu günün her saatinde.
Onlar da alış verişi cazip kılmak, vatandaşın cüzdanına ortak olmak için ışıltımı kampanyalar düzenliyor..
Huzur olmayınca haklı olarak Antalya’dan gidiyor insanlar.
Elektrik kesintileri hayatın bir parçası haline geldi..
Özelleştirmeden elektrik işini kapatan AKP’den torpilli firma şikayetlere kulağını tıkıyor, kazancına kazanç katmak adına işi yokuşa sürüyor, baskı ile yeni sözleşme imzalatarak, siyasal iktidarın bayıldığı fişleme harekatına katkıda bulunuyor.
Akşam sabah havalar soğuyacak, devreye AKP’nin ‘seçim kömürü’ girecek.
Antalya’nın havası da devlet eliyle kirlenecek..
Antalya’da artık meltemden eser rüzgar da yok, Antalyalıların ‘Manavgat’ dediği hava akımı da yok..
Eskiden mavinin ve yeşilin tüm tonlarını sunan Antalya’da artık portakal çiçeği kokularını da bulmak olanaksız.
Sanayici bile işini bırakıp, inşaat ve AVM işine el attı..
Herkes kısa yoldan para kazanmayı düşünüyor, kimsenin aklına Antalya’nın geleceğini garanti altına almak, bizden sonraki kuşaklara daha az hırpalanmış örselenmiş, yağmalanmış bir Antalya bırakmak gelmiyor..
Varsa yoksa para..
Rant Antalya’nın diğer adı oldu adeta..
Gidiş kötü gidiş, bu kötü gidiş, Antalya’nın en önemli iki sektörü olan turizmi ve tarımı ciddi biçimde tehdit ediyor.
Seyirci kalmaya devam edersek, rantçılar istedikleri gibi at koşturmaya devam ederlerse Antalya’yı kaybederiz..
.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.