Ayrıca, kadınların genellikle daha düşük ücretli işlerde çalıştığı ve istihdam güvencesi olmayan işlerde çalışma eğiliminde oldukları göz önüne alındığında, kadınlar erkeklerden daha yoksul olma eğilimindedir. Ülkemizde kadınlar, yaşları ve meslekleri ne olursa olsun, her geçen gün biraz daha çaresizlik içinde hayatlarının farklı alanlarında yoksullukla mücadele etmek zorunda kalıyor.

Genel anlamda bakıldığında kadın yoksulluğunun birçok nedeni vardır. 10 Martta Prof. Dr. Fulya Sarvan’nın proje yürütücülüğünü yapmış olduğu  “Kadın Yoksulluğu Çalıştayında” kadın yoksulluğu konusuna farklı perspektiflerden bakılarak çözüm yolları aranmıştır. Ülkemizde pandemi süreciyle kadın yoksulluğu konusu önemini daha da arttırmışken, 6 Şubat depreminden sonra tablo daha da kötü bir hal almıştır. Çalıştay kapsamında, kadın yoksulluğunu çok yönlü bir şekilde tartışmak amacıyla akademisyenler, ilgili sivil toplum kuruluşları, yerel yönetim temsilcileri, kamu kurumları temsilcileri bir araya gelerek, durum tespiti yapıp, proje fikirleri geliştirilmiştir.

ATSO Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen çalıştay, Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Antalya Şubesi, Akdeniz Üniversitesi Kadın Çalışmaları ve Toplumsal Cinsiyet Araştırma ve Uygulama Merkezi ile TOBB Antalya Kadın Girişimciler Kurulu'nun bir araya gelerek oluşturdukları farklı konulardaki yuvarlak masa çalışmaları oldukça dikkat çekiciydi. Çalıştay kapsamında oluşturulan yuvarlak masa çalışmaları konu başlıkları; Yaşlı Kadın Yoksulluğu, İşçi Kadın Yoksulluğu, İstihdam Dışı Kadın Yoksulluğu, Ev Eksenli Üreten/Kooperatifçi Kadın Yoksulluğu, Yabancı/ Göçmen Kadın Yoksulluğu, Anne- Çocuk/Boşanmış Kadın Yoksulluğu, Çiftçi/ Kırsal Kadın Yoksulluğu, Engelli/ Engelli ve Hasta Bakımı Yapan Kadın Yoksulluğu, Öğrenim Gören/Öğrenim Dışı Genç Kadın Yoksulluğu, Tutuklu/Hükümlü Kadın Yoksulluğu.

Kadın Yoksulluğu Çalıştayının, kadın yoksulluğu konusunda farkındalığı artırmak, bu sorunu ele almak ve çözüm önerileri geliştirmek için önemli bir adım olduğunu düşünüyorum. Kadınların ekonomik ve sosyal hayatta daha eşit koşullara kavuşması için farkındalık oluşturmak ve bu konuda çalışmalar yapmak, toplumsal cinsiyet eşitliği yolunda önemli bir adımdır. Bu tür çalıştaylar, kadınların toplumsal, ekonomik ve siyasal hayatta daha fazla güçlenmesine ve katılımcı olmasına yardımcı olmaktadır.

Kadın yoksulluğu bir toplumsal hastalık diyebiliriz ve çözümü için de bireysel çabalar yeterli değildir. Toplumsal cinsiyet eşitliği için daha fazla çalışmaya ihtiyacımız var. Cinsiyet ayrımcılığına son verilmesi, kadınların iş hayatında kariyer fırsatlarına erişebilmesi, çocuk sahibi olan kadınların iş hayatına geri dönebilmeleri için desteklenmeleri, ev işlerinin paylaşımında erkeklerin daha aktif olması gibi adımların atılması gerekiyor. Kadın yoksulluğu sorununu çözmek için toplumsal düzeyde bir değişim ve destek gerekiyor…