İnsanlar ölüyor..

Her gün onlarca şehit haberi geliyor..

Sokağa çıkma yasağı var..

Aylardır evlerine hapis insanlar var..

Sosyal ihtiyaçları bırakın, temel ihtiyaçlarını bile karşılayamıyor insanlar.

Bir de çocukları düşünün..

Silahların gölgesinde, bomba tehditleri altında hayatta kalmaya çalışıyorlar..

Doğu ve Güneydoğu da neler olduğunu kimse bilmiyor.

Yayın yasağı var..

Böylesine bir süreçte dün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ydü,..

Biz ‘kutlamıyoruz’ desek de birileri yine susmadı, yine basın özgürlüğü adına nutuk attı..

Bir iktidar düşünün ki ülkenin doğusunda neler olup bittiğini saklıyor halkından..

Doğu’da kan gövdeyi görürken, AKP vekillerini ve eşlerini Afyonkarahisar’da kampa alıyor..

Sur’da, Silopi’de İdil’de diğer yerleşim biriminde insanlar ölürken, AKP’liler cümbür cemaat ‘Ertuğrul 1890 ‘ filmini izliyor..

Pekala ülkede bunlar olurken muhalefet ne yapıyor ?

Gerçek şu ki Türkiye’de ciddi bir muhalefet sorunu var..

HDP’ye artık bir siyasi parti gözüyle bakmak mümkün değil..

Terör örgütü ile bebek katili arasında kalan HDP’nin bu aşamadan sonra söz sahibi olması, yasama görevini yerine getirmesi olanaksız..

Geriye CHP ile MHP kalıyor..

Onlardan da umut yok..

Neden mi ?

Sürekli kan kaybeden, tabanını AKP’ye kaptıran MHP’de olağanüstü kurultay çağrıları sonuçsuz kaldı..

‘Hayır’cı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, muhaliflerin yeterli imzayı toplamalarına rağmen Kızılcahamam kampında, “ MHP’nin kongre süreci 18 Mart 2018 tarihinde olacaktır’”dedi..

Yani MHP  vitrini yenilemeyi reddediyor..

AKP’ye koltuk değneği olmaya devam edeceğinin sinyalini veriyor Bahçeli.

MHP yüzde 13-23 bandında olan oy oranına razı, iktidar olma gibi bir derdi yok, tabanın ve Antalya öncelikli  olmak üzere partinin ağır toplarının olağanüstü kurultay taleplerine ise kayıtsız..

MHP, ümitsiz bir görüntü çizerken, ana muhalefet partisi farklı mı ?

5 gün sonra büyük kurultayı yapacak olan CHP’de yaprak kımıldamıyor..

Taban umutsuz, kurultay delegeleri heyecansız..

Türkiye’ye çok partili hayatı kazandıran CHP’de kongre süreci ‘küçük olsun benim olsun, muhalefet yok olsun, sesini çıkaran sandığa gömülsün’ politikası ile geçiştirildi.

CHP’de samimi olarak görev yapmak isteyenlere fırsat tanınmadı..

Liste oyunları ile mevcut yönetime biat etmeyenler elemine edildi..

Kapalı kapılar ardında kirli pazarlıklar oldu..

‘Anahtar liste ustaları’ tüm maharetlerini ortaya koydular.

CHP’de siyasi nezaket kongre sürecinde rafa kaldırıldı..

Sonuç olarak CHP ve MHP de koltuk kavgası dışında bir hareket gözlenmedi.

16-17 Ocak günlerinde yapılacak kurultayı ve 18 Mart 2018’ de yapılacak MHP kurultayı ‘sen-ben-bizim oğlan’ anlayışı ile yapılacak..

Ufukta AKP’yi zorlayacak, AKP’nin 2023 hedefini önleyecek bir işaret görünmüyor..

2019 yılı hepimiz için kader niteliğinde..

2019’da Türkiye tarihinde ilk kez vatandaşın önüne 3 sandık birden konacak..

Genel, yerel ve şimdiki adı ‘Cumhurbaşkanlığı’ olan köşk seçimi yapılacak..

CHP ve MHP derlenip toparlanmaz, halkın ümidi olamazsa AKP, 2019’da bu 3 seçimi de kazanırsa Türkiye’de rejim değişimi ciddi anlamda gündeme gelir..

Böyle bir duruma şimdi koltuk kaygısı dışında ülke sorunlarına kayıtsız kalan CHP ve MHP halka hesap veremez..

Bizden söylemesi..