Adeta sırat köprüsünden geçiyoruz.

Toplumda inanılmaz bir moral çöküntüsü, umutsuzluk var.

Devlet kurumları kuşatılmış durumda..

Kamu görevlileri 10 yılı aşkın süredir iki seçenekten birisini benimsemek zorunda bırakıldı.

Ya AKP iktidarına biat edeceksin, ya da cemaatin şemsiyesi altına gireceksin.

Antalya ile birlikte ülkenin kaynakları yandaşlara paylaştırdılar yıllarca..

Türk Silahlı Kuvvetleri’ni tasfiye ettiler, yargıyı ele geçirdiler, yatırımcı kurum ve kuruluşları siyasi iktidarın birer şubesine dönüştürdüler.

Polis devleti olduk bu süreçte.

Korku imparatorluğu yaratıldı..

Düşünen, konuşan, hakkını arayan demir parmaklıkların arkasına gönderildi.

Başkalarını kıskandıran bu müthiş ülke 11 yılda dönüştü, öyle bir dönüştü ki, dönüştürenler gelinen noktada birbirlerini yemeye başladılar.

Türkiye’nin adeta genleriyle oynadılar. 

Bir gecede çıktı torba yasalar.

ABD’nin bize biçtiği ‘Ilımlı İslam’ modeli bile geride bırakan çağ dışı uygulamalar ile Arap ülkelerini bile geride bıraktık.

‘Hedef 2023’ sloganı aslında AKP’nin Cumhuriyet rejimini yıkma planının en önemli aşaması olarak kabul ediliyor.

İşte bu noktada Türkiye Cumhuriyeti’nin güvencesinin onu kuran Cumhuriyet Halk Partisi olduğunu her yaştan ve düşünceden vatandaş kabul etti..

CHP’ye yaklaşan yerel seçimler öncesindeki ilgi ve destek bunun ne net kanıtı..

30 Mart 2014 Pazar günü yapılacak yerel seçimler bu nedenle hayati önem taşıyor.

30 Mart’ta sandıkta sadece belediye başkanları, belediye meclis üyeleri ile muhtarları seçmeyeceğiz.

Bu seçim Antalya’nın ve Türkiye’nin geleceğinin tayin edileceği bir seçim olacak.

O nedenle de herkesin sorumluluk bilinciyle hareket etmesi, kişisel hırs ve siyasi ikbal-rant düşüncesinden arınarak hedefe odaklanması gerekiyor.

Hedef belli, Antalya’yı ve Türkiye’yi AKP’den kurtarmak..

Antalya’yı ve Türkiye’yi gelecek kuşaklara çağdaş bir anlayışla taşımak..

Hal böyle iken, Antalya’da çok garip şeyle olmaya başladı.

AKP’nin İstanbul’dan sonra rantı en yüksek bölge olan Antalya’da Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı yeniden kazanarak, kaynakları yandaşlara kaldığı yerden dağıtmak için hükümet ve devletin tüm olanakları kullandığı, kullanacağının gün gibi ortada olduğu bir dönemde ‘Muratpaşa ve Konyaaltı belediye başkan adaylarını açıkladı’ diye bu iki ilçenin CHP’li belediye başkan aday adayları CHP İl Başkanı Devrim Kök’e isyan bayrağı açtılar.

Zehir zemberek bir açıklama yaptılar.

Belediye başkan adaylarının açıklanma yönteminin CHP’lilerin bildiği bir yöntem olmadığını iddia ettiler.

Muratpaşa ve Konyaaltı’nın 12 belediye başkan adayının önceki gün yaptığı toplantıda sonunda medyaya gönderilen zehir zemberek açıklamaya’ rahatsızlığın isimler üzerinde yoğunlaştığını savunup, bu hareketin içinde yer almayacağını belirten Muratpaşa Belediye başkan aday adayı Ömer Melli, CHP’nin bu süreçte nasıl bir duruş sergilemesi gerektiğini ders alınacak bir şekilde ortaya koydu.

Toplantıya Konyaaltı Belediye başkan aday adayı Şefik Dirgen’in çağrılmamış olması da bu eylemin kurgulanmasının ve amacının ne olduğunu göstermesi açısından dikkat çekici.

Elbette her CHP’linin her göreve aday olma hakkı var.

Bunun için de siyasi centilmenlik sınırlarını aşmadan yarışmak kadar doğal bir şey de olamaz..

CHP’nin geleneklerinde bu tür isyan, eylem ve partiyi kamuoyunda tartışılır hale getirecek bildiri yayınlamak, CHP Genel Başkanı’nın Antalya’daki temsilcisi olan İl Başkanı’na suçlamalarda bulunmak, bunu da basın aracılığıyla yapma yöntemleri yok.

Ortak bildiriye imza atan 11 belediye başkan aday adayının yeniden aday gösterilen Muratpaşa Belediye Başkanı Süleyman Evcilmen’i ve Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek’i sevmek mecburiyetleri  bulunmuyor.

Ama onların CHP’ye ve Antalya’ya yaptıkları hizmetlerini, CHP’nin oylarını artırmadaki katkılarını da gözardı etmemek lazım.

Ancak, benimsenen yöntem son derece yanlış, kaygı verici.

Partilerine destek olup, omuz verecekleri ir dönemde İl Bakanı Kök ve ekibinin moralini bozacak hareketlerden kaçınmak gerekir.

AKP’nin gemisine su taşımak anlamına geliyor.

Dileriz aday adayları, birilerine özenerek yeni yanlışlara imza atmazlar.