
İbrahim Akkaya
Ajan provokatörlere dikkat !
‘Biz demiştik, biz yazmıştık’ türünden söylemleri sevmem..
Hele hele olumsuz bir gelişmeyi önceden duyurup, sonra da gerçekleşince, “ Haklı çıktık, uyarmıştık” demek hiç hoşuma gitmez..
Gitmez de Antalya’yı derin üzüntüye boğan dünkü hain saldırıyı Akdeniz GERÇEK’te 23 Ağustos günü “Antep’ten sonra Antalya mı ?” haberiyle duyurmaya çalışmıştık..
Kuşku yok ki hepimiz endişeliyiz..
Hain saldırının nereden, ne zaman ve nasıl geleceğini bilemeyiz..
Bunun için de dikkatli olmalıyız hepimiz..
Kendimizi, çevremizi ve Antalya’yı kollamalıyız..
Bu kentin sahipleri olarak birlik ve beraberlik içinde olduğumuzu göstermeliyiz..
Böylesi kritik dönemlerde paniklemek, sinme, ürkmek yerine kararlı durmalıyız.
Bunu yaparken de önlemleri de ihmal etmemeliyiz..
Artık yadsınamaz bir gerçek ki çok sayıda terör örgütü Türkiye’yi hedef seçmiş durumda..
Operasyonlar ile büyük darbe alan, güç kaybeden, bölge halkının güvenini yitiren PKK, son çırpınışları ile ayakta olduğunu ispatlamaya, sempatizanlarına mesaj vermeye çalışıyor.
IŞİD denilen terör örgütünün bebek katili PKK’dan bir farkı yok..
15 Temmuz’da darbe ile Türkiye’yi ele geçirmeye, demokrasiyi yıkmaya çalışan FETÖ/PDY intikam hırsıyla son çırpınış içinde.
Türkiye Cumhuriyeti, çok sayıda terör örgütü ile yıllardır mücadele ediyor..
Son tahlilde tüm terör örgütlerinin işbirliği yaptıkları ortaya çıktı..
Elbette bu örgütler tek başlarına hareket etmiyor..
Türkiye üzerinde hain emeller besleyenlerin lideri konumunda olan bir üst akıl yönetiyor terör örgütlerini..
Gerçek şu ki sağcı ya da solcu, İslamcı ya da komünist tüm terör örgütleri taşeron olarak kullanılıyor..
Son eylemlerde çocukların canlı bomba olarak kullanıldığının ortayla çıkması, kirli Türkiye planlarını yapanların ne denli kararlı olduklarını gösteriyor.
Antalyalı olarak kentimize sahip çıkmalıyız..
Dünden daha fazla birbirimize sarılmalıyız..
İşbirlikçilerin, ajans provokatörlerin oyunlarına gelmemeliyiz..
Kuşku yok ki bir kenti ve ülkeyi karıştırmanın en kolay yöntemi etnik bir çatışma yaratmak..
Antalya, bu açıdan önemli bir konumda..
Her etnik gruptan, her dilden , dinden ve ülkeden insanların yaşadığı bir kent..
Fanatizm için de biçilmiş kaftan..
Antalya’da ayrıca her gelir grubundan insanlar yaşıyor..
Bu durumu Antalya’yı ve Türkiye’yi karıştırmak, bölmek, bir çatışma ortamı yaratmak isteyen şer grupları kullanabilir..
Güvenlik açısından yeterli önlemler alınmış olsa bile bir küçük kıvılcım kolay kolay söndürülemeyecek yangına dönüşebilir.
Büyük Kurtarıcı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi, “ Antalya dünyanın en güzel yeri’
Bu eşsiz güzelliğine karşın coğrafi yapı açısından dezavantajı..
Suç ve suç örgülerinin gizlenmesine olanak tanıyan bir coğrafyada yaşıyoruz..
Henüz 15 Temmuz kalkışmasının tehlikesi geçmiş değil..
Bölücü örgütün sempatizanlarının çok olduğu da bilinen bir gerçek..
Bu yüzden uyanık olmalıyız..
Paniklemeden, yılgınlık, bezginlik içine girmeden bu kentin ve bu ülkenin gerçek sahibi olduğumuz bilinci ile hareket etmeliyiz.
Kime aklından çıkarmasın ki bu ülke kolay kurulmadı.
Düşman çizmesine, başak bir devletin boyunduruğuna izin vermeyecek, pes etmeyecek bilince sahibiz..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.