Açlık/Tokluk

Evrenkentlerin (Üniversitelerin) gerçek anlamıyla; yüksek düzeyde eğitim, öğretim, bilimsel araştırmalar ve yayın yapan bilimsel özerkliği ve kamu tüzelkişiliği bulunan öğretim kurumu olduğu yıllarda bir iktisat profesörü: “evladım, iktisat o kadar karışık bir bilim değildir. Çok basitçe söylemek gerekirse, esası şuna dayanır: “sen ne yiyeceksin-ben ne yiyeceğim”…demişti.

     Önceki gün Sevgili Yılmaz Özdil’in “Dikili Ağaç” yazısını okuyunca aklıma bu tarif geldi. Şöyle diyordu:

     “Sümerbank satıldı. Seka satıldı. Limanlar komple gitti. Et Balık gitti. Eti bakır, gümüş, krom satıldı. Seydişehir alüminyum gitti. Maden sahaları satıldı. Tekel satıldı. Türk Telekom Arap oldu. Tüpraş satıldı, Erdemir satıldı, Petkim satıldı. Araç muayene istasyonları satıldı, şeker fabrikaları satıldı, santrallar satıldı, elektrik dağıtımı satıldı, ahaliye Hes’tirin denildi, dereler satıldı, barajlar satıldı, ormanlar satıldı. Türkiye Demir Çelik İşletmeleri satıldı, Oyakbank, Finansbank, Denizbank, Şekerbank, Dışbank, liste çoook uzun, yerli banklalar yabancıya satıldı, borsa payıyla birlikte Türk bankacılık sisteminin yüzde 70’i elalemin eline geçti. Güya “helal satış sertifikası” aldılar, İngiliz bankasından iyi mi! Sigorta şirketleri gitti, sigortacılarımız Fransız, İspanyol, İngiliz, Alman, Amerikalı… Bahamalı sigortacımız var. Telsim satıldı, gübre sanayi satıldı, özel hastanelerin çoğu gitti, hipermarketler gitti. Millete ait marinalar, feribotlar, oteller, sosyal tesisler satıldı. Tuzlalar satıldı. Ne porselen fabrikası kaldı kardeşim, ne kundura fabrikası… Devlete ait 140 bin adet taşınmaz satıldı. Metrekaresini bilmediğimiz, açıklanmayan, halktan gizlenen miktarda toprak satıldı. Mesela, şehircilik bakanına soru önergesi verildi, “5,5 milyon metrekarelik alana sahip olan Hatay şehrimizin yarısından fazlası, 3,7 milyon metrekaresi neden yabancılara satıldı?” diye soruldu, cevap verilmedi. Olağanüstü hal ayağıyla, Meclis’i devre dışı bırakarak, THY, Ziraat Bankası, Halkbank, TPAO, Botaş, PTT, Türksat, Borsa, Çaykur varlık fonuna devredildi. Elde avuçta ne varsa satıldı, saman ithal ediyoruz.

     Taş üstüne taş koyanı az çok görmüştük ama… Taş üstünde taş bırakmayanı ilk defa bunlarda gördük…” (*)

     Bu yazımda benim esas söylemek istediğim, bu satışların saya saya bitirilemeyeceğidir. Yukarıdaki listede bulunmayan iki madde halkımızı gelecekte açlığa mahkûm edecektir: et ve boraks!

     Bildiğiniz gibi “Mera Hukuku” diye bir hukuk deyim vardır. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Meraları bugün yaşayanlar için değil; gelecek kuşakların aç ve etsiz kalmaması için ayırmış ve meralar için ayrı bir hukuksal çerçeve çizmiştir.

     Gelecek kuşaklar aç kalmasın diye meralar üzerinde hiçbir mülkiyet hakkını kabul etmez Türk mera hukuku!

     Hayvancılığımız ölmesin, gelecek kuşaklar aç kalmasın diye meralar zamanaşımı ile mülkiyeti kazanılamayan taşınmazlardır. Gerçekte meralar kimsenin malı değildir; köyün, mahallenin, şehrin hatta devletin malı bile değildir, meralar doğrudan, Türkiye’de yaşayan tüm halkın, yetmiş beş milyonun malı da değildir. Meralar gelecekteki insanın, doğmamış çocuğun malıdır. Bu nedenle tüm

köy halkı birlik olsa, tüm şehir halkı karar verse, yine de mülkiyetine kimse sahip olamaz.

              Oysa iktidar çıkardığı yasalarla meraları hazinenin malı sayarak Büyükşehir Belediyelerinin mülkiyetine dâhil etmiştir. Sadece meralar değil, yaylaklar, kışlaklar (güzleler) (havalar soğuyunca yaylalardan bir daha aşağıda, sürülerin yünlerinin kırpıldığı, peynir vb. ürünlerin yapıldığı nispeten sıcak kuytu alanlardır) da amaçlarından saptırılarak arsa değer artışına kurban edilmek üzeredirler.

              Varlık Fonuna devredilen kurumlardan birisi de “Etimaden” dir.

              Etimaden, boraksı çıkaran işleyen, satan bir kurumdur.

              “Mustafa Kemal Atatürk’ün çağları aşan ileri görüşü ile sanayileşme ve bunun motoru olan doğal kaynaklar ve finans olgularını bir arada sağlayan Etibank, 14.06.1935 tarihinde 2805 sayılı Kanunla kurulmuş olup 1998 yılındaki yapılanma ile Eti Holding A.Ş. ve Ocak 2004 yılında yeniden yapılanma ile Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü adını almıştır. Etibank-kurulus-izni-1935. Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü, ilgili yasalar çerçevesinde ülkemiz bor minerallerinin üretilmesi, işletilmesi ve pazarlanması görevini yerine getirmektedir. Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü kendisine bağlı Bandırma Bor ve Asit Fabrikaları, Kırka Bor, Emet Bor, Bigadiç Bor İşletme Müdürlükleri ve Bandırma Lojistik Birimi ile birlikte Yurt Dışı Temsilcilikleri ve İştirakleriyle Madencilik, Metalurji ve Kimya alanlarında faaliyet gösteren uluslararası bir Kuruluştur.”(**)

              Boraks madenleri ve Etimaden Türkiye’nin geleceğidir. Dünyadaki “saklıkaynak”larının (rezervlerinin) yüzde 65’i Türkiye’de olan Boraks Madenleri bir bakımdan Türkiye’nin petrolü sayılabilir. Şimdi o da satılacaklar listesinde AKP iktidarı tarafından torbaya konulmuştur.

              Yapmayın efendiler, yazıktır, ayıptır, günahtır, kendinizi şimdilik kurtarmak için Türkiye’nin geleceğini tehlikeye atmayın, doğmamış çocuklarımızı açlığa mahkûm etmeyin!

                   Sanki AKP iktidarından sonra bu ülkede kimse yaşamayacak!

 

(*)Yılmaz Özdil, “Dikili Ağaç”

17.03.2017 Sözcü Gazetesi Sayfa:20

(**)http://www.etimaden.gov.tr/d/page/kurumsal-hakkimizda

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürkut Acar Arşivi

Yurttaşı enayi yerine koymak

28 Nisan 2021 Çarşamba 19:37

Bu sefer kaçıncı?

26 Nisan 2021 Pazartesi 06:30

Amirallere zulüm

13 Nisan 2021 Salı 06:48

Güvenlik soruşturması

05 Nisan 2021 Pazartesi 06:38

Papalagi

31 Mart 2021 Çarşamba 06:30

Örsan Öymen'e açık mektup!

19 Mart 2021 Cuma 06:38

Bu kaçıncı?

01 Mart 2021 Pazartesi 06:39

AKP'den sonra da Türkiye var olacak

15 Şubat 2021 Pazartesi 06:35