Çok sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz.

Bir yanda kan ve gözyaşı, diğer yanda giderek büyüyen ekonomik kriz..

Gerçek şu ki gelecek kaygısı giderek derinleşiyor..

İki oğlu askerde olan acılı babanın kapısını çalan güvenlik görevlilerine, “Fatih mi Ferhat mı?” sorusunu yöneltmesi can kaygısının ulaştığı noktayı gösteriyor.

Terörün ne zaman nereden ve nasıl geleceğini kestirmek artık güç.

Şehit ateşi sadece şehit evlerine değil, hepimizin yüreğine düşüyor.

79 milyon şehitlerine ağlıyor.

Bu cehennemden nasıl çıkarız, nasıl eski huzurlu günlere döneriz bilinmez.

Bilinen içte ve dışta terör örgütleri birlik ve beraberliğimizi bozmak için saldırı üstüne saldırı yapıyor.

Hain FETÖ örgütüyle mücadele hedefine ulaşmış değil..

Bize yakışmayan bir ihbar, karalama, itibarsızlaştırma süreci var..

Yüreğimiz yanıyor, teröre karşı tek ses, tek yürek olduğumuzu göstersek de hain terörün önüne geçmek mümkün olmuyor.

Evine, işine korku içinde giden, çocukları eşi, kardeşi, anası babası, yakınları ve ülkesi için kaygı duymayan, gelişmeleri endişe ile izleyen kimse yok gibi.

Biz bunları asla hak etmiyoruz.

Birde ekonomik kriz var..

Yönetenler pembe tablo çizmeyi sürdürse bile çarşı Pazar yangın yeri..

Esnafa sorun yaprak bile kıpırdamıyor.

İşsizlik aldı başını gidiyor..

Devrimci İşçi Sendikası Genel Başkanı Mustafa Yahyaoğlu,turizmin başkenti’ diye lanse edilen Antalya’da 200 bin turizm emekçisinin işsiz kaldığını söylüyor.

Mustafa Yahyaoğlu, ‘krizler yılı’ olarak yorumladığı 2016’da yüzlerce turizm işletmesinin kapısına kilit vurulduğunu belirterek, 2017 sezonu için de kara bir tablo çiziyor.

2017 yılı turizm sezonunun da ülkemizde yaşanan olumsuzluklardan etkileneceğini söyleyen Yahyaoğlu , şu çarpıcı değerlendirmede ulunuyor:

’’ Huzur ve güveni sağlayamayan bir ülkede turizm olamaz”

Durum gerçekten çok vahim..

KOBİ olarak bilinen küçük ve ortak işletmelerin durumu içler acısı..

Turgut Özal tarafından ‘orta direk’ diye yorumlanan esnafın ayakta kalabilme çabası sonuç vermeyince, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı’nın(KOSGEB)ilik 12 ayı ödemesiz, 36 yılda ödeme koşullu 50 bin liralık kredi için başvurular dün başladı.

Antalya esnafı, Sibirya soğuklarını gölgede bırakan havada, sabahın köründe kuyruğa girerek, ‘can suyu’ olarak da bilinen kredi için başvuru yapmaya çalıştı.

Yüzlerce Antalyalı bir nebze olsun nefes almak amacıyla bel bağladığı kredi için birbirleriyle yarıştı.

Kaç kişi amacına ulaşır, kaç küçük ve orta dereceli işletme faizsiz krediyi alma şansına ulaşır bilinmez.

Bilinen bir şey varsa da o da sıkıntının her geçen dakika artmış olması.

Bir de işsizleri düşünün..

Evine ekmek götüremeyen, bebeğine süt alamayan anne ve babaları düşünün.

Antalya’nın kan donduran soğuk havasında aç ve açıkta olan insanları, evsizleri, kimsesizleri düşünün.

Zor bir dönemi yaşıyoruz.

Bize ya nazar değdi, ya da iç ve dış düşmanlar Türkiye için Türk halkı için acı reçeteyi yazdı..

Türkiye’yi bölüp parçalamayı hedefleyen bir senaryo yazıldı..

Çıkmalıyız bu çukurdan..

Birlik, beraberlik ve dayanışmayı artırmalıyız..

İkinci bir kurtuluş savaşını başlatmalıyız..

Vatan toprakları üzerinde yeni bir destan yazmalıyız..

Biz bunu yaparız, pekala başarırız, bize destan yazmak yakışır..